Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın, sepsisin 1 yaşından küçük çocuklar, yaşlılar ve hamileler için tehlikeli olduğunu vurguladı. Sepsis, vücuttaki enfeksiyonun kan dolaşımına yayılması sonucunda oluşan hayatı tehdit eden bir durumdur. Prof. Dr. Fışgın, sepsis gelişmesinin genellikle geç tanı konulması veya verilen antibiyotiklerin yetersiz kalmasıyla ilişkili olduğunu belirtti. Ayrıca, gereksiz antibiyotik kullanımı ve antibiyotiklerin yarıda bırakılması da bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine yol açarak sepsisin riskini artırabilir.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuriye Taşdelen Fışgın, 13 Eylül Dünya Sepsis Günü dolayısıyla sepsisin nedenlerini ve belirtilerini açıkladı. Sepsis, vücuttaki herhangi bir enfeksiyonun kan dolaşımına yayılması sonucunda oluşan bir durumdur ve hayatı tehdit edebilir. Prof. Dr. Fışgın, sepsisin yaygın olarak görülen bir hastalık olduğunu ve tanı konulmasının önemli olduğunu vurguladı.
‘HALSİZLİK, ÜŞÜME-TİTREME, ATEŞ, HİPOTERMİ, KALP ATIŞ HIZINDA ARTIŞ GÖRÜLEBİLİR’
Sepsiste belirtilerin enfeksiyonun kaynağına bağlı olarak değişebileceğini belirten Prof. Dr. Fışgın, en sık görülen belirtilerin halsizlik, üşüme-titreme, ateş veya vücut sıcaklığının 36 derecenin altında olması (hipotermi), kalp atış hızının ve solunum sayısının artması, nefes darlığı, idrar çıkışında azalma, zihin bulanıklığı ve bilişsel fonksiyonlarda azalma olduğunu söyledi. Ayrıca, idrar yolu enfeksiyonu gibi en sık görülen enfeksiyon kaynaklarında bulantı-kusma, idrar yaparken yanma, yan ağrısı, bulanık ve/veya kanlı idrar yapma gibi ek belirtiler de olabilir.
‘İDRAR YOLU ENFEKSİYONU, ZATÜRRE, KARIN İÇİ ENFEKSİYONLAR SEPSİSE YOL AÇABİLİR’
Prof. Dr. Fışgın, toplumda sepsisin en yaygın nedenleri arasında idrar yolu enfeksiyonları, zatürre, karın içi enfeksiyonlar, yanıklar ve deri enfeksiyonları olduğunu belirtti. Yaşlılarda bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle sepsis riski daha yüksektir. Ayrıca, hastanede geçirilen cerrahi operasyonlar sonrasında hastane ortamından veya vücuttan edinilen dirençli mikroplarla enfeksiyon gelişebilir ve sepsis tablosu ortaya çıkabilir.
‘1 YAŞTAN KÜÇÜK ÇOCUKLAR, YAŞLILAR VE HAMİLELER RİSK ALTINDA’
Prof. Dr. Fışgın, sepsisin gelişmesinde enfeksiyon tanısının geç konulması veya verilen antibiyotiklerin yetersiz kalması gibi faktörlerin rol oynayabileceğini belirtti. Ayrıca, bağışıklık sistemini baskılayan altta yatan hastalıklar veya kullanılan ilaçlar da enfeksiyonun ilerlemesini ve sepsisin gelişmesini tetikleyebilir. Gereksiz ve uygunsuz antibiyotik kullanımı veya antibiyotiklerin yarıda bırakılması, bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç geliştirmesine yol açarak enfeksiyonun kontrol altına alınmasını zorlaştırabilir ve sepsisin riskini artırabilir. 1 yaşından küçük çocuklar, hamile kadınlar, kronik hastalığı olan kişiler ve yaşlılar sepsis açısından daha yüksek risk altında bulunmaktadır.
‘TANI İÇİN DETAYLI ÖYKÜ, SİSTEMİK MUAYENE VE KAN TAHLİLLERİ ŞART’
Sepsisin Türkiye’de de yaygın olarak görüldüğünü belirten Prof. Dr. Fışgın, tanı sürecinin detaylı bir değerlendirme gerektirdiğini söyledi. Hastanın detaylı öyküsü alınmalı, sistemik muayene yapılmalı ve kan tahlilleri ile enfeksiyon ve enfeksiyon belirteçleri araştırılmalıdır. Ayrıca pıhtılaşma testleri, oksijen ihtiyacı, karaciğer ve böbrek fonksiyonları, su ve elektrolit düzeyleri değerlendirilmelidir. Gerekli görülürse radyolojik ve ileri tetkikler de yapılabilir.
‘HASTANIN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ KÖTÜYSE ÖLÜMCÜL OLABİLİR’
Prof. Dr. Fışgın, sepsisin enfeksiyon etkeninin kan dolaşımına geçmesi sonucu oluşan ciddi bir durum olduğunu ve ölümcül olabileceğini vurguladı. Altta yatan hastalıkların varlığı, ileri yaş, bağışıklık sisteminin zayıflığı ve dirençli bakteri ile gelişen enfeksiyon varlığı gibi faktörler ölüm riskini artırabilir. Sepsis sırasında çoklu organ yetmezliği ve pıhtılaşma bozuklukları ortaya çıkabilir.
‘ENFEKSİYON BULGULARI VARSA ACİL DOKTORA BAŞVURULMALI’
Sepsisin önlenebilir bir durum olduğunu belirten Prof. Dr. Fışgın, enfeksiyon belirtileri görüldüğünde doktora başvurulmasını, gelişi güzel antibiyotik kullanılmamasını, verilen tedavilerin tamamlanmasını ve sağlıklı beslenmenin önemini vurguladı. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için dengeli ve sağlıklı beslenmek ve düzenli egzersiz yapmak önemlidir.
‘HASTANIN KLİNİKTE YA DA YOĞUN BAKIMDA TAKİBİ GEREKEBİLİR”
Sepsisin tedavisi, enfeksiyonun kaynağına göre antibiyotik kullanımı ve destek tedavilerini içermektedir. Sepsisin ciddiyetine göre hastanın klinikte veya yoğun bakımda takip edilmesi gerekebilir. Bazı durumlarda solunum cihazına ihtiyaç duyulabilir. Uygun antibiyotik tedavisi ve destek tedavileri ile öncelikle enfeksiyon kontrol altına alınır. Daha sonra etkilenen organların normal fonksiyonlarına kavuşması sağlanır.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık
Sağlık
”
News
