DOLAR 34,1179 0.28%
EURO 38,1109 0.12%
ALTIN 2.875,141,64
BITCOIN 2144318-0.60707%
İstanbul
23°

HAFİF YAĞMUR

05:17

SABAHA KALAN SÜRE

Maymun çiçeğinden korkarken yeni uyarı geldi: Asıl ciddiye almamız gereken virüs bu, vakalar artıyor
17 okunma

Maymun çiçeğinden korkarken yeni uyarı geldi: Asıl ciddiye almamız gereken virüs bu, vakalar artıyor

ABONE OL
Ağustos 23, 2024 07:43
Maymun çiçeğinden korkarken yeni uyarı geldi: Asıl ciddiye almamız gereken virüs bu, vakalar artıyor
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, Batı Nil virüsü salgınına karşı uyarıda bulundu. Bu virüs, “Culex” türü sivrisinekler tarafından bulaştırılıyor.

KLİMİK Başkanı Prof. Dr. Şimşek Yavuz, Batı Nil virüsünün ülkemizde ilk olarak 2010 yılında görüldüğünü ve 2019 yılında salgın yaptığını hatırlattı. Özellikle Marmara bölgesinde, baraj gölleri ve durgun suların yoğun olduğu yerlerde virüsün yeniden ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Yavuz, Bursa ve İstanbul gibi illerden vakaların bildirildiğini söyledi. Virüsün, kuşlarla temas eden sivrisinekler aracılığıyla insanlara bulaştığını vurgulayan Prof. Dr. Yavuz, özellikle yaşlılarda merkezi sinir sistemini etkileyerek menenjite yol açabileceğini belirtti.

“HİJYEN ÖNLEMLERİ ZORUNLU”

Prof. Dr. Yavuz, “Hastalığın yüzde 80’inde belirti görülmese de, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişilerde ağır ve ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Yerel yönetimler ve ilgili bakanlıklar, sivrisinek mücadelesinde daha aktif önlemler almalı. Özellikle durgun sularda hızla çoğalabilen sivrisinekler, virüsün yayılmasında önemli rol oynuyor. Bu nedenle havuzlar, bidonlar, lastik içleri gibi su birikintilerinin ilaçlanması veya kurutulması gerekiyor. Kişisel önlemler olarak da sinek kovucular veya cibinlik, sineklik gibi yöntemlerden yararlanılabilir” dedi.

“VAKALAR ARTIŞ GÖSTERİYOR”

Prof. Dr. Yavuz, Batı Nil ateşinin ülkemizde en önemli enfeksiyon sorunlarından biri olduğunu ve toplumda yeterince ciddiye alınmadığını söyledi. “Bu virüsün en önemli özelliklerinden biri, genelde semptomsuz seyretmesi. Ancak bazı olgularda ateşli bir hastalık, bazılarında ise beyin veya omuriliği etkileyen bir enfeksiyon görülebiliyor. Bu durumlar ölümcül olabilir. Batı Nil ateşi, öngörülebilir bir virüs değil. Bazı dönemlerde vaka sayısı artıyor. 2010 yılında en büyük salgınını Ege bölgesinde yaşandı. 2019’dan beri böyle bir artış görmemiştik. Şu anda vaka sayılarında belirgin bir artış var. Vakaların çoğunluğu Marmara bölgesinde, özellikle İstanbul ve Bursa gibi illerde görüülüyor. Genelde gölü veya barajı olan, durgun su kaynaklarına sahip ilçelerde daha sık rastlanıyor. İstanbul’da ise Avrupa Yakası ağırlıklı olarak etkileniyor. Hastanelerde gördüğümüz vakalar, en ağır ve nadir görülen formdaki hastalar oluyor. Hafif vakaların sayısı ise binlerce olabilir.” dedi.

ATEŞ, KIRIKLIK, HALSİZLİK…

Prof. Dr. Yavuz, hastalığın çocuklar ve erişkinler için çok büyük bir risk oluşturmadığını, sivrisineklerin virüs bulaştırdığı kişilerin yüzde 80’inin belirti bile göstermeden hastalığı geçirdiğini ifade etti. Ancak yaşlılarda ölüm riskinin yüzde 10’un üzerinde olduğunu vurguladı. “Virüsü alan kişilerin yüzde 20’sinde semptomlar ortaya çıkabiliyor. Semptomatik olanların yüzde 90’ında ateş, kırıklık, halsizlik, kas ve eklem ağrıları görülebiliyor. Bazılarında da vücudun üst bölgelerinde döküntüler olabilir. Genellikle bir hafta 10 gün içinde kendiliğinden geçiyor. Ancak virüsü alanların yüzde 1-2’lik bir grubunda, semptom gösterenlerin de yüzde 10-20’sinde beyin veya omuriliği tutan bir enfeksiyon gelişebiliyor. Bizim en çok korktuğumuz da bu durum” dedi.

Maymun çiçeğinden korkarken yeni uyarı geldi: Asıl ciddiye almamız gereken virüs bu, vakalar artıyor

“AĞIR VAKALARDA FELÇ RİSKİ VAR”

Merkezi sinir sistemi tutulumları olduğunda beyin zarı iltihabı, beynin dokusunu tutan ensefalit ve hatta felç görülebileceğini belirten Prof. Dr. Yavuz, “Baş ağrısı, bilinç değişikliği, kişilik değişiklikleri, dengesizlik, hareketlerde yavaşlama, Parkinson benzeri titremeler görülebiliyor. Culex türü sivrisinekler aracılığıyla bulaşan virüsü, sivrisinekler kuşlardan alıyor. Hem Türkiye hem de İstanbul kuş göç yolları üzerinde bulunuyor. Kuş girişi, virüsün de girişi anlamına geliyor. Sivrisinekler, bu virüsü atlara da bulaştırabiliyor. Geçen yıllarda Karacabey’deki atlara bulaşarak ölümlere neden olmuştu. İnsanlar arasında bulaşma riski yok, yani insandan insana geçmiyor” dedi.

“HAVALAR SOĞUYUNCA BİTİYOR”

Prof. Dr. Yavuz, Batı Nil ateşinin her yaz ortaya çıkmamasının nedeninin uygun iklim koşullarına bağlı olduğunu söyledi. “Sivrisineğin olması bulaşma için yeterli değil. Ayrıca özgün iklim koşulları da gerekiyor. Yani her yaz Batı Nil ateşi ile ilgili bir sorun yaşamıyoruz. Yağışların ardından gelen sıcak havalar ideal koşulları oluşturuyor. Genellikle Temmuz-Ağustos aylarında ortaya çıkıyor, Ağustos-Eylül’de pik yapıyor ve en yüksek sayılarına ulaşıyor. Havaların durumuna göre Eylül-Ekim gibi genellikle bitmesi bekleniyor. Ancak havalar ısındıkça bu dönem uzayabiliyor. Dışarıda, İsrail’de şu anda bir salgın var. Haziran’a kadar sadece 164 vaka bildirdiler ve bunlar da ciddi vakalar, yani beyni etkileyen vakalar.” dedi.

AŞISI YOK, DESTEK TEDAVİ UYGULANABİLİYOR

Batı Nil ateşinin aşısı veya spesifik bir tedavisi olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yavuz, ağır geçirebilen riskli gruptaki hastaları sadece destek tedavilerle iyileştirmeye çalıştıklarını belirtti. Virüsün tespitinde PCR testleri kullanıldığını veya virüse karşı vücudun antikoruna bakıldığını söyledi. “Bu testlerimiz halk sağlığı merkez laboratuvarlarında mevcut. Culex türü sinekler genellikle gündüz ısırmazlar. Gece çıkarlar ve bizi gece ısırırlar. Daha küçüktürler ve ısırıklarının normal bir sinek ısırığından ayırt edici bir özelliği yoktur. Her sivrisinek ısırığıyla hastalık bulaşacak diye bir şey yok. Çünkü her sivrisinek virüsü taşımıyor. Yani kuşlarla temas eden sivrisinekler kuştan alıp insana bulaştırabiliyor. Panik yapacak bir durum yok. Akılcı bir şekilde sivrisineklerle mücadeleyi öncelememiz gerekiyor.” dedi.

“ORTAK ÇALIŞMA ZORUNLU”

Prof. Dr. Yavuz, “Burada önemli olan tüm paydaşların ortak çalışması. Kuş göçünü engelleme şansınız yok. Dün KLİMİK derneği olarak bir toplantı yaptık. Orada tüm paydaşlardan temsilciler vardı. Çok koordineli ve güzel bir çalışma yapılıyor. Hem bakanlık hem de il ilçe belediyeleri tarafından. Olayın farkındalığı çok yüksek. Özellikle İstanbul çevresinde çiftlikler ve kullanılmayan evlerde, belediyenin giremediği birtakım özel alanlar var. Havuzlar, su doldurulmuş bidonlar, lastikler, içinde su olan her şey, her türlü su birikintisi, su koyduğunuz en küçük kapların içinde bile sivrisinekler çoğalabiliyor” dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık

Serap şimşek yavuz İstanbul Marmara Türkiye Çevre Sağlık Haberler

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP