DOLAR 34,2906 -0.01%
EURO 37,2182 0.14%
ALTIN 3.022,63-0,01
BITCOIN 23917252.80571%
İstanbul
18°

AÇIK

05:59

SABAHA KALAN SÜRE

Türkiye Cumhuriyeti 101. yılını kutluyor
7 okunma

Türkiye Cumhuriyeti 101. yılını kutluyor

ABONE OL
Ekim 28, 2024 09:47
Türkiye Cumhuriyeti 101. yılını kutluyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

29 Ekim 1923, Türkiye tarihinde yeni bir çığır açan bir gündü. Anadolu’nun düşman işgalinden kurtarılması ve Türk Milleti’nin bağımsızlık mücadelesinin zaferiyle sonuçlanması üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) cumhuriyeti ilan etti. Bu ilanla birlikte “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi devletin temel taşı haline geldi. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayan bağımsızlık meşalesi, Türk Milleti’nin azmi ve fedakarlığıyla bugün hala yanmaya devam ediyor.

Yeni Türk devletinin uluslararası alanda tanınması ise 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşmasıyla gerçekleşti. 2 ay sonra, 13 Ekim 1923’te Ankara, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti ilan edildi. Bu gelişmeler, yeni devletin yönetim biçiminin resmileştirilmesini ve bir devlet başkanının seçilmesini zorunlu kıldı.

O zamana kadar Mustafa Kemal Paşa, TBMM Başkanı olarak devletin başkanlığını yürütüyordu. Ancak Lozan Antlaşması’nın onaylanması için bazı yabancı devletler, Türkiye’deki yeni rejimin daha net bir şekilde tanımlanmasını talep ediyordu. 27 Ekim 1923’te İcra Vekilleri Heyetinin istifası ve yeni bir hükümetin kurulamaması, durumu acil bir çözüm gerektiren bir noktaya getirdi.

“YARIN CUMHURİYET İLAN EDECEĞİZ”

Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim 1923 akşamı hükümetin kurulamaması üzerine Çankaya Köşkü’nde yakın arkadaşlarını bir araya getirdi. İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa ve Kemalettin Sami Bey’in de bulunduğu bu akşam yemeğinde yaşananları, Mustafa Kemal Paşa Nutuk’ta şöyle anlatıyor: “Gece olmuştu… Meclis binasından ayrılırken koridorlarda beni Kemalettin Sami ve Halit Paşa bekliyordu. O günkü gazetede Ali Fuat Paşa’nın Ankara’dan ayrılışı ve bu ikilinin Ankara’ya gelişi ‘Bir Uğurlama ve Bir Karşılama’ başlığıyla duyurulmuştu. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Geç vakte kadar beni beklediklerini öğrenince, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa aracılığıyla akşam yemeğine gelmelerini rica ettim. İsmet Paşa, Kazım Paşa ve Fethi Bey’i de yanına alarak Çankaya’ya gelmelerini söyledim. Çankaya’ya vardığımda, beni görmek için gelen Rize Milletvekili Fuat ve Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey’le karşılaştım. Onları da yemeğe davet ettim.

Yemek sırasında: ‘Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz’ dedim. Orada bulunan arkadaşlar, düşünceme hemen katıldılar. Yemeği bıraktık. O andan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir plan yaparak arkadaşları görevlendirdim. Verdiğim talimatların yerine getirildiğini göreceksiniz.

Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara’da bulunan tüm arkadaşlarımı toplamak ve onlarla görüşüp tartışmaya asla gerek duymadım. Çünkü onların da benim gibi düşündüklerinden emindim. Ancak o sırada Ankara’da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, fikirleri ve rızaları alınmadan cumhuriyetin ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar.”

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ MESUT, MUVAFFAK VE MUZAFFER OLACAKTIR”

Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile birlikte 1921 Anayasası’nda cumhuriyetin ilanına uygun değişiklikler içeren bir kanun tasarısı hazırladı. “Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir.” hükmünü içeren bu tasarı, TBMM’de yapılan tartışmaların ardından saat 20.30’da yapılan oylamada 158 üyenin tamamının oyu ile kabul edildi. Cumhuriyetin ilanı, “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleri ve alkışlarla karşılandı. Bu şekilde, yeni devletin yönetim biçimi kesin olarak belirlendi. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir” ilkesi, devlet yönetiminin en belirgin unsuru haline geldi.

Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa konuşmasını, “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” sözüyle sonlandırdı. Bu şekilde, devlet adı ve rejimine dair tartışmalar son buldu ve devlet başkanlığı sorunu çözümlendi. Hükümetin kurulma şekli de yeniden düzenlendi.

Yeni düzenlemeyle, cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçerek cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, Meclis Hükümeti Sistemi yerini parlamenter rejime bıraktı. “Milli bayram” olarak kutlanmaya başlandı.

İLK HÜKÜMETİ KURMA YETKİSİ İSMET İNÖNÜ’YE VERİLDİ

İlk hükümeti kurma görevi İsmet İnönü’ye verilirken, Fethi Okyar da TBMM Başkanlığı’na seçildi. Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü cumhuriyetin ilanını büyük bir coşkuyla kutladı. 26 Ekim 1924’te yayımlanan bir kararnameyle, cumhuriyetin ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi.

Bu karar doğrultusunda, 29 Ekim 1924’teki etkinlikler, cumhuriyet kutlamalarının başlangıcı oldu. Hariciye Vekaleti, 2 Şubat 1925’te bir kanun teklifiyle 29 Ekim’in bayram ilan edilmesini önerdi. Teklif, Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan’da karara bağlandı.

TBMM’de 19 Nisan’da kabul edilen teklifle, 29 Ekim 1925 yılından itibaren “milli bayram” olarak kutlanmaya başlandı. Türkiye Cumhuriyeti, 2024 yılında 101. yaşını coşkuyla ve inançla kutluyor.

Kaynak: AA / Ekim Devrim Manduz – Yaşam

Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti 29 Ekim Türkiye Eğitim Yaşam Dünya

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP