19 yaşındaki eczacılık öğrencisi Heval Pekgöz, İstanbul Maltepe’deki Ersoy Hastanesi’nde burnundaki et nedeniyle ameliyat olmak istedi. Ailesinin iddiasına göre, hastanenin ihmalkarlığı sonucu Heval Pekgöz hayatını kaybetti. Pekgöz ailesi, olayda sorumlu olanların cezalandırılması için yardım talep etti.
Marmara Üniversitesi Eczacılık Bölümü öğrencisi olan Heval Pekgöz, burnundaki et nedeniyle nefes almakta zorluk çekmeye başladı ve ameliyat olmaya karar verdi. Evine yakın olması sebebiyle Maltepe’deki Ersoy Hastanesi’ni tercih etti. Ameliyat öncesinde hastanenin Kurtköy’deki merkezine, ardından da bir devlet hastanesine sevk edilen Pekgöz, son hastanede hayatını kaybetti. Ailesi, hastanenin ihmalkarlığı nedeniyle suç duyurusunda bulundu ve hukuki mücadele sürüyor.
Başsavcılık kamera kayıtlarını istedi.
Şikayet üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu soruşturma başlattı. Savcılık, hastaneden kamera kayıtlarını talep etti ve doktorlar hakkında soruşturma izni istedi.
“Yanlış bilgi vererek hastane hastane dolaştırdılar.”
Olayı anlatan baba Ferhat Pekgöz, “Kızımın burnunda bir et vardı, horluyordu ve nefes alamıyordu. Temmuz ayında bir devlet hastanesinde randevu alarak gösterdik, ameliyat olması gerektiğine karar verildi. Daha sonra evimize yakın olması nedeniyle Maltepe’deki bu hastaneden 10 Ağustos Cumartesi günü için ameliyat tarihi aldık. Ameliyat öncesinde gerekli tahliller yapıldı ve bir problem olmadığı söylendi. Ameliyat günü geldiğinde, 08.50’de ameliyata aldılar. Bize beklememiz gerektiğini söylediler. Öncesinde hastanede yoğun bakım ünitesi olup olmadığını sormuştuk, her şeyin tamam olduğunu ve endişelenmemiz gerekmediğini söylemişlerdi. Yaklaşık 1 saat sonra bizi başhekimin odasına çağırdılar ve kızımın kalbinin 1 dakika durduğunu, kalp masajı ile çalıştığını, ancak bir problem olmadığını söylediler. Sadece tedbir amaçlı Kurtköy’deki hastanelerine sevk etmek istediklerini belirttiler. O hastaneye gittiğimizde, hastayı yoğun bakıma alarak bizi temkin ettiler. Bize kızımın kalbinde problemler olduğunu ve anjiyo yapılması gerektiğini söylediler. Biz gerekiyorsa yapılsın dedik, ancak yapamayacaklarını ve devlet hastanesine sevk edileceğini söylediler. Sevkten sonra doktor, kızımın kalbinde bir problem olmadığını, ancak beyninde hasar oluştuğunu ve başka bir yoğun bakımı olan hastaneye sevk edilmesi gerektiğini söyledi. İlk hastane bize kalbin bir kere durduğunu söylemişti, ancak yalan ve yanlış bilgi vermişler. Birkaç defa kalbi durmuş. Beyni uzun süre oksijensiz kaldığı için tüm yetilerini kaybetmiş. Bu özel hastanede ya geç muayene ettiler, ya kalp durduğunu fark etmediler ya da ekipmanları yoktu. Bunların geç ve ihmalkar tavırları yüzünden kızım 30 Ağustos günü hayatını kaybetti” dedi.
“Benim çocuğumun mezarıyla okul yan yana.”
Anne Özlem Pekgöz, “Kızımı ihmalden dolayı kaybettim. Bize geç haber verildi ve istediğimiz hastanelere sevk edilmedi. Yoğun bakım var denildi ancak yoğun bakım olmadığı ortaya çıktı. Bana panik yapmamam gerektiği söylendi ve sürekli hiçbir şey yok, taburcu edeceğiz dediler. Kızımın kalbinde problem olduğunu söylediler, genetik kalp rahatsızlığı var mı diye üstelediler, sürekli böyle bir şey yok dediler. Anjiyo yapıldığında kalbine hiçbir problem olmadığı ortaya çıktı. 2 saat içerisinde çocuğumuz 3 hastane değiştirdi. Ben doktorla muhatap oldum ve her şey var denildi. Biz evimize yakın olduğu için bu hastaneyi tercih ettik. Güle oynaya girdiğimiz hastaneden çocuğumuzun ölüsünü çıkarttık. Yetkililerin ceza almasını istiyorum, hepsinden şikayetçiyim. Benim çocuğumun mezarıyla okul yan yana, okullar açılınca herkes çocuğunu okula gönderirken ben çocuğumun mezarına gideceğim” diye konuştu. – İSTANBUL
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / 3.Sayfa
”
GÜNDEM
7 saat önceGÜNDEM
7 saat önceGÜNDEM
7 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önce