Ardahan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Başkanı Prof. Dr. Semra Çevik, kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri konu alan bir sanat projesiyle dikkat çekiyor. Şiddet mağduru kadınların sesini duyurmak amacıyla 40 portrelik bir koleksiyon oluşturan Çevik, eserlerini Ankara’da sanatseverlerle buluşturacak.
Prof. Dr. Çevik, 1990’ların sonundan bu yana kadına yönelik şiddeti ele alan eserler üretiyor. Daha önce “Kadının Adı Yok” ve “Etkisiz Eleman” adlı sergiler düzenleyen sanatçı, son dönemde artan şiddet vakaları karşısında bu kez şiddete maruz kalan kadınların portrelerini çizdi. Pastel boya ve karma teknikler kullanan Çevik, 37 kadın portresi ve 3 erkek portresini içeren koleksiyonunu “Sessizliğin Sesi” adlı sergiyle Ankara’daki Keskinok Sanat Vakfı’nda sergileyecek.
‘KENDİ YAŞADIĞIM MAĞDURİYETLERDEN ESİNLENDİM’
Prof. Dr. Çevik, kadına yönelik şiddete dikkat çekmeyi amaçladığını belirterek, “1990’ların sonu ve 2000’lerin başında medyada kadın cinayetleri ve şiddet haberleri çok sıkça yer almaya başlayınca bu konuda sanat eserleri üretmeye karar verdim. Ancak gazetelerdeki haberler dışında, bir kadın olarak ben de psikolojik ve mesleki anlamda çeşitli şiddetlere maruz kaldım. Bu nedenle, ‘neden bu konuyu sanatımla ele almıyorum?’ diye düşündüm. ‘Kadının Adı Yok’, ‘Etkisiz Eleman’ gibi isimlerle sergiler açtım. Şimdi ise üçüncü sergimi düzenliyorum.” dedi.
‘PORTRELER, KADINLARIN RUHLARINDAKİ ACIYI YANSITIYOR’
Çevik, toplumdaki kadınların yaşadığı sorunları, şiddet ve hikayelerini portrelerle anlatmak istediğini belirtiyor: “Bu portreler kadınların sesini, onlara yönelik şiddetin ruhunda bıraktığı acıyı, mutluluklarını yansıtıyor. Tuval üzerindeki betimlemeler insanlarla konuşacak. Özellikle kadın sorunlarını yüzlerle, gözlerle anlatmaya çalışıyorum. Bazı resimlerde gözler yok, çünkü kadınların o an yaşadıkları duygulara göre onları çizmemeye karar verdim.” dedi.
Çevik, farklı malzemeler kullanarak karma teknikler uyguladığını da ekleyerek şunları söyledi: “10 santimetrekarelik çiniler üzerine kadın portreleri de yaptım. Ayrıca, oksimoron kavramından etkilendim. Serginin adının ‘sessizliğin sesi’ olması da buradan kaynaklanıyor. Oksimoron, iki zıt kavramı bir araya getirir. Sessizlik ve ses, kadın ve erkek… Bu zıtlıkları eserlerime yansıtmaya çalıştım. 2021 yılından beri ‘sessizliğin sesi’ni, kadınların sesini duyurabilmeyi, hikayelerini anlatabilmeyi düşünüyordum. Bu düşünce üzerine çok okuma yaptım ve bu sergi ortaya çıktı.”
7 Kasım’da açılacak sergi, bir ay boyunca ziyaret edilebilecek.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Kültür Sanat Kültür Sanat Edebiyat Ardahan Ankara Kültür Şiddet Sanat Kadın”
GENEL
8 dakika önceGENEL
8 dakika önceGENEL
8 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGENEL
2 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önce