Teknolojinin hayatımızın her alanına entegre olduğu günümüzde, davranışlarımız, kişiliğimiz ve hatta rahatsızlıklarımız bile bu etki altında kalıyor. Teknoloji bağımlılığı, en yaygın bilinen davranış bozukluğu olsa da, dijital çağın kendi içinde bazı elektronik hastalıkları da ortaya çıkardı. Instagram’a erişimin kısıtlanması sonrası yaşanan tartışmalar, bu e-hastalıkları tekrar gündeme getirdi. Akıllı telefon, sosyal medya ve oyunların etkisiyle sosyalleşme azalırken, yüz yüze iletişim yerini izole bir hayata bırakıyor ve bu da bazı psikolojik ve fiziksel sorunlara yol açıyor.
SOSYAL MEDYA GERÇEKLİK ALGIMIZI ETKİLİYOR
Teknolojiye aşırı bağımlılık, önce sosyal çevreden, sonra da gerçeklikten koparmaya başlıyor. Hayali titreşim sendromu, cheesepodding, photolurking, ego sörfü, Facebook depresyonu, Youtube Narsizmi, Borderline selfitis, Fantom titreşim sendromu gibi e-hastalıklar ortaya çıktı ve günümüzde yaygın olarak görülüyor. Bu sorunları ele aldık ve kim bilir belki de bazılarını kendimiz de yaşıyor olabiliriz.
ÇOĞUMUZDA GÖRÜLEBİLEN ÖRNEKLER
HAYALI TITREŞIM SENDROMU: Telefonumuzdan bildirim geldiğini düşünmek, ancak gerçekte böyle bir bildirimin olmaması ve bunun sonucunda yalnız hissetmek. Araştırmalar, sıkıntı yaşayan kişilerde bildirimlerin olup olmadığını kontrol etme ve hayali titreşim hissetme eğiliminin daha yüksek olduğunu gösteriyor.
PHOTOLURKING: Sosyal medyadaki hesapların resimlerini sürekli olarak ve uzun süre incelemek. Psikologlar, herkese açık hesapları uzun süre inceleyen bazı kişilerin, o kişiye takıntılı hale geldiğini ve izleme davranışı geliştirdiğini belirtiyor.
FACEBOOK DEPRESYONU: Kişilerin, diğer insanların hayatlarını kendileriyle kıyaslamaları ve yoksunluk hissetmeleri sonucunda zamanla depresyon belirtileri ortaya çıkması. Farklı kişilerin tatil, iş, resimleri veya gittiği yerlere bakmak, bu tür bir depresyona yol açabiliyor.
YOUTUBE NARSIZMI: Sosyal medyada paylaşımların daha fazla görüntülenme hırsına dönüşmesi ve video çekenlerin, yorum, beğeni ve görüntülenme sayılarını takıntı haline getirmesi. Bu çaba, narsizmi besliyor ve büyütüyor.
EGO SÖRFÜ: Sosyal medyada paylaşımlar yapan veya medyada yer alan kişilerin, sık sık kendi isimlerini ve resimlerini araştırması. Bu işlemi eğlence için yapanlar olduğu gibi, takıntı haline getirenler de bulunuyor.
BORDERLINE SELFITIS (SINIRDA): Sosyal medyaya sıkça içerik ekleyen kullanıcıların, kendilerini günde en az 3 videoya alması veya selfie çekmesi. Instagram için resim çekme isteği, en iyi pozu bulmak için gün içinde poz verme, resimlerini beğenmeme, hep daha fazlasını isteme gibi davranışlara yol açabiliyor. Bu da ruh halini sürekli değişken kılıyor. Her çektiği fotoğrafı sosyal medyada kullanan ve bunu takıntı haline getirenler, acute selfitis olarak tanımlanıyor.
CHRONIC SELFITIS (KRONIK): Kullanıcıların, kendi fotoğraflarını kontrolsüz bir şekilde çekmesi ve günde 6 kereden fazla bu fotoğrafları sosyal medya platformlarında paylaşması.
İngiltere’de sosyal medya kullanıcılarına uyarı: Paylaştıklarınıza dikkat edin
İngiltere’de Kamu Savcılığı Direktörü Stephen Parkinson, sosyal medyada nefret mesajı ve tehdit içerikli paylaşımda bulunanları, dava edilebilecekleri konusunda uyardı.
Sosyal medyayı doğru çözmeliyiz
Çocukların ve gençlerin yoğun ilgi gösterdiği platformların bilinçsiz kullanımı, kişileri teknoloji bağımlısı haline getiriyor ve toplumsal kargaşa ile kutuplaşmanın ana nedeni haline gelebiliyor.
Gerçeklik algımızı yitirmeyelim
Doç. Dr. İslam Can, gerçeklik algısını kaybettiğimizi belirtiyor ve yaşadığımız çağda sanal ile gerçeklik arasında ciddi bir geçişkenlik ve iç içe geçme durumu olduğunu vurguluyor. Can, “İş, aşk, evlilik ve sosyal ilişkilerimizin birçoğu, geleneksel anlamlarından ve bağlamlarından kopartılarak gösterilmeye endeksli yeni bir var olma biçimine evirilmiştir” diyor.
News
İngiltere’de sosyal medya kullanıcılarına uyarı: Paylaştıklarınıza dikkat edin
Sosyal medyayı doğru çözmeliyiz
Gerçeklik algımızı yitirmeyelim
