Akdeniz Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ayşe Dündar, estetik kaygılar nedeniyle vatandaşların dijital diş beyazlatma setlerini kontrolsüz bir şekilde kullandığını belirtti. Dündar, bu durumun dişlere geri dönüşümsüz hasarlara neden olabileceğini vurguladı. “Vatandaşlar seans ve kullanım süresi konusunda dikkatsiz davranıyor. Dolayısıyla ne yaptıklarının farkında değiller. Kimyasal bir işlem olduğundan içeriğinin bilinmesi hayati önem taşıyor.” diye ekledi.
Akdeniz Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dündar, estetik kaygının toplumda ön planda olduğunu belirterek, diş beyazlatma işlemlerinin bu nedenle tercih edildiğini açıkladı. Özellikle sosyal medya fenomenlerinin popülerleştirdiği dijital diş beyazlatma setlerinin kontrolsüz kullanımının endişe verici olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Dündar, beyazlatma işlemlerinde kullanılan jelin güvenilirliği ve konsantrasyonunun büyük önem taşıdığını belirtti.
Doç. Dr. Dündar, diş beyazlatma işlemlerinin mutlaka doktor kontrolünde yapılması gerektiğini vurguladı. “Kontrolsüz beyazlatma uygulamaları dişlerde geri dönüşümsüz hasarlara yol açabilir.” dedi.
‘Jelin Kimyasal İçeriği Önemli’
Doç. Dr. Dündar, beyazlatma uygulamalarında kullanılan mavi ışık işlemi hakkında bilgi verdi. “Mavi ışığın kimyasal olarak dişe bir zararı yoktur. Kliniklerde de mavi ışık kullanıyoruz. Ancak önemli olan mavi ışıktan ziyade kullanılan jelin içeriğidir. Klinikte, mavi ışığı beyazlatmanın etkisini hızlandırmak için kullanıyoruz. Isı uygulamadığı sürece dişe zarar vermez. Önemli olan jelin kimyasal içeriğidir.” dedi.
‘Doğru Tani Çok Önemli’
Doç. Dr. Dündar, diş beyazlatma uygulamalarının vatandaşlar tarafından bilinçsizce yapıldığını vurguladı. “Vatandaşlar istedikleri zaman ve istedikleri kadar kullanıyorlar. Seans ve kullanım süresi konusunda dikkatsiz oldukları için ne yaptıklarının farkında değiller. Bu da geri dönüşümsüz hasarlara yol açabiliyor. Kimyasal bir işlem olduğu için içeriğinin bilinmesi önemli. Hidrojen peroksit gibi maddeler, uzun süreli ve yüksek konsantrasyonlarda kullanıldığında dişte erozyona neden olabilir. Dişin mineral kaybına ve yumuşak dokuda yanmaya sebep olabilir. Bu durum diş eti yaralanmalarına ve diş çekilmesine bile yol açabilir. Bu yüzden mutlaka doktor kontrolünde ve doğru tanı ile işlem yapılmalıdır.” dedi.
Limon ve Karbonat Diş Erozyonunu Artırıyor
Doç. Dr. Dündar, halk arasında diş beyazlatmak için karbonat ve limon kullanıldığını da söyledi. “Limon asidik bir maddedir. Kovid döneminde antibakteriyel etkisi olsun diye limon suyu ile gargara yapılıyordu. Ancak bu durum dişin mineral yapısını bozuyor. Limon ve karbonatı karıştırarak diş fırçalamak diş erozyonunu artırıyor. Bu, geri dönüşümsüz madde kaybına neden oluyor. Mine dokusu kaybolduktan sonra alttaki dentin tabakası ortaya çıkıyor ve dişler zamanla daha sarı görünüyor. Daha sık fırçalama, çürüğe bağlı olmayan ciddi madde kayıplarına sebep oluyor.” dedi.
‘Mutlaka Hekimle Görüşün’
Doç. Dr. Dündar, renklenmenin sebebinin doğru teşhis edilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı. “Bu durumun kendi kendine teşhis edilebilmesi mümkün değil. Hastaların mutlaka bir hekime görünmesini tavsiye ediyoruz. Çürük, hassasiyet, açıklık, diş eti çekilmesi veya ilaç kaynaklı renklenmeler olabilir. Bunlar, beyazlatma tedavileriyle bazen çok zor bir şekilde ağartılıyor. Mutlaka doktora gidip, teşhis koyulması ve hasta için en uygun materyalin belirlenmesi gerekiyor. Ağız sağlığı açısından düzenli olarak 6 ayda bir diş hekimi kontrolüne gidilmesi gerekiyor. Beyazlatma tedavisi uygulandıktan sonra da 1-2 yılda bir doktora kontrole gitmek önemli.” dedi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
GENEL
20 saat önceGENEL
20 saat önceGENEL
20 saat önceGENEL
20 saat önceGENEL
21 saat önceGENEL
21 saat önceGENEL
21 saat önce