81 yaşında ve Türkiye Bilimler Akademisi üyesi olan Prof. Dr. Mehmet Özdoğan, 60 yıldır Türkiye’de Neolitik döneme ilişkin kazılar yürütüyor. Şanlıurfa’daki Karahantepe’de ortaya çıkarılan eserlerin bilim dünyasında büyük bir yankı uyandırdığını ve ezberleri bozduğunu, ancak doğru anlaşılmaları için zamana ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.
Neolitik dönemin önemli yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen Karahantepe’yi ziyaret eden Özdoğan, ilerleyen yaşına rağmen kazı alanındaki 14 farklı noktayı tek tek gezerek, çalışmaları fotoğrafladı.
Karahantepe Kazı Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul’dan kazı hakkında bilgi alan Özdoğan, kendi tecrübelerini paylaşarak çeşitli önerilerde bulundu.
Özdoğan, AA muhabirine verdiği demeçte, Türkiye’nin birçok kentinde Neolitik döneme ait kazı çalışmaları yürüttüğünü belirtti. İlk kazı deneyimini Şanlıurfa’da yaşadığını ifade eden Özdoğan, 1964 yılında Şanlıurfa Bozova’da başladığı kazı çalışmalarına 32 yıl boyunca Güneydoğu’nun farklı kentlerinde devam ettiğini, sonrasında ise Trakya’ya yöneldiğini ve 30 yıldır Trakya’da kazı ve araştırmalar yaptığını söyledi.
Karahantepe’de Neolitik döneme ait kazılarda ortaya çıkan eserlerin tarihe yeni yorumlar getirebileceğini vurgulayan Özdoğan, bu keşiflerin bilinenleri sorgulamaya zorladığını ifade etti. “Neolitik dönem, yerleşik yaşamın, tarımın ve üretimin başladığı bir dönemdir. Aynı zamanda mülkiyet ve miras hakkı ile hukukun ortaya çıktığı dönemdir. Bizim kafamızda bu döneme dair bazı modeller vardı ancak son yıllarda, özellikle Şanlıurfa’daki Taş Tepeler Projesi ve Yukarı Fırat Dicle Havzası’nda yapılan kazılar, bildiklerimizi yeniden düşünmemizi zorluyor. Bu bölgede şu anda ben çalışmıyorum, ancak eski öğrencilerimden bir kısmı çalışıyor. Bizi şaşırtan, ezberlerimizi bozan ve bildiklerimizi yeniden yorumlamamızı gerektirecek kadar önemli bilgiler ortaya çıkıyor. Bu bilgileri tam anlamıyla anlayabilmek için biraz daha zamana ve yeni çalışmalara ihtiyaç var,” dedi.
Karahantepe’nin Neolitik döneme ilişkin önemli bir merkez olduğunu belirten Özdoğan, ortaya çıkan eserler için erken yorum yapmanın doğru olmayacağını söyledi.
Bilim insanlarının, ortaya çıkan eserleri sindirdikten sonra toplumla paylaşmaları gerektiğini vurgulayan Özdoğan, Karahantepe’nin Neolitik dönemin görkemli ve büyük merkezlerinden biri olduğunu ifade etti. “Bu kadar görkemli bir kültürün, bir avcı topluluk tarafından inşa edilmesi için bölgede büyük bir bolluk ve refahın olması gerekir. O dönemde milyonlarca ceylan sürüsünün bu insanları beslediğini ve çok iyi organize bir topluluğun var olduğunu düşünmek gerekiyor. Bilim insanları olarak, bu insanların bu görkemli inşaat işini nasıl başardıklarını anlamak, sindirmek zorundayız,” dedi.
Prof. Dr. Özdoğan, Türkiye’nin son dönemde önemli arkeologlar yetiştirdiğini vurgulayarak, genç arkeologlardan övgüyle bahsetti. “Ben kendi kuşağımın son temsilcisiyim. Benim yetiştirdiğim iki kuşak, artık aktif olarak çalışıyor. Bugün hocalarımız, bizim kuşağımızdan çok daha iyi. Dünya ile yarışmaktan çekinmiyorlar, daha iyi ve doğru işler yapıyorlar ve yeni kuşakların yetişmesini sağlıyorlar. İster benim yetiştirdiğim öğrenci olsun, ister başka hocaların yetiştirdiği öğrenci olsun önemli değil. Türkiye’nin bilim gücünü gösteriyor, ülkede oluşan yeni bilim gücünün ne kadar güçlü olduğunu, bizim zamanımızda atılan tohumların nasıl filizlendiğini ve Türkiye’de yeni bir kuşağın ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor. Bu çok güzel bir şey,” dedi.
GENEL
31 dakika önceGENEL
32 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGüvenliğiniz bizler için önemli. Bu yüzden gizlilik politikası sayfamızı inceleyiniz.