“`html
Son zamanlarda birçok kişinin izlediği, pembe üniformalı ve maskeli kişilerin yer aldığı, büyük bir para ödülü için 456 kişinin ölümcül oyunlara katıldığı diziyi hepimiz hatırlıyoruz: Squid Game.
2021’de yayınlanan dizinin ilk sezonu, anında büyük yankı uyandırdı. Maddi zorluklarla boğuşan 456 Güney Koreli, ilk bakışta masum görünen oyunlara katıldı; ancak kaybedenler hayatlarını riske atmak zorunda kaldı. Hem oyuncular hem de izleyiciler, bu oyunların psikolojik ve fiziksel baskısıyla sınandı.
Şimdi üçüncü sezonu çıkan dizi, sosyal medyada ve günlük sohbetlerde sıkça konuşuluyor. Akıllarda tek bir soru beliriyor: “Bu hikaye gerçek olabilir mi?” Sosyal medyada, Squid Game’in gerçek bir olaydan esinlendiğine dair bazı görseller dolaşsa da, kısa bir araştırma bu görsellerin yapay zeka ile oluşturulduğunu gösteriyor.
Sosyal medyada Squid Game dizisinin gerçek bir olaydan esinlendiğine dair paylaşılan bir görsel.
Ne Güney Kore’de ne de başka bir ülkede Squid Game’deki gibi bir olayın yaşandığına dair kanıt bulunmuyor. Ancak dizinin yaratıcısı Hwang Dong-hyuk, hikayenin kaynağının gerçek hayattaki ekonomik eşitsizlik, toplumsal adaletsizlik ve hayatta kalma mücadelesi olduğunu belirtiyor.
Bu temalar sadece Squid Game ile sınırlı değil. Birçok Güney Kore yapımı dizi ve film, ülkenin toplumsal sorunlarını ele alıyor. Örneğin, “Blind” dizisi ve 2019 Oscar ödüllü “Parasite” filmi, toplumsal sınıf çatışmalarını ve ekonomik eşitsizlikleri gözler önüne seriyor. Bu yapımlar, Güney Kore’nin hızlı modernleşmesinin karanlık yanlarını ve toplumsal çalkantılarını gözler önüne seriyor.
Peki, Güney Kore’nin dünyayı etkileyen ve izleyicileri gerilime sürükleyen bu tür yapımların ardındaki sebep ne olabilir?
1980’lerdeki Güney Kore, büyük bir ekonomik yükseliş yaşıyordu. Kore Savaşı’nın yaralarını saran ülke, 1986 Asya Oyunları ve 1988 Seul Olimpiyatları’na ev sahipliği yapacak kadar hızla gelişmişti. Ancak bu “Han Nehri Mucizesi” olarak adlandırılan büyüme, derin toplumsal sorunları gizliyordu.
Nisan 1981’de Başbakan Nam Duck-woo, askeri darbeyle iktidara gelen Chun Doo-hwan’dan sokaklardaki evsizlere ve “serserilere” karşı sert önlemler alınması talimatını içeren bir mektup aldı. Bu talimat üzerine sosyal yardım merkezleri kuruldu ve polis, evsizleri, engellileri ve kimliksiz kişileri keyfi olarak gözaltına alma yetkisine sahip oldu.
Bu keyfi gözaltı yetkisine dayanarak kurulan sosyal yardım merkezleri ve Busan gibi büyük şehirlerde “Serserileri Taşıma Aracı” yazılı otobüsler görüldü.
Evsizler, engelliler, bazı yetim çocuklar ve kimliklerini açıklamak istemeyen sıradan vatandaşlar bile “Sosyal Arınma Projeleri” kapsamında bu merkezlere gönderildi. İşte burada, 1980’lerin ortalarındaki “Brothers Home” (Kardeşler Evi) skandalıyla karşılaşıyoruz; Busan’da faaliyet gösteren bu merkez, ülke tarihinin en karanlık olaylarından biridir.
Resmi olarak evsizlere ve bakıma muhtaç insanlara yardım amacıyla kurulan bu merkez, insan hakları ihlalleri ve kötü muameleyle anıldı. İnsanlar zorla buraya getirilerek kölelik koşullarında çalıştırılıp, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz bırakıldı.
Uluslararası basında çıkan haberlere göre, Brothers Home sakinleri ağır işlerde uzun saatler çalıştırılıp, hiçbir ücret almıyordu. Yetersiz beslenme ve sağlık hizmetleri nedeniyle yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Bazı mahkumlar cinsel istismara uğradı ve sürekli şiddete maruz kaldı.
8 yaşında Brothers Home’a gönderilen Han Jong-sun, 2016’da CNN’e verdiği röportajda, “Işıklar kapatıldığında cinsel taciz başlardı. Şiddet o kadar yoğundu ki hayatta kalmak için uyum sağlamaya çalıştım” dedi.
Al Jazeera’nın haberine göre, Brothers Home’da kalanların sadece %10’u gerçekten evsizdi.
Bu korkunç olay, 1987’de eski bir çalışanın ihbarı ve basının araştırmalarıyla ortaya çıktı. 1987’de muhalefet partisinin yayınladığı bir rapora göre, 12 yıl içinde 500’den fazla mahkum insanlık dışı muamele nedeniyle öldü.
Ancak ölümlerden veya insan hakları ihlallerinden kimse sorumlu tutulmadı.
Brothers Home’un kurucusu ve yöneticisi Park In-keun, zorla alımlardan, kötü muameleden ve zorla çalıştırılmadan sorumlu bulunarak 2 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bu süreçte aktif rol oynayan hiçbir hükümet yetkilisi yargılanmadı, bu durum halk arasında büyük öfkeye yol açtı.
Sonuç olarak Brothers Home, Güney Kore tarihinin en karanlık insan hakları ihlallerinden biri olarak tarihe geçti. Yüzlerce insanın ölümüne, binlercesinin hayatının trajik bir şekilde etkilenmesine ve adaletin tam olarak sağlanmamasına neden oldu. Bugün izlenmeye devam eden birçok Güney Kore dizisi ve filminde bu karanlık geçmişe göndermeler yapılarak toplumsal hafıza canlı tutuluyor.
*Haberin görselleri Associated Press tarafından servis edilmiştir.
“`
GENEL
40 dakika önceGENEL
14 saat önceGENEL
14 saat önceGENEL
14 saat önceGENEL
15 saat önceGÜNDEM
16 saat önceGENEL
16 saat önce