Bursa’nın tarihi Irgandı Köprüsü üzerindeki atölyesinde çalışan ahşap oyma ustası Bekir Uslu, barok, Selçuklu ve Osmanlı motiflerini ustaca işleyerek eşsiz sanat eserleri yaratıyor.
1964 yılında Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde doğan Uslu, 14 yaşında Ankara’ya taşınarak bir mobilyacılar sitesinde Ahmet Kılıç ustasıyla çıraklık yapmaya başladı.
Yaklaşık 7 yıl süren çıraklık dönemi boyunca ahşap oymanın inceliklerini öğrenen Uslu, 1985 yılında ustasının da izniyle Bursa’ya geldi.
Bursa’da kendi atölyesini kuran Uslu, 2004 yılında atölyesini Irgandı Köprüsü’ndeki 15 metrekarelik bir dükkana taşıyarak sanatına devam etti.
Kalfasıyla birlikte siparişlere göre çalışan Uslu, geleneksel motifleri ve yazıları özenle işlediği eserlerini Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyor.
AA muhabirine konuşan Uslu, sanatının sabır gerektirdiğini ve ilk başlarda barok motiflerle çalıştığını ancak daha sonra kendi kültürünü yaşatmak için geleneksel motiflere yöneldiğini belirtti.
“İnsan işini severse başarılı olur” diyen Uslu, Türkiye’nin her yerinden gelen siparişleri büyük bir özveriyle karşıladığını ifade etti.
Uslu, ahşap oyma sanatında hiçbir teknolojik alet kullanmadığını belirterek, işinin aşamalarını ayrıntılı bir şekilde anlattı: “Genellikle her ağacı kullanıyoruz, ancak yazılar için ceviz ağacını tercih ediyorum. Ceviz ağacı çok güzel oluyor. Ağaç bize gelir, biz onu tahtaya dönüştürüyoruz. Daha sonra yapacağımız deseni veya yazıyı tahtaya çiziyoruz. Çizimden sonra oymaya başlıyoruz. İnce işçilik yapıyoruz. Sonrasında zımparalıyoruz ve cilalıyoruz. Yazı varsa, yazıyı tahtaya yapıştırıyoruz. Diğer desenleri ise kendimiz çiziyoruz. Desenleri tahtaya geçirmeden önce kalıbını çıkarıyoruz.”
Bu sanatı icra etmekten büyük mutluluk duyduğunu belirten Uslu, “Sevmesem bu yaşa kadar devam etmezdim. 14 yaşında başladım bu işe. O zamandan beri severek yapıyorum. Çok mutluyum çünkü çok güzel, değerli ve çok eski bir sanat.” dedi.
“Bir toplum kültürüyle ayakta kalır”
Uslu, özellikle hattı işlerken zorlandığını ve çok dikkat gerektirdiğini belirterek, yazıyı bozmadan hattatların yazdığı şekilde ahşabı oymaya çalıştığını söyledi.
Meslekte 46 yılı geride bırakmış olmasına rağmen hala yeni şeyler öğrenmeye devam ettiğini vurgulayan Uslu, bu sanatın insana sabrı ve kanaat etmeyi öğrettiğini sözlerine ekledi.
“Sen beni geçtiğin zaman bu meslek ilerler”
Uslu’nun 28 yaşındaki kalfası Nusret Koçaslan, lise öğrenimi sırasında arkadaşlarıyla sık sık ustasının yanına muhabbet etmeye geldiğini ve o zamandan beri bu sanata merak duyduğunu söyledi.
Koçaslan, ustasını çalışırken izlemenin kendisini çok etkilediğini anlatarak, “Uzun bir süre çıraklık isteğimi ilettim ustaya. Usta ilk başta ‘Yok olmaz.’ dedi. Sonradan aldı, yetiştirdi beni. Bu şekilde ben devam ediyorum. Bu işi yaptıkça insanda bir rahatlama oluyor. Gerginliğimi, huzursuzluğumu atıyorum ve zihnimi dinlendiriyorum.” dedi.
Ustasının kendisine “Sen beni geçtiğin zaman bu meslek ilerler.” dediğini söyleyen Koçaslan, şunları ekledi: “Yani hedefimiz o. Ustam o amaçla yetiştiriyor beni. Ondan daha iyi olmam gerekiyor ki bu aktarımı sağlayabilelim. Diğer türlü bu meslek gittikçe daha da geriler. Bir ürün ortaya çıkartmak ne kadar zor olsa da ortaya bir ürün koymak önemli çünkü yaptıklarımız hep hazır. Her şey hazır, hep tüketiciyiz. Bir üretimimiz yok. Ortaya bir ürün çıkartma isteğinden dolayı bu işi öğrenmek istedim.”
Kaynak: AA / Saliha Nur Köksal – Kültür Sanat bursa
GÜNDEM
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önce