İzmir’in tarihi ve kültürel zenginliklerinin yansıdığı Konak ilçesinde, Kadifekale’nin eteklerinde bulunan Smyrna Tiyatrosu’nun kazı çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Milattan önce 2. yüzyılda inşa edilen tiyatro, geçmişin izlerini gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.
Kazı çalışmalarıyla, tiyatronun 7 odalı bölümü ve oturma basamakları ortaya çıkarıldıktan sonra sahne binasının da gün yüzüne çıkması heyecanla bekleniyor. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Smyrna Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Akın Ersoy, “Proskene” olarak adlandırılan ön sahnenin üzerindeki toprağı kaldırarak bu önemli bölümü gün ışığına çıkarıyor. Henüz orkestra bölümüne ulaşılmamış olsa da, proskene ile birlikte orkestrayı da ortaya çıkarma hedefleniyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izniyle yürütülen kazı çalışmaları, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve sponsorların desteğiyle devam ediyor. Bu tarihi yapının Pergamon Krallığı döneminde inşa edildiği ve Roma İmparatoru Augustus ve Tiberius zamanında da genişletildiği biliniyor. Tiyatro, İmparator Hadrianus döneminde ise son şeklini almış ve sahne cephesini süsleyen “Sotyros” kabartmaları ve tiyatro maskları ile zengin bir mimariye sahip olmuş.
“Smyrna Tiyatrosu, 20 bin kişilik kapasitesiyle Akdeniz dünyasının en büyük tiyatrolarından biridir.” diyen Prof. Dr. Ersoy, “Bu nadir görülen tiyatroyu gün yüzüne çıkarmak için yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Oturma bölümü ve basamakları ile sahne binası olmak üzere iki noktada çalışıyoruz. 7 odalı bölümde, başka hiçbir tiyatroda olmayan ‘Latrina’ olarak adlandırılan tuvalet tespit ettik. Sanatçılar ve yöneticiler için kullanıldığını düşünüyoruz.” şeklinde açıklamalar yaptı.
Bozulmamış bir proskene düzlemi ortaya çıkarılmasını umut eden Prof. Dr. Ersoy, “Bu alanda Milattan önce 3. yüzyılda ahşap oturma sıraları ve sahne binasıyla İzmirlilere hizmet veren bir tiyatro vardı. Ancak Milattan önce 2. yüzyılda Pergamon Krallığı döneminde taştan yapılmış tiyatroya dönüştü. Roma İmparatorluğu döneminde de sahne binası genişletilerek oturma kapasitesi artırıldı. Kazı çalışmalarıyla hangi heykellerin sahne binasını süslediğini, kimlikleri ve taşların hangi ocaktan getirildiğini bulmaya çalışıyoruz. 3 yıl içinde sahne binasını ve ilk oturma bölümünü ortaya çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi.
Smyrna Tiyatrosu’nun kazı çalışmalarına destek veren İtalyan arkeolog Matthias Bruno, “Türk arkadaşlarla birlikte çalıştığımız için çok şanslıyız. Bu tiyatro çok önemli bir arkeolojik miras. Mermer dekorasyonlar, mimari yapıyı anlamamız için önemli bir bölüm. Anadolu’daki en önemli tiyatrolardan biridir. Yaklaşık 3 bin mermer parçasını katalogladık. Bu parçalar üzerindeki işlemeler çok detaylı ve iyi işlenmiş. Bu da tiyatronun inşasında çalışan işçilerin çok ustalaşmış olduğunu gösteriyor. Smyrna, Küçük Asya’da önemli kentlerden biriydi. Bu çalışmalar, sadece bize değil, tüm topluma fayda sağlayacak bilgiler sunacaktır.” ifadelerini kullandı.
Smyrna Tiyatrosu’nun kazı çalışmalarında yer alan İtalyan arkeolog Fulvia Bianchi ise, “2017’den beri Prof. Dr. Akın Ersoy ile çalışıyoruz. İlk başta mimari elamanlar üzerinde çalıştık. 2019 yılında da bizi tiyatronun kazı çalışmalarına davet ettiler ve o zamandan beri çalışıyoruz.” dedi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Kültür Sanat
GENEL
50 dakika önceGENEL
51 dakika önceGENEL
1 saat önceGÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
4 saat önceGÜNDEM
4 saat önce