Ocak 2025’te, on yıllık başbakanlık döneminden sonra, Justin Trudeau görevi bırakacağını açıkladı. Uzun süredir devam eden “istifa edecek misiniz?” sorularına, nihayet tüm 2024 yılı boyunca süren baskılardan sonra cevap vermiş oldu. Yerine, parti liderliğine seçilen eski Kanada Merkez Bankası Başkanı Carney geçti.
Kanada’da Trudeau’nun yerine geçecek isim belli oldu. Haberi Görüntüle
Trudeau’nun istifası, hem kamuoyu desteğindeki düşüş, yükselen siyasi rakipleri, hem de kendi partisinin tabanından gelen azalan destek sonucu kaçınılmaz hale gelmişti.
On yıl önce ilerici siyasetin yeni yüzü olarak tanıtılmış, genç ve karizmatik imajıyla 2015 seçimlerinde Liberalleri üçüncü partiden parlamento çoğunluğuna taşıyarak tarihe geçmiş bir liderdi.
2015’te göreve başladığında Obama, Merkel, Abe ve Cameron gibi dünya liderleri vardı. Şimdi ise, Trudeau’nun da çekilmesiyle, o dönemden sadece o kalmıştı.
Ancak Trudeau, kamuoyuyla giderek azalan iletişimi ve değişen zamanlara uyum sağlayamamasıyla anılabilir.
2019 genel seçimlerinde partisi azınlık hükümeti kurmuş, diğer partilerin desteğine ihtiyaç duymuştu.
2020’de, ailesiyle bağlantılı bir hayır kuruluşunu büyük bir hükümet programını yönetmekle görevlendirmesi, incelemelere yol açmıştı.
2021’deki erken seçimler de durumu değiştirmemişti.
Son yıllarda, küresel enflasyon ve hayat pahalılığı artışları, Trudeau hükümetini de olumsuz etkilemişti.
Ayrıca, büyük vaatlerini yerine getirmekte zorlanması ve göçmenlik politikaları gibi konulardaki hayal kırıklıkları da popülaritesini düşürmüştü.
Geçen yıl, göç hedeflerindeki revizyonlar, Kanada’ya gelen göçmen sayısının azaltılmasıyla sonuçlanmıştı.
Dokuz yılı aşkın iktidar dönemi sonrası, Kanada’nın en uzun süre görev yapan başbakanlarından biri olarak, hükümetiyle ilgili genel bir yorgunluk ve hayal kırıklığı hakimdi.
Bir dizi siyasi skandal, Trudeau’nun görev süresinin sonuna yaklaştığını göstermişti.
2024 yazında, Liberal Parti içinde iç huzursuzluk baş göstermişti.
Kilit isimlerden eski Maliye Bakanı Chrystia Freeland’ın Aralık 2024’teki istifa kararı, Trump’ın tehditlerini hafife alması gerekçesiyle, bardağı taşıran son damlaydı.
Parti üyeleri de açıkça Trudeau’nun liderliğini desteklemediklerini dile getirmişlerdi.
Ve böylece, son domino taşı düşmüştü.
Anketler, Muhafazakar Parti lideri Pierre Poilievre’nin önümüzdeki seçimleri kazanma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyordu.
Bir sonraki seçim Ekim ayında yapılacak.
Trudeau’nun siyasi sonunu getiren iç sorunlara ek olarak, dış bir tehdit de vardı: Donald Trump.
Trudeau ve Trump, 2016-2020 arasında çalışmış, ancak aralarındaki işbirliği sorunlu olmuştu. Son örnek ise geçen hafta yapılan 50 dakikalık telefon görüşmesiydi.
Görüşme başlangıçta dostane olsa da, Kanada’nın ABD’ye uyguladığı ticaret politikaları ve fentanil kaçakçılığı konularında tartışmaya dönüşmüştü.
Kaynaklara göre, görüşme sırasında bağırış çağırış ve hakaretler yaşanmıştı.
Trump görüşmeyi “biraz dostane”, Trudeau ise “renkli” olarak nitelemişti. Trudeau, görüşme sonrası basın toplantısında duygusal anlar yaşamıştı.
İki lider arasındaki gerilim, uzun süredir devam eden bir husumetin patlamasıydı.
Trump’ın ikinci dönem başlangıcındaki kriz, Kanada’yı “ABD’nin 51. eyaleti” olarak nitelemesiyle başlamıştı.
Trump, Trudeau’dan alaycı bir şekilde “vali” diye bahsetmeye başlamıştı.
Trudeau ise, Trump’a ilk adıyla hitap ederek, uzun yıllardır süren karmaşık ilişkiye dikkat çekmişti.
Trump’ın Kanada’ya gümrük vergisi tehdidi, Kanada’dan sert bir karşılık almıştı.
ABD Hazine Bakanı ve Beyaz Saray yetkilileri, Trudeau’nun yaklaşımını sert bir dille eleştirmişlerdi.
Kanadalı yetkililer, Trump’ın Kanada’yı ilhak etme tehditlerini ciddiye alıyorlardı.
Kanada Dışişleri Bakanı Mélanie Joly, “Bu artık bir şaka değil” demişti.
ABD, Kanada ve Meksika’ya gümrük vergisi uygulamış, ancak daha sonra kısmen geri çekmişti.
Trump’ın Kanada’ya karşı yaklaşımının, ticaret politikalarının yoğunlaşmasıyla daha da keskinleştiği gözlemlenmişti. Trump, Kanada’nın “kereste ve süt ürünleri konusunda ABD’yi kazıkladığını” iddia etmişti.
Trump ve Trudeau, siyasetleri ve kişilikleri açısından zıt kutuplardaydılar.
Trudeau, renkli çoraplarıyla da biliniyordu. Davos ve NATO zirvelerinde giydiği çoraplar medyada geniş yer bulmuştu.
GENEL
10 dakika önceGENEL
10 dakika önceGÜNDEM
59 dakika önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGüvenliğiniz bizler için önemli. Bu yüzden gizlilik politikası sayfamızı inceleyiniz.