“`html
Donald Trump’ın ABD başkanlığını kazanmasıyla, ülkenin köklü dış politika gelenekleri sarsıldı. Uzun yıllardır süregelen, Rusya’ya karşı Avrupa ile dayanışma politikası da bu değişimden nasibini aldı.
Trump yönetimi, Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’ya desteği Amerikan vergi mükelleflerine ağır bir yük olarak görüyor. Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesini savunan Trump, bu süreçte Ukrayna ve Avrupa’yı dışarıda bırakmayı tercih ediyor ve Putin’i Zelenskiy’den daha müzakereye yatkın buluyor.
II. Dünya Savaşı sonrası ABD’nin kurduğu küresel düzenin yeniden şekillendirilmesi tüm dünyada şaşkınlık yarattı. Bu dönüşümün arkasındaki isim ise, emekli Korgeneral Keith Kellogg.
The Telegraph gazetesinin haberine göre, Trump’ın Ukrayna’yı barış görüşmelerine zorlama stratejisi, Kellogg’un hazırladığı bir planın ürünü.
Kellogg, Nisan ayında Trump’a sunduğu raporda, Ukrayna’ya askeri yardımın kesilmesinin Kiev’i müzakere masasına oturmaya zorlayabileceğini öne sürmüştü.
İşte “Önce Amerika” dış politika planının detayları ve uygulanışı:
Rapor, “Önce Amerika” yaklaşımının Rusya-Ukrayna savaşını önlemenin en etkili yolu olduğunu vurguluyor.
Raporda, sert ve tutarlı bir ABD dış politikasıyla, Putin’in 24 Şubat 2022’deki işgal kararından vazgeçirilebileceği iddia ediliyor.
Trump, başkanlığının güç ve kontrole dayandığını, müttefiklere ya da düşmanlara duyulan ‘samimi’ duygulardan uzak olduğunu savunuyor. Putin’i Ukrayna’yı işgalden alıkoyduğunu iddia ediyor.
Ancak gözlemler, Trump’ın Putin’e karşı tutumunun sert olmaktan çok uzak olduğunu gösteriyor. Müzakerelerin duyurulmasından beri yumuşak bir yaklaşım sergiliyor.
Moskova ile barış görüşmelerini başlattığından beri Trump, Rusya’nın G7’ye geri alınması için baskı yapıyor, Rusya’nın sorumluluğunu kabul eden uluslararası açıklamaları veto ediyor ve Putin’in saldırıları için herhangi bir yaptırım uygulamayı reddediyor.
Plana göre, ABD, Ukrayna’nın savunmasını güçlendirmeye devam edecek, ancak gelecekteki askeri yardım, Rusya ile barış görüşmelerine katılmayı şart koşacak.
Kellogg’un bu öngörüsü neredeyse aynen gerçekleşti. Trump, Putin ile barış görüşmeleri başlattı ve ardından Zelenskiy’i de müzakerelere davet etti. Ancak, Trump ve Zelenskiy arasındaki tartışmanın ardından ilişkiler bozuldu, ABD Ukrayna’ya silah sevkiyatını durdurdu ve istihbarat paylaşımını kesti.
Kellogg’un deyimiyle, silah ve istihbarat paylaşımının kesilmesi, “iki sopayla katırın burnuna vurmak” gibi oldu.
Plan, Putin’i barış görüşmelerine ikna etmek için Ukrayna’nın NATO üyeliğini uzun süre ertelemeyi öneriyor.
Bu taviz, Putin’in Trump ile görüşmelerden önce verildi. ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna’nın NATO üyeliğinin müzakere edilmiş bir çözümün gerçekçi bir sonucu olmadığını belirtti.
Saatler sonra Trump, Putin ile barış görüşmeleri başlattığını duyurdu. Zelenskiy ise NATO üyeliğinin Ukrayna’nın geleceği için en uygun seçenek olduğunu düşünüyor.
NATO üyeliği olmadan, Avrupa Ukrayna’yı tek başına yönetmek zorunda kalacak. İngiltere ve Fransa, savaştan etkilenen ülkeye asker göndermeyi planlıyor, ancak bu ABD’nin desteğine bağlı.
Plan, Ukrayna’dan tüm topraklarını geri alma hedefinden vazgeçmesini istemiyor, ancak diplomasi yolunu tercih etmesini öneriyor.
Amerikalı yetkililer, Ukrayna’nın Rusya’ya toprak bırakması gerektiğini açıkladı. Zelenskiy, askeri zafer beklemenin gerçekçi olmadığını, ancak diplomatik çabaların devam edeceğini belirtti.
Rusya, toprak işgalini genişletirken, Ukrayna’nın Rusya’nın Kursk bölgesindeki işgal alanı daralıyor. Rus topraklarındaki hakimiyeti kaybetmek Kiev’in müzakere gücünü zayıflatacak.
Plan, Rusya’ya yönelik yaptırımların ancak Ukrayna tarafından kabul edilebilir bir barış anlaşması imzalandıktan sonra kaldırılacağını öngörüyor.
ABD yetkililerinin, çatışmaların durmasıyla birlikte Moskova’ya yönelik yaptırımları hafifletme planları hazırladığı bildiriliyor. Reuters, Washington’ın bazı Rus kuruluşlarına ve bireylere yönelik yaptırımları nasıl hızlıca kaldıracağını düşündüğünü yazdı.
AB ve Birleşik Krallık ise yeni yaptırımlar üzerinde çalışıyor. Kiev ve müttefikleri, yaptırımların gevşetilmesinin Rusya’ya fayda sağlayacağından endişeli.
Plan, Ukrayna’nın yeniden inşası için Rus enerji satışlarına vergi konulmasını öneriyor.
Trump, Rusya’ya yeni yaptırımlar uygulama olasılığından bahsetti, ancak bu önlemlerin savaştan sonra uygulanacağına dair bir işaret yok.
Trump, Rusya ile anlaşmanın Ukrayna ile anlaşmadan daha kolay olduğunu söyledi ve Putin’e güvendiğini belirtti.
ABD, Ukrayna’nın güçlü bir pozisyondan müzakere etmesini sağlayarak ve Rusya’ya gelecekteki sonuçları bildirerek, iki ülkenin çıkarlarına uygun bir nihai durum oluşturmayı umuyor.
Plan, Ukrayna’nın savunması için ikili güvenlik savunmasına odaklanan uzun vadeli bir güvenlik mimarisinin oluşturulmasını öngörüyor.
Bu bölüm, Rusya’nın müzakerelerde başarısız olması durumunda Ukrayna’yı silahlandırma vaadi olarak yorumlanıyor. Ayrıca, Washington’un Ukrayna’ya kesinlikle sunmadığı bir dizi güvenlik garantisini de içeriyor.
Zelenskiy ve Trump arasındaki tartışmanın büyük bir kısmı, Ukrayna’nın savaş sonrası güvenlik vaatlerinin ABD Başkanı tarafından verilmesi ısrarı üzerine oldu. ABD bu yükü Avrupalılara ve Kanada’ya bırakmak istiyor.
Zelenskiy, uzun menzilli saldırıları durduracak ancak cephe hattındaki çatışmaları sürdürecek kısmi bir ateşkes öneriyor. Bu sayede Trump’a Amerikan güvenlik garantilerine duyulan ihtiyacı gösterebilecek.
“`
GENEL
48 dakika önceGENEL
48 dakika önceGENEL
48 dakika önceGENEL
49 dakika önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önce