ABD’de 5 Kasım’da yapılacak olan başkanlık seçimi, milyonlarca vatandaşın 4 yıl boyunca Beyaz Saray’ı kimin yöneteceğine karar vereceği bir gün olacak. Tüm dünya, Amerika’nın ilk kadın başkanını mı seçeceğini yoksa Donald Trump’ın ikinci bir dönem için iktidarda kalıp kalmayacağını merak ediyor.
Temmuz ayının sonuna kadar, 2020 seçimlerinde olduğu gibi Joe Biden ile Donald Trump’ın karşı karşıya geleceği düşünülüyordu. Hatta ikili, resmi olarak aday olmadan önce bile kameralar karşısına geçerek fikirlerini paylaşmıştı. Ancak, bu karşılaşmanın ardından Biden’ın adaylıktan çekilmesi yönünde yoğun bir baskı oluştu ve Biden 21 Temmuz’da adaylıktan çekildi.
Seçime sadece 4 ay kala yarış yeniden başladı. Cumhuriyetçi ve Demokrat partiler, her eyalette düzenledikleri önseçimler ve parti kongreleri ile başkan adaylarını belirlediler.
Cumhuriyetçilerin adayı, Wisconsin’de düzenlenen parti kongresinde eski ABD Başkanı Donald Trump oldu. Demokrat Parti’de ise, Chicago’da yapılan kongrede Başkan Yardımcısı Kamala Harris adaylığı kazandı.
ABD seçimleri zaman zaman kafa karıştırıcı olabilir, çünkü ülke genelinde en çok oyu alan aday seçimi kazanmıyor. Bunun bir örneğini 2016’da gördük. Demokratların adayı Hillary Clinton, Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’tan 3 milyon daha fazla oy almasına rağmen, yeterli delege sayısına ulaşamadığı için seçilemedi. Peki neden?
İki aday, 50 eyalette düzenlenen Seçiciler Kurulu seçiminde yarışıyor. Vatandaşlar, kayıtlı oldukları eyaletin Seçiciler Kurulu’na göndereceği delegeleri seçiyor, delegeler ise başkan ve başkan yardımcısını belirliyorlar.
Her eyalet, nüfusuna göre belirli sayıda Seçiciler Kurulu oyuna sahip. Toplam 538 oy var ve 270 veya daha fazla oy alan aday seçimi kazanıyor.
Maine ve Nebraska hariç, tüm eyaletlerde seçimi kazanan aday tüm delegeleri kazanıyor. Maine ve Nebraska’da ise delegeler, adayların aldığı oy oranına göre paylaştırılıyor.
Çoğu eyaletin kırmızı (Cumhuriyetçi) veya mavi (Demokrat) renklerle tanımlandığı biliniyor. Ancak, seçimin sonucunu belirleyecek bazı eyaletler var. “Salıncak eyalet” olarak adlandırılan bu eyaletler şunlardır: Pensilvanya, Georgia, Arizona, Nevada, Michigan, North Carolina ve Wisconsin.
Bu yedi salıncak eyalet dışında, kalan tüm eyaletler Demokratlar veya Cumhuriyetçiler tarafından “kaleleştirilmiş” durumda. Bu eyaletlerde sürpriz beklenmiyor. Ancak, salıncak eyaletler seçimin kaderini belirleyecek, çünkü anketlerin çoğu, bu eyaletlerde oy dağılımının başa baş olduğunu gösteriyor.
Bu seçimde, aynı zamanda Kongre’nin yeni üyeleri de seçilecek. Temsilciler Meclisi 435 sandalyeden, Senato ise 34 sandalyeden oluşuyor. Şu anda Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerin kontrolünde, Senato ise Demokratların kontrolünde.
Genellikle, seçimin kazananı seçim gecesi belli olur. Ancak, 2020’de salı günü başlayan seçimlerde oy sayımı cumartesi gününü bulmuştu. Bunun nedeni, pandemi nedeniyle posta yoluyla yapılan erken oy kullanma işlemiydi.
Bu sefer oy sayımının geçen seferki kadar yavaş olması beklenmiyor, ancak seçim gecesi başkanlık yarışının sonucunu ve Kongre’nin kontrolünün kimde olacağının belirlenmesi düşük bir ihtimal.
ABD basını, seçim sonuçlarının birkaç gün içinde kesinleşeceğini bildiriyor. Başkan seçilen kişi ise, Ocak ayında Washington’daki Kongre binasında düzenlenecek yemin töreniyle resmen göreve başlayacak.
*Haberin görseli ShutterStock tarafından servis edilmiştir.
GÜNDEM
8 saat önceGÜNDEM
8 saat önceGENEL
8 saat önceGENEL
8 saat önceGENEL
8 saat önceGENEL
9 saat önceGENEL
9 saat önce