Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, El-Cezire’nin İngilizce yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Röportaj, Suriye ve YPG’nin rolü üzerine yoğunlaştı.
Bakan Fidan, YPG’nin Batı’ya zararsız bir görünüm sergilediğini, DEAŞ ile mücadele eden bir grup imajı yarattığını ancak bunun sadece bir kamuflaj olduğunu vurguladı. DEAŞ ile mücadeleyi tek başına bir gerekçe olarak görmediğini, başka ülkelerin ve grupların da DEAŞ’la savaştığını belirterek YPG’yi PKK’nın bir uzantısı olarak tanımladı.
YPG’ye yönelik olası bir operasyonla ilgili olarak Bakan, bu konunun öncelikle Şam yönetiminin sorumluluğunda olduğunu, Şam’ın değerlendirmesinin ardından gerekli adımları atacağını ve Türkiye’nin müdahalesinin gerekmeyeceğini ifade etti.
Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan Bakan Fidan, hiçbir etnik grubun yerinden edilmemesi gerektiğini ve Kürtlerin Suriye’nin üniter yapısı içinde sivil unsurlar olarak temsil edilmesinin sorun teşkil etmeyeceğini belirtti. Kürt sivillerin yaşadıkları yerlerde kalmaya devam etme hakkını da vurguladı.
Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığının amacını açıklayan Bakan Fidan, göç dalgasını engellemeyi hedeflediklerini ve şu anda muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde 5 milyondan fazla insanın yaşadığını dile getirdi.
Türkiye’nin Suriye’deki etkili konumuna değinen Bakan, sorumluluklarının arttığını ve sahip oldukları nüfuzun insani yardım için kullanılacağını söyledi.
ABD’nin eski Başkanı Donald Trump’ın Suriye’deki iktidar değişikliğinde Türkiye’nin rolüne ilişkin iddialarına yanıt veren Bakan Fidan, bu durumu ele geçirme olarak tanımlamanın yanlış olacağını, Suriye halkının kendi iradesiyle yönetimi ele geçirdiğini belirtti.
Türkiye’nin Suriye’yi yönetme gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan Bakan Fidan, bölgedeki tahakküm kültürünün yıkıcı sonuçlarını eleştirdi ve Türk, Fars veya Arap tahakkümünün değil, işbirliğinin esas alınması gerektiğini savundu. Suriye halkının yanında olunması gerektiğini ve bunun tahakküm olarak algılanmaması gerektiğini ekledi.
Suriye’deki muhalif gruplar arasında olası bir çatışmaya ilişkin Bakan, çatışmadan kaçınılması gerektiğini, tüm muhalif gruplara yapıcı davranmaları çağrısında bulundu ve Suriye halkının acil ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini belirtti.
İran ve Rusya’nın Suriye’deki varlığına ilişkin Bakan, bu varlığın devamını garanti edemeyeceğini, bunun tamamen Şam yönetiminin inisiyatifinde olduğunu açıkladı.
ABD’nin YPG ile olan ilişkisine değinen Bakan Fidan, Türkiye ile ABD arasında çatışma yaşanmaması için diyalog yoluyla çözüm aradıklarını ifade etti.
ABD’nin YPG ve PKK arasındaki bağlantıyı kabul etmesine rağmen YPG’ye verdiği desteğe son vermesi gerektiği yönündeki uzun süredir devam eden Türkiye çağrılarını yineledi. Bu çağrılara verilen tepkilerin Obama döneminde başlayan geçici bir düzenleme olduğu yönündeki açıklamalarla karşılandığını belirtti.
Bakan Fidan, ABD’nin YPG’ye verdiği desteğin Türkiye’nin ulusal çıkarlarını tehdit ettiğini ve bu konudaki görüşmelerin devam ettiğini söyledi.
Şam yönetiminin tanınmasıyla ilgili olarak Bakan Fidan, yasal ve pratik boyutlar olduğunu, şu anda pratik adımların atıldığını, Şam yönetimiyle iletişimin kurulmaya başlandığını ve BM, AB ve bazı Avrupa ülkelerinin yetkililerinin Şam’la görüşmelere başladığını belirtti.
İsrail’in Golan Tepeleri’ndeki işgalinin genişletilmesine ilişkin Bakan Fidan, Netanyahu hükümetinin bu eyleminin yeni bir boyut kazandırdığını ve bu hükümetin sadece soykırımcı değil, aynı zamanda intihara meyilli olduğunu, İsrail ve bölgenin geleceğini tehdit ettiğini söyledi.
İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in Suriye’deki gelişmeleri değerlendirmesine ilişkin Bakan Fidan, İran’ın Suriye’deki varlığının Gazze’de büyük bir soykırımı engellemediğini belirtti.
GÜNDEM
16 dakika önceGÜNDEM
17 dakika önceGENEL
28 dakika önceGENEL
29 dakika önceGENEL
29 dakika önceGENEL
29 dakika önceGÜNDEM
1 saat önce