DOLAR 34,4676 0.32%
EURO 37,2859 0.45%
ALTIN 2.997,871,49
BITCOIN 23384310.54344%
İstanbul
15°

PARÇALI AZ BULUTLU

15:54

İKİNDİYE KALAN SÜRE

Saklı İstanbul belgeselinin ikinci sezonunun gala gösterimi gerçekleşti
5 okunma

Saklı İstanbul belgeselinin ikinci sezonunun gala gösterimi gerçekleşti

ABONE OL
Ekim 19, 2024 07:35
Saklı İstanbul belgeselinin ikinci sezonunun gala gösterimi gerçekleşti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Tarihçi Cem Akoğul’un hazırlayıp sunduğu, birçok uzman ismin katkılarıyla zenginleşen Saklı İstanbul belgeselinin ikinci sezonu, Paribu Cineverse Kanyon’da görkemli bir gala ile izleyiciyle buluştu.

İstanbul’un gizli tarihini ve yapay zeka destekli görsellerle zenginleştirilmiş keşiflerini gün yüzüne çıkaran belgeselin yeni sezonu, “Ayasofya” bölümüyle başlıyor.

Belgeselde, daha önce hiç kimsenin girmediği dehlizler, son keşifler ve katmanlar halinde incelenen klasik yapılar, çarpıcı görüntüler eşliğinde ekranlara taşınıyor.

Yüzyılların tanığı camiler, yer altında saklı sarnıçlar, antik medeniyetlerin izlerini taşıyan yapılar ve şaşırtıcı kültürel çeşitliliğiyle dikkat çeken mahalleler, 8 bölümden oluşan belgeselde izleyiciyle buluşuyor.

Gösterim öncesi AA muhabirine konuşan Cem Akoğul, İstanbul’un gizemleri ve saklı tarihi eserlerinin saymakla bitmeyeceğini vurgulayarak, “Saklı İstanbul’un bugünkü gösteriminde Ayasofya bölümü yer alıyor. Bunun yanı sıra Anemas Zindanları, Yenikapı Limanı, Sultanahmet’teki eski Tapu Kadastro Binası, Yavuz Selim Cami ve Fatih Cami gibi önemli mekanların tarihi katmanlarını inceleyeceğiz. Bu katmanları izleyicilerle paylaşmak için büyük bir çaba sarf ettik. Bunlardan bazıları yeni keşifler. İlk kez girilmiş, ilk kez çekilmiş yerler. Bunları da bir film, sinema filmi estetiğiyle çektik. Öyle bir havayla çektik,” dedi.

Akoğul, çekimlerin yaklaşık iki ay sürdüğünü, post prodüksiyon sürecinin ise 2,5 ay kadar devam ettiğini belirterek, “Bilimsel bir içerik olduğu için tarihi, sanat tarihi ve arkeolojiyle ilgili konularda yanlış bir şey yapmamak için çok titiz çalıştık. Bunun dışında sahadayken de geniş bir ekibimiz vardı ve İstanbul’un güzelliklerini en iyi şekilde seyirciye ulaştırmaya çalıştık,” dedi.

Çekimler öncesi ve kurgu sırasında doğru bilgiyi sunmak için çok çalıştıklarının altını çizen Akoğul, “Hataya düşmek, bilimsel açıdan en son istediğimiz şey. Yani estetiğe önem verdiğimiz kadar, içeriğin bilimselliğine de önem verdik diyebilirim,” ifadelerini kullandı.

Cem Akoğul, çekimler sırasında Sultanahmet Meydanı’nda Eski Tapu Kadastro Binası’nın altında yeni bulunan, birinci sezonda atıfta bulunulan hipodromun kalıntılarının devamını keşfettiklerini ve bunu ilk kez belgeselde gösterdiklerini söyledi.

Bu sezon yapay zekayı da kullandıklarına değinen Akoğul, şu bilgileri paylaştı:

“Tarihi yapıların eskiden nasıl gözüktüğüne dair seyirciye bir fikir vermek için özel görüntüler oluşturduk. İlk sezonda da teknolojiyi kullanmıştık. 3d görseller, 3d tarama grafikler vardı. Bu sefer de yapay zekayla yeni teknolojiyi kullanarak seyircilerin zihninde en azından bir ipucu vermek için yapay zeka ile bu yapıları yeniden canlandırdık, yeniden oluşturduk diyebiliriz.”

“Çok heyecanlı zamanlardı bizim için”

Yönetmen İlker Savaşkurt ise ikinci sezonda farklı bir İstanbul belgeselinin Netflix’te izleyiciyle buluşacağını söyleyerek, şunları aktardı:

“Aslında tarihi yerler ve İstanbul’un katmanları için projeyi de bize ilk getirdiklerinde, genelde yerin altına doğru ilerleyen katmanlara, bizim de yerin altına inmemiz gerekiyordu. Kompakt kameralar ya da genelde televizyonların kullandığı kameralar dışında, biraz da sinema ekipmanlarıyla sinema diliyle bunu yapmak istedik. Hem biraz kalabalıkça hem de biraz daha temkinli ve büyük aletlerle, büyük ışıklarla bunu başarmaya çalıştık. O yüzden biraz meşakkatli bir süreçti bizim için ama bir anlamda çok heyecan vericiydi. 1500-1800 yıllık mekanlara, tarih boyunca 30-40 kişi girmiş mesela. Onlardan biri olmak benim ve ekibim için çok değerliydi. O yüzden çok heyecanlı zamanlardı bizim için.”

Çekimlerde ellerinden geldiğince dikkatli olmaya çalıştıklarına dikkati çeken Savaşkurt, “Duvardaki ufak bir çamur parçasının bile böyle 2-3 bin yıllık olduğunu hissetmek gerçekten çok garip, enteresan bir histi,” diye konuştu.

Savaşkurt, çalışırken çok temkinli davrandıklarının altını çizerek, “Hatta bazen çok sessiz bile davranıyorduk. Şimdi Ayasofya bölümünü izleyeceğiz ama devamındaki bölümlerle özellikle suyla da tanıştığımız yerleri görünce, bizim orada neler hissettiğimizi eminim seyirci de ekran başında hissedecektir,” ifadelerini kullandı.

Yüksek mimar Olcay Aydemir de belgeselde danışman olarak görev aldığını belirterek, “Saklı İstanbul 2’de, Zeytinburnu Mozaikleri ve Nuruosmaniye ile ilgili bölümlerde ben yer aldım. Saklı İstanbul 2’de de bir rota çizildi. Belli bir yapı grubu seçildi, anlatılmak için. Aslında Saklı İstanbul 1’den biraz farkı, biraz daha yukarıya çıkacağız. İstanbul’daki birçok önemli anıt ve ziyaretçinin görmediği anıtların kültürel mirasın arkasındaki hikayeleri ve gizlerini biraz anlattık. O anlamda birinciden biraz daha farklı oldu. Tabii ikincide yapay zeka kullanıldı. İlkinde biz 3D yöntemle modellemiştik yapıları. Bunda yapay zeka kullanıldı. Öyle bir fark var. Onun dışında hiç girilmemiş, daha önce hiç ele alınmamış yapılar var, Şeker Han gibi. Sfendon’u yeniden ele aldık. Anemas ve Yedikule zindanları da var,” dedi.

Aydemir, İstanbul’u ve kültürel mirası seven herkesi diziyi izlemeye davet etti.

“Ayasofya Camii, İstanbul’un bir İslam şehri olduğunun kanıtı, tescilidir”

Belgeselde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un şu ifadeleri yer aldı:

“İstanbul, doğal güzellikleri, bulunduğu konumu ve tarihi kimliğiyle eşsiz bir şehir. Hem yaşayan bir metropol, hem tarihi hazine hem de büyük bir kültürel değer. Tarihi yapılar görkemleriyle İstanbul’un hem kadim kimliğini gösterir hem de doğal güzellikleriyle buluşarak şehrin siluetini tamamlar. Ama İstanbul bundan çok daha ötesidir. Roma’dan Bizans’a, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e onlarca asırda, İstanbul farklı medeniyetleri ve bu medeniyetlere ait yapıları, eserleri içinde taşımış, -tabir yerindeyse- altında saklamıştır. Bu yapılar içinde gezerken kimi yerde yatay kimi yerde dikey katmanlar şeklinde tarihi hazinelere hayranlıkla şahitlik edersiniz.

Ayasofya-ı Kebir Camii Şerif hem Hristiyanlığın hem İslam’ın en anlamlı, müstesna yapılarından birisidir. İnsanlığın ortak kültür mirasındaki abidevi ve benzersiz konumunun zirvesine Fetih Camisi, Ulu Camisi olarak erişmiştir. Gerek mimari özellikleri gerekse de dini ve kültürel boyutuyla bu dev eser günümüzde de bütün ihtişamıyla ayaktadır.

Fakat her şeyden çok Ayasofya Camii, İstanbul’un bir İslam şehri olduğunun kanıtı, tescilidir. O yüzden Ayasofya Camii’nin Sayın Cumhurbaşkanımızın kararıyla yeniden ibadete açılmış olması, bu şehrin kimliğinin, bu şehrin tarihiyle gerçek anlamda özdeşleşmesi demektir. Tarihi yapılar ve eserlerle ilgili şu hususun da altını çizmemiz lazım. Osmanlı’nın bu yapılarla ilgili en büyük özelliği, tarihi yapıları ve eserleri büyük bir özenle korumuş olmasıdır. Osmanlı, her yapıyı kendi kültürel hazinesine katarak onu korumuş ve günümüze kadar gelmesini mümkün kılmıştır. Atalarımızın engin hoşgörüsü, şehrin farklılıklarını zenginlik gören anlayışı bugüne kadar devam etmiştir.”

Belgesel 8 bölümde izleyiciyle buluşacak

Bölümlerde incelenen tarihi mekanlar şunlar

1. Bölüm: Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, İbrahim Paşa Sarayı altındaki sarnıç, Fatih Camii Külliyesi, Sultan Selim Camii altındaki sarnıçlar, Yedikule Hisarı.

2. Bölüm: Acımusluk Sarnıcı, Şeker Han, İstanbul Erkek Lisesi, Nuruosmaniye Camii.

3. Bölüm: Yedikule Hisarı, Kazlıçeşme Mozaikleri.

4. Bölüm: Anemas Zindanları, Kazasker İvaz Efendi Camii, Tekfur Sarayı.

5. Bölüm: Yalı Mahallesi, Yenikapı Batıkları, İstanbul Üniversitesi Yenikapı Batık Konservasyon Laboratuvarı, Ayasofya Müzesi

6. Bölüm: Fatih Camii ve Külliyesi, Sultan Selim Camii Sarnıcı, Aziz Polieuktos Kilisesi Kazı Alanı.

7. Bölüm: Kız Kulesi, Haydarpaşa Tren Garı Kazı Alanı.

8. Bölüm: Kuzguncuk; Üryanizade Ahmet Esat Efendi Camii, Kuzguncuk Camii, Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Ortodoks Kilisesi, Bet Yakoov Sinagogu, Ayios Panteleimon Rum Ortodoks Kilisesi, Bet Nissim Sinagogu, Damatris Sarayı Kazı Alanı ve Yoros Kalesi.

Kaynak: AA / Hilal Uştuk – Güncel

Teknoloji Belgesel istanbul Güncel Kültür Sanat

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP