Kadınların toplumdaki yerlerini ve kız çocuklarının aile içindeki haklarını konu alan “Mukadderat” filmi, 29 Kasım’da izleyiciyle buluşuyor. Film, Kastamonu’nun Cide ilçesinin küçük bir mahallesinden beyaz perdeye taşınıyor.
“Mukadderat”, erkek bakış açısından kadının özgürleşmesini ele alıyor. 61. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Film Ödülü”ne layık görülen film, 35. Ankara Film Festivali’nde de yarışıyor.
Nadim Güç’ün yönetmenliğini üstlendiği filmde, Nur Sürer, Aslıhan Gürbüz, Osman Sonant, Şerif Erol, Osman Alkaş, Sacide Taşaner ve Cem Zeynel Kılıç gibi isimler rol alıyor. Film, eşini kaybettikten sonra yalnız kalma korkusuyla hemen yeniden evlenmek isteyen Sultan’ın hikayesini anlatıyor.
Eş adayı ararken ticarete atılan, evini pansiyona çeviren ve pazarda tezgah açarak erkeklerle mücadele eden Sultan, ilçedeki diğer kadınlara da ilham vererek onların bağımsızlaşmasına öncülük ediyor.
Nadim Güç, ilk uzun metrajlı filmiyle ödül kazandığı için büyük bir mutluluk duyduğunu dile getirdi. Güç, Ankara Film Festivali’nde filmi izlemek için başkentte bulunuyor ve AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
“Camdaki Kız” ve “Kadın” dizilerinin yönetmeni olan Güç, “Uzun senelerdir çektiğim dizilerin arasında karın içinde açan bir çiçek gibiydi bu film. Ben çok mutluyum. Çünkü sinema yapmanın keyfini bu ilk işimde hissettim. Zorlama bir iş olmadı, hikayeyi dilediğim gibi anlattım.” şeklinde konuştu.
Ankara’da üniversite eğitimi alan Güç, Ankara Film Festivali’ni yıllardır takip ettiğini ve filminin bir gün burada izleneceğini hayal ettiğini söyledi. Güç, filmin yurt içi festival yolculuğunun Ankara Film Festivali ile tamamlanacağını ancak yurt dışında festivallere katılmaya devam edeceklerini belirtti.
Filmin senaristi Erdi Işık, hikayenin geçtiği Kastamonu’nun Cide ilçesinde büyüdüğünü ve Sultan karakterinin mücadele azmini yansıtmaya çalışırken annesini örnek aldığını dile getirdi. Işık, oyuncu olarak da Nur Sürer’i düşünerek senaryoyu yazdığını söyledi.
Işık, senaryoyu yazarken gerçeğin peşinde olduğunu vurgulayarak, “Bugün kadın cinayetleri, kadın hakları ve farklı birçok kadın sorunu var, ben bunu Cide üzerinden anlattım. Orada yaşayan erkekler bunun sorun olduğunu düşünmüyor. Bildikleri, gelenek içinde öğrendikleri şey bu. Çocukluğumdaki gerçeklik üzerinden kadın ve erkek profilini çizdim.” dedi.
Annesinin 1990’larda Cide’de bakkal açtığını anlatan Işık, şöyle devam etti: “Ben bir yaşındaydım, beni bakkalda büyüttü. Bu o dönem hem kendi ailesi hem Cide için büyük bir şeydi. 2000’li yıllarda pansiyona dönünce daha başka eleştiriler geldi. Annem ‘Ben ev kadını olmayacağım.’ diyor, ‘Babamın önümde durduğu şeyleri, kocam karşı çıksa bile devam ettireceğim.’ diyor. Bugün Cide’de pek çok pansiyon var ve çoğunun işletmecisi kadın. Onlar için öncü bir şey olduğunu düşünüyorum. Annem hala pansiyonculuğa devam ediyor.”
Filmde Sultan’ın kızı “Reyhan”ı canlandıran Aslıhan Gürbüz, çok severek ve kalpten hissederek oynadığını dile getirdi.
Gürbüz, kadına bakış açısının olumlu yönde değişeceğine inancını vurgulayarak, “Yeter ki naif bir şekilde yaklaşalım. Günümüzde her şey çok sert, şiddet de çok sert. Şiddetin karşısında bize verilen tepkiler de çok sert.” dedi.
Gürbüz, Nur Sürer ile oynamanın harika bir deneyim olduğunu da belirterek, “Okul olsa öğrenemeyeceğimiz şeyleri Nur ablanın karşısında oynayarak öğrenmek paha biçilemez. Maddi bir ederi yok bunun.” dedi.
Kaynak: AA / Yasemin Kalyoncuoğlu – Kültür Sanat Film Festivali Kültür Sanat Kastamonu Festival Yönetmen Antalya Sinema ankara Yaşam Cide”
GENEL
6 saat önceGENEL
6 saat önceGÜNDEM
7 saat önceGÜNDEM
7 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önceGüvenliğiniz bizler için önemli. Bu yüzden gizlilik politikası sayfamızı inceleyiniz.