Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, yarın Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanlarının gayri resmi toplantısına katılmak üzere Brüksel’e gidiyor. Bu toplantı, “Gymnich” adı verilen ve yılda iki kez düzenlenen bir etkinlik. Bu, beş yıl sonra ilk kez bir Türk dışişleri bakanının bu toplantıya davet edilmesi anlamına geliyor.
Fidan, toplantıda AB’li muhataplarıyla Türkiye-AB ilişkilerini, İsrail-Hamas çatışmasını ve Rusya-Ukrayna savaşını ele alacak. Ankara, bu toplantının Türkiye ve AB arasında kurumsal diyalog mekanizmalarının yeniden canlanması için bir dönüm noktası olmasını umuyor.
AB dışişleri bakanları, toplantılarda gündemdeki konuları ve gelecek projeksiyonlarını görüşmek üzere bir araya geliyor.
Gymnich adı verilen bu toplantılar, 1974’te Almanya’daki Gymnich Sarayı’nda düzenlenen ilk toplantının anısına bu şekilde adlandırıldı.
Toplantıların yeri normalde dönem başkanlığını yürüten ülke tarafından belirleniyor. Ancak, mevcut dönem başkanı Macaristan ile AB’nin yürütme organı olan Avrupa Komisyonu arasındaki sorunlar nedeniyle toplantı bu kez AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı Josep Borrell’in talimatıyla Brüksel’e taşındı.
Fidan’a davetiyi de Borrell iletti.
Fidan, Borrell ve 27 AB ülkesinin dışişleri bakanı bir araya gelerek gündemdeki konuları ele alacaklar.
Benzer formattaki son Gymnich toplantısına eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Şubat 2019’da katılmıştı.
AB, Doğu Akdeniz’de Türkiye ile Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında yaşanan gerilim nedeniyle Temmuz 2019’da Ankara ile ilişkilerde diyaloğu sınırlama kararı almıştı. Bu nedenle Türkiye Dışişleri Bakanı o tarihten bu yana Gymnich’deki toplantılara davet edilmiyordu.
Ankara, Brüksel’den yapılan daveti olumlu karşıladı ve bunu “AB’nin diyalog arayışı” olarak değerlendirdi.
Türk diplomatik kaynaklar, bölgesel ve küresel sınamalar karşısında Türkiye ve AB arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin her iki tarafın da yararına olacağını vurguluyor.
Fidan’ın Brüksel’de vereceği mesajlardan biri de Türkiye’nin AB’ye tam üyelik adaylık statüsünün devam ettiği, hükümetin bu konudaki kararlılığının sürdüğü ve Brüksel’den bu süreci canlandıracak adımların atılması gerektiği olacak.
Son dönemde Türkiye’yi Batı Balkanlar’daki diğer aday ülkelerden ayırma ve başka bir ilişki biçimine sokma hedeflenen arayışlardan duyulan kaygıyı dile getirecek olan Fidan’ın, muhataplarından Türkiye-AB ilişkilerinin yeniden canlanması için Temmuz 2019’da alınan kararların geri çekilmesi talebini yinelemesi bekleniyor.
Bu kapsamda Türkiye-AB arasında dondurulan diyalog mekanizmalarının hayata geçirilmesine, örneğin Ortaklık Konseyi ve yüksek düzeyli siyasi toplantıların yeniden başlatılmasına büyük önem veren Ankara, Brüksel’de göreve gelecek AB yönetimiyle yeni bir başlangıç yapmayı umuyor.
Özellikle Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi konularında yeni girişimler için zeminin yaratılması, Ankara’nın en somut talepleri arasında.
Fidan’ın Türk vatandaşlarının giderek artan Schengen Vizesi sorununu da gündeme getirmesi bekleniyor.
Türk diplomatik kaynaklar, bu konuyla ilgili olarak, “Vize süreçlerinde yaşanan sorunların giderilmesi AB ile aramızdaki ticari, kültürel, akademik ve insani bağların sürdürülmesi bakımından en temel meseledir” değerlendirmesinde bulunuyor.
Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin canlandırılması Brüksel’in kısa ve orta vadeli gündeminde bulunmuyor.
AB’li diplomatik kaynaklar, her yıl yayımlanan ilerleme raporlarında Türkiye’de insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında ciddi gerilemelerin tespit edildiğini, aday ülkelerin yerine getirmesi gereken Kopenhag Kriterleri’nden Türkiye’nin giderek uzaklaştığını vurguluyor ve bu durumda tam üyelikten bahsetmenin gerçekçi olmadığını belirtiyor.
Kaynaklar, Türk hükümetine insan hakları ve demokrasi konusunda birçok defa beklentilerin iletildiğini de hatırlatıyorlar.
Bu çağrılar kapsamında Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını uygulaması da yer alıyor.
Türkiye ile tam üyelik dışındaki konularda diyalog kanallarının açılması için AB’nin istekli olduğunu, son aylarda birçok Avrupa Komisyonu üyesinin Türk bakanlarla bir araya geldiğini hatırlatan kaynaklar, ilerki dönemde de bu iletişimin artarak devam etmesinden yana olduklarını kaydediyorlar.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gibi birçok önemli konuda Kıbrıs Cumhuriyeti başta olmak üzere Yunanistan ve Fransa’nın çekinceleri olduğu biliniyor.
Diplomatik kaynaklar, Kıbrıs sorunun çözümü için sürecin devam ettirilmesi ve Türk-Yunan yakınlaşmasının somut adımlarla desteklenmesinin bu tür sorunların çözümü için yararlı olabileceğini belirtiyor.
Brüksel’deki toplantılarda da AB dışişleri bakanlarının bu konulardaki mesajlarını Fidan’a iletmeleri bekleniyor.
Avrupa Komisyonu Sözcüsü Peter Stano 27 Ağustos’ta gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Gymnich toplantısının Kıbrıs sorunun ele alınması için iyi bir fırsat olacağını söyledi.
Stano, “Türk muhataplarımızdan yapıcı çözümlere nasıl ulaşmayı amaçladıklarını dinlemeye hazırız” dedi.
Türk diplomatik kaynaklar ise Fidan’ın Brüksel’de muhataplarına Kıbrıs sorununun çözümü konusunda Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafının “net tutumunu” bir kez daha anlatacağını kaydetti.
Türk tarafı, Kıbrıs’ta bir çözüm olacaksa bunun adadaki iki toplumun egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsü ilkesini temel alması gerektiğini ortaya koyuyor.
AB ve uluslararası toplum ise çözümün Birleşmiş Milletler parametrelerine göre müzakere edilmesi gerektiğinden ısrarcı.
Dışişleri Bakanı Fidan’ın Brüksel’de Yunanistan Dışişleri Bakanı Yorgos Yerapetritis ile de ikili bir görüşme yapması ve ikili konuların yanı sıra Ege ve Kıbrıs sorunlarını ele alması bekleniyor.
Ankara-Brüksel arasındaki en önemli gündem maddeleri arasında Türkiye’de bulunan Suriyeli mülteciler konusu yer alıyor.
AB, 2016’da yapışan anlaşma uyarınca Türkiye’ye barındırdığı Suriyeli mülteciler için finansal yardımda bulunuyor.
AB verilerine göre, 6 milyar euroluk yardımın yaklaşık 5,3 milyar euroluk kısmı kullandırıldı, kalan kısmı ise 2025 ortasına tamamlanacak projeler için planlandı.
Yeni Avrupa Komisyonu’nun kurulmasının ardından Türkiye ile AB’nin ele alacağı konuların başında AB’nin sayılarını 3,1 milyon olarak hesapladığı Suriyeli mültecilere Brüksel’in hangi alanlarda ne kadarlık bir yardım sağlayacağı olacak.
Türkiye, bu süreçte AB yardımlarının Suriyeli mültecilerin ülkelerine geri dönüşüne odaklanmasını ve Suriye’de yapılacak yeni yerleşim alanları için bu paranın harcanmasını talep ediyor.
AB ise Suriye topraklarında bu tür projeleri finanse edemeyeceğini kayda geçiriyor.
Eğitim, sağlık, sosyo-ekonomik gelişim ve meslek edindirme gibi alanları finanse etmeyi düşünen AB, Türkiye’den de entegrasyon amaçlı politikalara ağırlık vermesini bekliyor.
”
GENEL
5 saat önceGENEL
5 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGÜNDEM
6 saat önceGENEL
6 saat önceGENEL
6 saat önceGENEL
6 saat önce