AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, harp okullarından mezun olan teğmenlerin “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı atmasıyla başlayan tartışmalara ilişkin açıklamalar yaptı. Çelik, bu olayın iki farklı kötü niyetli yaklaşımı beraberinde getirdiğini söyledi. Birinci yaklaşımın, bu görüntüler üzerinden Erdoğan’a ve hükümete mesaj verildiği şeklinde yorumlanması olduğunu belirten Çelik, bunun eski vesayet anlayışının diriltilmesi anlamına geldiğini vurguladı.
AK Parti Merkez Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısının ardından basın açıklaması yapan Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda ele alınan konulara değindi.
Çelik, teğmenlerin sloganı atmasının ardından yapılan yorumlara değinerek, “Bu konuyu ikiye ayırmak gerek. Önemli bir nokta, ülkemizde ve dünya tarihinde ilk kez kara, hava ve deniz harp okullarında kız öğrenciler birinci oldu. Biz ‘Kadınların Yüzyılı olacak’ diyorduk, bu gelişme o mottomuzu destekliyor. Geçmişte ordunun üzerinden vesayet oluşturulmasının TSK’ya en büyük zararı verdiği bir gerçektir.” diye konuştu.
Çelik, gençlerin mezuniyet sevincini paylaşmanın önemli olduğunu belirterek, “Bazı kişilerin bu olayı kötü niyetli yorumlamaları demokratik hakkını kullanan vatandaşların eleştirilerine saygı duyulması gerektiği anlamına geliyor. Burada iki kötü niyetli yaklaşım var. Bir takım kişiler bu görüntüleri Erdoğan’a ve hükümete mesaj olarak yorumluyor. Bu, eski vesayet anlayışını yeniden canlandırma çabasıdır. Diğer taraftan, bu yorumlara cevap vermek amacıyla teğmenlere hakaret edilmesi de kabul edilemez.” şeklinde konuştu.
Çelik, TSK’ya yönelik vesayet girişimlerine karşı hassas olduklarını vurgulayarak, “Tecrübelerimiz ortada. Dikkatimiz yüksek. Demokratik denetim mekanizmaları en güçlü şekilde işliyor. Hiçbir şeye göz yumulmaz. Görüntüler üzerinden hükümete kılıç çekti dediklerinde, amaçlarının eski vesayet unsurlarını yeniden canlandırmak olduğunu görüyoruz. Bu teğmenler ülkemizin geleceği için yetiştirilmiş gençlerdir.” dedi.
Çelik, TSK’nın asli görevine odaklanmasının önemini vurgulayarak, “Göz bebeğimiz TSK’nın asli işine odaklanmasına büyük önem veriyoruz. Eğer bir disiplinsizlik varsa, bu da incelenecektir. Silahlı kuvvetlerin ebedi başkomutanı Atatürk’e gösterilen saygıya ‘bu Erdoğan’a mesajdır’ şeklinde yorum getirenler var. Atatürk’e gösterilen saygının cumhurbaşkanımıza dönük olarak algılanması sağlıklı değildir. Teğmenlerimizin ailelerini kutluyor ve onlara saygılarımızı sunuyoruz.” diye belirtti.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik
Çelik’in açıklamalarından öne çıkan noktalar şu şekilde:
“Kongre süreciyle ilgili olarak MKYK’ya teşkilat başkanımız Erkan Bey tarafından kapsamlı bir sunum yapıldı. Bu takvimin Mart sonuna kadar tamamlanması bekleniyor. Mart sonunda büyük kongre takvimi netleşecek. 21 Eylül’den itibaren delege seçimleri başlayacak. 12 Ekim’de belde kongreleri ve ilçe kongreleri yapılacak. 93 gün sürmesi bekleniyor. 28 Aralık’ta il kongreleri başlayacak. Mart sonuna kadar kongre süreci tamamlanacak.
Takvimde ilerlemeler olabilir. Bu süreci mekanik bir kongre süreci olarak görmüyoruz. Yeni ritme göre teşkilatlarımızın vatandaşlarımızla buluşması var. Orta vadeli program 5 Eylül’de açıklanacak. Ekonomi yönetimine dair bakan arkadaşlarımızın istifa haberlerinin yalan olduğunu söylemek istiyorum. Bu spekülasyon amaçlı. Pozitif sonuçlardan rahatsız olanların kara propaganda faaliyetleri. Önemli olan milletin taleplerini yerine getirmek. Biz yolumuza devam ediyoruz. Yeni dönemdeki siyasi faaliyetler ele alınacak. Eylül ayı içinde genel başkan yardımcılarımız ve MKYK üyelerimiz vatandaşlarımızla buluşacak.
Diyarbakır anneleri 6. yılına girdi. Vicdan çağrısı yapan annelere bir kez daha sevgilerimizi iletiyoruz. Bu ülkede herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu bilinci ile bu çocukların gelecek kurması arzumuzdur. Bu hakları savunduğunu söyleyenlerin yaptığı terör örgütlerinin aparatı haline getirmeye çalışmaktır. Diyarbakır annelerinin eylemi, çocuklarını terörden kurtarmak isteyen annelerin eylemi olarak dünyanın en yüksek çağrılarından biri olmuştur.
Batılı insan hakları örgütlerinden destek verilmemiş olması dikkatle değerlendirilmeli. Çifte standart herkesin dikkatini çekmekte. Bugün demokrasiden yanayım diyenlerin somut bir sınavdır bu. Bu eyleme destek vermiyorsanız söylemleriniz de insan hakları ile hassasiyetleriniz de havada kalmaya mahkum. Bu zaferler ayında partimizin kuruluş yıl dönümünü kutladık. Kabinemizin Ahlat’ta gerçekleşmesi tarihi bir mesaj olmuştur.
Biz milletimizin hafızasında yaralı bilinç yaratmaya çalışan tavrın karşısındayız. Uzun bir devlet geleneğine sahibiz. Göz bebeğimiz olan Türkiye Cumhuriyetimiz ile geleceğe yürüyoruz. İç bünyeyi sağlam tutmak önemli. Siyaseten birbirimizin rakibiyiz ama hasmı değiliz. Netanyahu hükümetinin saldırganlığında iç bünyenin sağlam tutulması önemli. Adlarımız farklı olabilir, aidiyetlerimiz farklı olabilir ama hepimizin soy adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. Herhangi bir virüs üretmeye çalışanlara karşı bu hassasiyetimizi en üst seviyede tutacağız.
Atatürkçülük yapmaya çalışıyorum deyip milletin değerlerine saldıranlar Atatürk’e karşı saldırıyorlar aslında. İlk cumhurbaşkanımız ve devletimizin kurucusu Atatürk’ten Erdoğan’a kadar büyük mücadeleler verilmiştir. Atatürk’e ve Erdoğan’a karşı tavırlar mahkum edilmesi gereken tavırlardır. Nefret söylemi unsurudur ve iç cepheyi dağıtmaya dönük hareketlerdir. Yöneticiler arasında rekabet olabilir ama onlara oy veren vatandaşlara hakaret etme hakkı yoktur. Hangi siyasi parti tabanındaki vatandaşımız olursa olsun tüm saldırılara karşıyız. Bize oy versin vermesin vatandaşın iradesi saygıdeğerdir.
Atatürk’e ve cumhurbaşkanımıza dönük çirkin dilin yanı sıra bunun topluma da yansıması oluyor. Başörtülülerine dönük uygulamalar nefret söylemlerinin neticesi olarak meydana geliyor. Parti tabanına ve cumhurbaşkanına hakaret eden kişinin protokolde ağırlanıp alkışlanması, hakaretin alkışlanması… Bir siyasi partiye yakışmayan şey budur. Kendi tabanlarına saldıranların da dolaylı olarak himayesini gerçekleştirmiştir. Bu hakaretleri eden kişinin CHP başkanı tarafından himaye edilmesi son derece yanlış durum olmuştur. CHP’ye yakışmadı. Geçmişte CHP genel başkan yardımcılığı yapmış birinin çirkin dili karşısında olması gereken CHP’de disiplin mekanizmanınım işletilmesidir. Siyasi eleştiri ile hakareti birbirine karıştırmamak gerekir.”
Haberler.com / Turan Yiğittekin – Eğitim
GÜNDEM
14 saat önceGENEL
14 saat önceGENEL
14 saat önceGENEL
15 saat önceGÜNDEM
16 saat önceGÜNDEM
16 saat önceGÜNDEM
16 saat önce