2023 başlarında Suudi Arabistan, İsrail ile ilişkileri normalleştirmek karşılığında ABD’den kapsamlı bir savunma anlaşması talep etti. Bu teklif, Filistin meselesindeki tavizleri de içeriyordu; Riyad, İsrail’in iki devletli çözüme açıkça bağlılığını göstermesinin normalleşme için yeterli olabileceğini belirtti.
Ancak, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarının ardından Suudi Arabistan, İsrail’i tanımayı Filistin devletinin kurulması için somut adımlar atılmasına şart koştu. Bu durum, önceki daha yumuşak yaklaşımından önemli bir sapma olarak görüldü.
Anlaşmanın Kapsamı: Öngörülen askeri işbirliği, eğitim, siber güvenlik, lojistik ve teknoloji paylaşımını kapsayacak. ABD’nin Suudi Arabistan’da daha fazla askeri personel ve Patriot füze savunma sistemi konuşlandırması da planlanıyor. Yine de, bu işbirliği Güney Kore veya Japonya ile yapılan anlaşmaların sağladığı güvence düzeyine ulaşmayacak.
Çin ve İran Faktörleri: Yeni anlaşma, Suudi Arabistan’ın diğer ülkelerle, özellikle Çin ile olan savunma işbirliğini kısıtlamasını öngörüyor. Bu, ABD’nin Riyad üzerindeki etkisini güçlendirmeyi hedefliyor, ancak İran kaynaklı tehditlere karşı bölgesel güvenliğin de artırılması amaçlanıyor.
İsrail’deki İç Siyasi Engeller ve Netanyahu’nun Durumu: Başbakan Netanyahu, Suudi Arabistan ile normalleşmeyi büyük bir başarı olarak görüyor. Ancak, Hamas saldırılarının ardından hükümet içindeki aşırı sağcı ortakları, Filistinlilere yönelik herhangi bir ödünü reddediyor. Netanyahu’nun Filistin devleti lehine atacağı herhangi bir adım, koalisyonun dağılmasına neden olabilir.
Filistin Perspektifi ve Trump Faktörü: Filistinliler, Suudi Arabistan’ın normalleşme girişimlerini Filistin meselesi için bir dönüm noktası olarak değerlendiriyor. Ancak, Donald Trump’ın olası dönüşü ve “Yüzyılın Anlaşması” planı büyük endişe yaratıyor. Bu plan, iki devletli çözümü baltalayarak Batı Şeria’nın büyük bölümünün İsrail’e ilhakını ve Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak kabul edilmesini öngörüyor.
Suudi yetkililer, Doğu Kudüs’ün Filistin devletinin başkenti olması gerektiğini vurguluyor. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Gazze’deki İsrail operasyonlarını “soykırım” olarak niteledi.
Bölgesel ve Küresel Dengeler:
1. ABD’nin Bölgedeki Rolü: Biden yönetimi, Suudi Arabistan ile askeri işbirliğini artırmak ve Riyad’ın Çin’e yakınlaşmasını engellemek istiyor. Ancak, ABD Senatosu’ndaki İsrail yanlısı güçlü lobi ve iki devletli çözüme yönelik isteksizlik müzakereleri zorlaştırıyor.
2. Trump’ın Olası Dönüşü: Trump’ın yeniden başkan olması, Suudi Arabistan üzerindeki baskıyı artırabilir ve Riyad’ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmeyi kolaylaştırabilir.
3. Suudi Arabistan’ın Liderlik Rolü: Suudi Arabistan’ın Filistin meselesindeki kararlı duruşu, Arap dünyasındaki liderlik rolünü güçlendirebilir. Ancak, bu tutumun ne kadar süreceği belirsiz.
4. İran Tehditi ve Bölgesel Güvenlik: Suudi Arabistan, ABD ile işbirliği yoluyla İran kaynaklı tehditlere karşı bölgesel güvenliği artırmayı hedefliyor. Bu durum, İran ile normalleşme girişimlerindeki hassas dengeyi etkileyebilir.
Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşmeyi Filistin meselesindeki kazanımlara bağlaması, bölgesel dengeleri yeniden şekillendirme potansiyeli taşıyor. Ancak, ABD ile yapılacak askeri anlaşmanın kapsamı ve Riyad’ın normalleşme kararlılığı, bölgesel ve küresel dinamikler açısından yakından izlenecek.
Bu gelişmeler, Suudi Arabistan’ın liderlik rolünü artırabilir ve uluslararası toplumun Filistin meselesine bakış açısını değiştirebilir. Ancak, İsrail’deki iç siyasi engeller ve Trump faktörü, sürecin gidişatını belirleyen en önemli etkenlerdir.
GÜNDEM
20 dakika önceGÜNDEM
20 dakika önceGÜNDEM
20 dakika önceGÜNDEM
21 dakika önceGENEL
32 dakika önceGENEL
32 dakika önceGENEL
33 dakika önceGüvenliğiniz bizler için önemli. Bu yüzden gizlilik politikası sayfamızı inceleyiniz.