Kayseri’de, Danişmendliler Beyliği’nin üçüncü hükümdarı Melik Mehmed Gazi tarafından 1100’lü yıllarda inşa edilen Ulu Cami, minaresiz olarak yapılmıştı. 1205 yılında yaşanan bir deprem sonrası camiye minare eklendi ve üzerine çinilerle süslenmiş bir kitabe yerleştirildi. Ancak 1714’te yaşanan başka bir deprem, minarenin bir kısmını yıktı. Yaklaşık on yıl boyunca atıl durumda kalan minare, daha sonra restore edildi.
Yıkılmadan önce minarenin şerefesinin altında bulunan çini kitabe, restore sırasında parçalar halinde toplandı ancak okunabilirliğini kaybetti. Tarihçi yazar Mustafa Cingil, “Kitabeye baktığımızda yazı yazıyormuş gibi görünüyor, ancak ne yazık ki oradaki yazı bir sır gibi okunamıyor” dedi.
‘ORİJİNALİNE GÖRE RESTORASYON ÇALIŞMALARI YAPILAMADI’
Cingil, caminin yaklaşık 300 yıl önce çok şiddetli bir deprem geçirdiğini belirterek, “1714’te yaşanan ikinci deprem, ilkine göre daha şiddetliydi ve mihrap önü kubbesi ile minarenin şerefesinin üst kısmını yıktı. Yapı yaklaşık on yıl boyunca bakımsız kaldı. 1700’lü yıllarda Osmanlı İmparatorluğu’nun hem zayıfladığı hem de mali sıkıntılar yaşadığı bir dönemdi. Bu nedenle caminin onarımı gecikti. 1723 yılında İstanbul’dan Matbah Emini Halil Efendi tarafından onarıma başlandı ancak yetersiz ödenek nedeniyle yapının orijinaline uygun bir restorasyon mümkün olmadı” dedi.
‘ORADAKİ YAZI BİR SIR GİBİ OKUNAMIYOR’
Depremde minarenin üst kısmının yıkıldığını belirten Cingil, “Şerefenin üzerindeki kısım Kayseri taşlarıyla yeniden inşa edildi. Ancak asıl sorun şerefenin altındaki kufi yazıyla yazılmış çini kitabe. Depremde büyük ölçüde parçalanan kitabe, restore sırasında ustalar tarafından rastgele yerleştirildi. Bu nedenle yazı okunamaz halde kaldı. Bu kitabeyi okumak için drone ile çekim yaptırıp çeşitli yerlere gönderdik ancak ne yazık ki okunamadı. Kayseri’de 4 üniversite olmasına rağmen bu kitabeyi okuyamamış olmak üzücü bir durum” dedi.
Haber-Kamera: Furkan KAVUKLU/KAYSERİ,
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
Kayseri Deprem Cami
”
News
