Serpil Karaboğa, bankacılık kariyerinden emekli olduktan sonra Bursa’dan Bilecik’in Osmaneli ilçesine arkadaşını ziyaret etmeye gitti. İlçenin mimari dokusu ve tarihi konaklar onu büyüleyerek yeni bir maceraya atılmasına ilham verdi. Osmaneli’nin tarihi dokusunun, sakin ve huzurlu atmosferinin ve Osmanlı döneminden kalma konakların güzelliğine hayran kalan Karaboğa, belediyenin restore ettiği konaklardan ikisini satın alarak butik otel işletmeciliğine başladı.
Osmaneli, milattan önce 5000’li yıllara dayanan bir geçmişe sahip, İpek Yolu üzerinde stratejik bir konumda bulunan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun temellerinin atıldığı bir coğrafyada yer alıyor. İlçedeki tarihi konaklar, Osmanlı döneminin mimari ihtişamını yansıtıyor ve turizme kazandırılmayı bekliyor.
Belediye, tarihi konakların korunması ve turizme kazandırılması için önemli bir adım atarak “Tarihi Lefke Çarşısı İş Geliştirme Merkezi Projesi”ni başlattı. Lefke Çarşısı’ndaki 15 tarihi yapı, BEBKA’nın desteğiyle restore edildi ve bunlardan dördü olan “Fadıl Bozkurt”, “Bekir Güven”, “İrfan Yılmaz” ve “Necati Kurul” konakları ihale yoluyla satışa sunuldu. Karaboğa, bu ihalede karşılıklı konumda bulunan “Fadıl Bozkurt” ve “Bekir Güven” konaklarını satın alarak onları butik otel işletmeciliğine dönüştürdü.
Karaboğa, AA muhabirine yaptığı açıklamada girişimci ruhlarına sahip olduklarını ve bankacılık kariyerleri boyunca yaklaşık 10 yıldır zeytin ve zeytinyağı üretimiyle de ilgilendiklerini söyledi. Ayrıca sebze ve meyve üreticiliği de yaptıklarını belirten Karaboğa, geçen yıl Osmaneli’ye geldiğinde tarihi konakların dokusu, yapısı, şehrin sakinliği ve huzuru onu etkilediğini ifade etti. Osmaneli’nin kendisine hayalindeki girişimcilik fikrini gerçekleştirme fırsatı sunduğunu belirten Karaboğa, tesadüfen geldiği ilçede belediyenin ihaleyle satışa çıkardığı iki konağı satın aldığını belirtti.
Karaboğa, eşiyle birlikte turizm alanında uzun süredir projeler geliştirdiklerini ve kendisine özel bir işletme açmayı istediğini söyledi. Doğal ve özgün bir restoran veya kafe hayal ettiğini belirten Karaboğa, Osmaneli’nin tarihi konaklarını, şehrin dinginliğini, iklimini ve tarım üretimini çok beğendiğini ve burayı hayalindeki işletmeyi açmak için ideal bir yer olarak gördüğünü ifade etti. Karaboğa, özellikle 1800’lü yıllardan kalma Osmanlı mimarisine sahip “Fadıl Bozkurt Konağı”nı, özgün yapısını ve tarihi dokusuna uygun olarak butik otele dönüştürdüklerini söyledi. Konakları, misafirlerin kendilerini evlerinde hissedebileceği bir şekilde düzenlediklerini ve odaların tarihi dokusuna uygun olarak dekore edildiğini belirtti.
Karaboğa, sanayi bölgelerinin de bulunduğu Osmaneli’nin gelişmeye açık bir ilçe olduğunu vurgulayarak, iş insanlarını, doğa gezisi gruplarını ve kısa süreli turizm amacıyla gelen yerli ve yabancı turistleri tarihi konakta ağırladıklarını belirtti. Konakların geniş avlusunda çay ve kahve içerken tarihi derinliklere dalabileceklerini ve kendilerini evlerinde hissedebileceklerini ifade etti.
Osmaneli Belediye Başkanı Bekir Torun, ilçede 2006’da koruma altına alınan bölgede 350 bin metrekarelik bir sit alanında yaklaşık 500 konağın bulunduğunu bildirdi. Torun, yörenin iklim ve kültürel yapısıyla uyumlu, kerpiç, taş ve ahşap kullanılarak inşa edilen 2-3 katlı, cumbalı tarihi konakları canlandırma ve turizme kazandırma konusunda önceki belediye yönetiminin iyi bir süreç yürüttüğünü belirtti.
Torun, tasarruf tedbirleri nedeniyle konakların restorasyonunun belediye eliyle değil serbest girişimciler tarafından yapılarak işletmeye açılmasını benimsediklerini ifade etti. Belediye olarak girişimcilerle irtibat kurduklarını ve ilçedeki eski konakların girişimciler tarafından tadilat yapılarak hayata geçirilmesini daha doğru bulduklarını dile getiren Torun, Osmaneli’nin 18 medeniyete ev sahipliği yaptığını ve bunlardan geriye kalan en önemli eserleri turizme kazandırmak istediklerini belirtti. Aslına uygun hazırlanan projelere göre yenilenen konakların ilçeye ayrı bir değer kattığını ifade etti.
News
