“`html
İhlas Haber Ajansı’ndan alınan habere göre, kanser hastası bir kadının boşanma davası, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nde sonuçlandı. Davacı kadının avukatı, davalının ekonomik şiddet, tehdit, hakaret ve aşırı kıskançlık uyguladığını, kadının ailesini ve eski eşinden olan kızını kabul etmediğini belirterek boşanma ve velayet talebinde bulundu. Davalı ise savunma yapmadı.
İlk Derece Mahkemesi Davayı Reddetti
İlk derece mahkemesi, tarafların dava süreci boyunca birlikte yaşamalarını karşılıklı affetme olarak değerlendirerek davanın reddine karar verdi. Avukat ise bu kararın yanlış olduğunu, tarafların birlikte yaşamasının zorunluluktan kaynaklandığını belirterek istinaf başvurusunda bulundu.
Bölge Adliye Mahkemesi İstinafı Reddetti
Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, ilk derece mahkemesinin kararının usul ve kanuna uygun olduğunu gerekçe göstererek istinafta bulunmayı reddetti. Bu karara karşı da temyiz başvurusu yapıldı.
Yargıtay Kararı: Zorunluluktan Kaynaklanan Birlikte Yaşam Af Değildir
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, temyiz talebini değerlendirerek ilk derece mahkemesinin kararını bozdu. Yargıtay, kadının sağlık durumu ve çocuk bakımı zorunluluğu nedeniyle birlikte yaşamanın af olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti. Mahkemenin, tarafların davranışlarını detaylı değerlendirmeden davanın reddine karar vermesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ifade etti.
Yargıtay’ın bozma kararında, eşlerin zorunluluktan veya çocuk bakımı nedeniyle birlikte yaşamalarının, ortak hayatın yeniden başlaması anlamına gelmediği vurgulandı.
İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan, Yargıtay kararını değerlendirirken, eşlerin davranışlarının af olarak kabul edilebilmesi için özgür iradeleriyle hareket etmeleri gerektiğini, zorunluluktan kaynaklanan davranışların af olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti. Bu görüşün, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01 Mart 2023 tarihli kararıyla da uyumlu olduğunu ekledi.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / 3.Sayfa Yargıtay Politika 3-sayfa Güncel Hukuk Bursa
“`
News
