TÜİK verilerine göre, 2008’de %91,8 olan okuryazarlık oranı 2023’te %97,6’ya ulaşmış olsa da, kitap okuyanların oranı sadece %4’te kalmış. Prof. Dr. Melda Üner, ülkemizde nitelikli okuryazar sayısının düşük olduğunu ve okuma alışkanlığının küçük yaşta kazandırılmasının önemini vurguluyor.
Dünya Okuma Yazma Günü, düşük okuryazarlık oranına dikkat çekmek amacıyla 1966’da UNESCO tarafından 8 Eylül olarak belirlendi. 1967’den beri her 8 Eylül’de kutlanan bu gün, okuma yazma eğitiminin yaygınlaştırılması ve toplumda farkındalığın artırılması hedefleniyor.
Yeditepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Melda Üner, UNESCO’nun okuryazarlık tanımlamalarının zamanla değiştiğini ve 1951’deki basit kodlama becerisinden, 1962’de toplumsal gelişime katkıda bulunabilecek bilgi ve becerilere sahip olma tanımına doğru evrildiğini belirtiyor. Ancak odak noktasının önce temel okuryazarlığı artırmak ve ardından daha nitelikli okuryazarlar yetiştirmek olduğunu vurguluyor.
OKURYAZAR SAYISI ARTTI
Üner, Türkiye’de okuryazarlık oranının artışını sevindirici buluyor ancak %100’e ulaşmak için daha yapılacak çok iş olduğunu belirtiyor. Kadınların okuryazarlık oranının erkeklerden daha düşük olduğunu ve bu konuya da odaklanılması gerektiğini belirtiyor.
DEVLET VE STK’LAR İŞ BİRLİĞİ YAPMALI
Ülkede sadece %4’lük bir kesim tarafından kitap okunması endişe verici. Üner, yetişkinlerde okuryazarlık oranının yükseltilmesi ve okuma becerilerinin geliştirilmesinin devlet politikası olmasının yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri kapsamında da değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
‘ÇOCUKLARIN MUHAKEME YETENEĞİ DÜŞÜK’
Ülkemizde okuma anlama ve muhakeme konusunda yetersizlikler olduğuna değinen Üner, bunun okuma alışkanlığının olmamasından kaynaklandığını söylüyor. Teorik olarak okuma yazma bilmenin yeterli olmadığını ve yaklaşım ile yöntemlerin gözden geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.
‘KALEM İLE KAĞIDA YAZMAK BEYNİ GELİŞTİRİYOR’
Üner, çocukların eğitiminde anne babanın rolünün büyük olduğunu ve özellikle yüksek öğrenim görmüş anne babaların çocuklarına değerli katkılar sağlayabileceğini söylüyor. Ayrıca, bilgisayar ve tablet yerine kağıt ve kalemle okuma yazmanın beynin gelişimi ve hafıza için önemli olduğunu vurguluyor. Teknolojik aletlerin aşırı kullanımı yerine çocukların hayal gücünü ve muhakeme yeteneğini geliştirmeye yönelik aktivitelerin teşvik edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
Türkiye Kültür Eğitim Güncel
”
News
