ABD, Türkiye ve Rusya’nın ortak bir karar doğrultusunda Esad rejiminin yıkılmasına yönelik hareket ettiği iddia ediliyor. Rusya’nın bu karara gönülsüzce katıldığı ve bu girişimin, ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın göreve gelmesiyle Ukrayna savaşını bitirmeye yönelik anlaşmalarla bağlantılı olduğu düşünülüyor. Trump’ın Rusya’ya bazı tavizler vererek karşılığında Rusya’nın Suriye’den çekilmesini ve Esad rejiminin çöküşüne göz yummasını sağladığı öne sürülüyor.
Ancak asıl hedef, Esad rejimi değil, İran olduğu belirtiliyor. Bölgesel yeniden yapılanma sürecinde, İran’ın Suriye üzerindeki askeri ve siyasi denetimini kırmak, özellikle İsrail için tehdit oluşturan Hizbullah ve Hamas gibi güçlerin yükselişini engellemek, temel amaçlar arasında yer alıyor.
Suriye’deki gelişmelerin, Lübnan’a yönelik İsrail saldırılarını durdurmak için varılan bir anlaşmanın devamı olduğu söyleniyor. Bu anlaşma, Suriye üzerinden Lübnan’a silah akışını durdurmayı ve Hizbullah’ın askeri gücünün yeniden yapılanmasını engellemeyi hedefliyordu. Ancak İran’ın Suriye’deki devam eden varlığı, bu hedefin tam olarak gerçekleştirilmesini engelledi. İran, Suriye limanlarını ve altyapısını bölgedeki askeri unsurlarını desteklemek için kullanmaya devam etti.
Rusya’nın Esad rejimi ile İran arasındaki bağı koparma girişimleri, özellikle Türkiye ile ilişkiler üzerinden şekillendi. Fakat Esad rejiminin sert tutumu ve İran’a olan bağımlılığı, bu çabaları sonuçsuz bıraktı. İran-Suriye bağının kırılmasının tek yolunun Esad rejiminin düşmesi olduğu düşünülüyordu.
İran, rejimin çöküşünü kendisine yönelik bir saldırı olarak algıladı. Ancak bu duruma ne içeriden ne de dışarıdan etkili bir müdahalede bulunamadı. Rusya’nın Suriye’den çekilmesiyle İran destekli milislere verilen destek sona erdi. Aynı zamanda Hizbullah’ın Lübnan’dan aldığı destek, maruz kaldığı darbelerle ciddi oranda azaldı.
Suriye’deki rejim değişikliğinin başlattığı süreç, İran’ın bölgedeki askeri kollarını hedef almayı amaçlıyor. İlk adım Hizbullah’ın zayıflatılması oldu. Benzer bir durumun Irak ve Yemen’de de yaşanabileceği öngörülüyor.
Suriye’de rejimin yıkılması, ülkenin geleceğiyle ilgili birçok belirsizliği beraberinde getirdi. Askeri müdahalelerin ardından, bölgenin ulusal ve uluslararası aktörler tarafından yeniden yapılandırılması ve Suriye’nin siyasi geleceğinde ordu etkisinin azaltılması bekleniyor.
Bu gelişmeler, sadece Suriye’yi değil, bölgedeki tüm güç dengesini etkileyecek gibi görünüyor. İran’ın bölgesel etkisinin azalması ve İsrail’in güvenlik arayışları, Ortadoğu’da yeni bir dönemin başlangıcı olarak yorumlanıyor. Bu süreçte, bölgedeki diğer askeri güçlerin ve siyasi dinamiklerin nasıl evrileceği ise zaman içinde ortaya çıkacak.
GÜNDEM
6 dakika önceGÜNDEM
6 dakika önceGÜNDEM
6 dakika önceGENEL
16 dakika önceGENEL
17 dakika önceGENEL
17 dakika önceGENEL
18 dakika önce