Elon Musk, dünyanın en zengin insanı ve ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ın yakın müttefiki olarak, Avrupa siyasetine yönelik tartışmalı açıklamalarıyla fırtınalar estiriyor.
Almanya’nın aşırı sağcı AfD partisine desteğini beyan eden ve parti lideriyle röportaj yapan Musk, İngiltere siyasetine yönelik paylaşımlarıyla da tepkileri üzerine çekiyor. Bu durum, Avrupa Birliği ile Musk arasında giderek artan bir gerilime yol açıyor.
ABD ve AB arasındaki ticaret dengesindeki büyük açık ve Trump’ın bu açığı kapatmak için ekonomik güç kullanma tehdidi, Musk’ın Avrupa’daki faaliyetleriyle paralellik gösteriyor. Her iki durum da, güçlü uluslararası aktörlerin iç politikalara müdahalesini gündeme getiriyor.
Avrupa’da uzmanlar, Musk’ın aşırı sağ partilere verdiği desteğin, aşırı ideolojileri normalleştirme ve meşrulaştırma amacı taşıdığını belirtiyor.
Birleşik Krallık
Musk, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ı, başsavcılık döneminde çocuk istismarı çetelerini yeterince cezalandırmamakla suçladı. Starmer ise Musk’ı yanlış bilgi yaymakla itham etti.
Suçlamalar bununla sınırlı kalmadı. Musk, İçişleri Bakanlığında Koruma İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Jess Phillips’i “tecavüz soykırımı savunucusu” olmakla suçladı. Phillips, Musk’ı kendi işine bakmaya çağırdı ve Başbakan Starmer da Musk’ın bu yorumlarını kınadı.
Starmer, Musk’ın dezenformasyon kampanyasının çizgiyi aştığını ve aşırı sağ söylemlerin ciddi tehditlere yol açtığını belirtti. Musk ise X platformunda, “ABD’nin İngiliz halkını zalim hükümetten kurtarıp kurtarmaması” konulu bir anket başlattı. Bu anket, Başbakan tarafından yorumsuz bırakıldı.
Liberal Demokratlar parti lideri Ed Davey, Musk’ın İngiltere’nin iç işlerine karışmasını kınadı ve ABD’nin Londra Büyükelçisinin Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmasını istedi. Davey, Musk’ın İngiltere hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını ve bu müdahalenin tehlikeli ve sorumsuz olduğunu savundu.
Musk, Kral Charles’tan parlamentoyu feshetmesini istedi ve Başbakan Starmer’ı “son derece aşağılık” ve “oy karşılığında toplu tecavüzlerin derin suç ortağı” olarak nitelendirerek hapse atılmasını talep etti.
Almanya
Musk, sosyal medya platformu X’te AfD partisini överek, “Almanya’yı sadece AfD kurtarabilir” dedi. Daha sonra, Welt am Sonntag gazetesinde kaleme aldığı makalede AfD’yi “Almanya için son umut kıvılcımı” olarak nitelendirdi ve parti lideri Alice Weidel ile canlı bir yayın gerçekleştirdi.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Musk’ın Almanya’nın geleceğine sosyal medya sahiplerinin karar veremeyeceğini söyledi. Hükümet Sözcü Yardımcısı Christiane Hoffmann ise Musk’ın açıklamalarının Federal Meclis seçimlerini etkileme girişiminde olduğunu belirtti. Musk ayrıca Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’i “antidemokratik bir zorba” olarak niteledi.
Avrupa’dan Tepkiler
Musk’ın açıklamaları Almanya başta olmak üzere Avrupa’da geniş çaplı tepkiyle karşılandı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Musk’ı seçimlere müdahale etmekle suçlarken, İngiltere Başbakanı Keir Starmer onu yanlış bilgi yaymakla eleştirdi.
Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre, Musk’ın diğer ülkelerin siyasi meselelerine karışmasının endişe verici olduğunu belirterek, bu durumun müttefikler arasındaki ilişkilere uygun olmadığını vurguladı.
İspanya Başbakanı Pedro Sánchez, Musk’ı “dünya genelindeki aşırı sağın yükselişine liderlik eden en zengin iş insanı” olarak tanımlayarak aşırı sağın tehlikelerine dikkat çekti. Sánchez, demokrasiyi savunmak için vatandaşları cesaretlendirdi.
AB Komisyonu İç Pazardan Sorumlu Üyesi Thierry Breton, X platformunun Avrupa’da yasaklanmasının mümkün olduğunu ve Musk’ın sürekli yalan söylediğini belirtti. Belçika Başbakanı Alexander De Croo ise AB Komisyonunu, Musk’a müdahale etmeye çağırdı.
Musk’ın Diğer Müdahaleleri
Musk’ın müdahaleleri Birleşik Krallık ve Almanya ile sınırlı değil. Romanya’daki cumhurbaşkanlığı seçiminin iptalinin ardından yorumda bulunan Musk, İrlanda’daki göçmen karşıtı bir miting sonrasında da nefret söylemi yasasına karşı yasal mücadeleleri finanse edeceğini açıkladı.
News
