ABD, 5 Kasım’da Beyaz Saray’ın yeni liderini seçmek için sandık başına gitti. Seçimin başa baş geçeceği öngörülüyordu ve sonuçların belli olması günler sürebilirdi. Ancak beklenmedik bir şekilde, Donald Trump, 2017-2021 yıllarında 45. Başkan olarak görev yaptığı ve bir Kongre baskınıyla ayrıldığı Beyaz Saray’a yeniden dönmeyi başardı.
Trump, 2020’deki seçim yenilgisinin ardından Beyaz Saray’a dönmek istediğinin sinyalini vermişti ve 2022’de 2024 Başkanlık seçimlerine katılma kararını duyurmuştu. Trump, yarışa neredeyse iki yıl öncesinden hazırlanırken, Demokratlar ancak dört ay kala seçim kampanyalarına başladılar.
2020’de seçilen Başkan Joe Biden’ın yerini Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in alacağı düşünülüyordu. Harris, 2024 seçimleri için aday oldu, ancak bu beklendiği gibi gönüllü bir karar değildi.
Temmuz ayına kadar, Trump’ın karşısındaki adayın Joe Biden olacağı düşünülüyordu. İkili, 2020 seçimlerinde olduğu gibi 2024’te de karşı karşıya gelecekti. Ancak Mayıs ayında ikilinin canlı yayında ilk kez karşılaşması, Biden’ın zayıf performansını ortaya çıkardı. Yaşına ve sık sık yaptığı gaflara yönelik eleştiriler artınca, Biden’ın adaylıktan çekilmesi gerektiği yönünde görüşler çoğaldı. Sonuç olarak, Temmuz ayında Biden yarıştan çekildi ve yerine Başkan Yardımcısı Kamala Harris geçti.
Harris, seçime dört ay kala yarışa dahil oldu ve beklendiği gibi bir etki yaratmakta zorlandı. Trump, kolay bir zafer kazandı. Her ne kadar tüm oy sayımı tamamlanmamış olsa da, ABD’de önemli olan delege sayısıdır. Ancak oy sayıları, sandığa katılımın bir göstergesi olarak değerlendirilebilir. Şu ana kadar Donald Trump 73.401.953 oy, Kamala Harris ise 69.067.364 oy aldı.
2020 seçiminde Joe Biden 81.284.666, Donald Trump ise 74.224.319 oy almıştı. 2016 seçiminde ise Donald Trump 62.985.106, Hillary Clinton 65.853.625 oy almıştı.
Bu veriler, Trump’ın 2020’ye kıyasla oy sayısını artıramadığını, ancak Demokratların oy sayısının da azaldığını gösteriyor. 2020 seçimlerinde pandemi nedeniyle rekor katılım yaşanmıştı. Harris’in seçimi kaybetmesi ve Trump’ın oy sayısının azalması, Demokratlar arasında tartışmalara yol açtı.
Eski Senato lideri Harry Reid’in baş yardımcısı Jim Manley, Politico’ya yaptığı açıklamada, “Biden’ın aday olmaması gerekiyordu. Şimdi duygusal zamanlar değil. O ve ekibi bu ülkeye çok fazla zarar verdi.” dedi. Manley, “Başarılarıyla gurur duyabilen iyi bir adam. Ancak mirası paramparça oldu. Ülke çok tehlikeli bir yöne gidiyor ve bu kısmen onun kibri yüzünden.” diye ekledi.
Yaklaşık bir düzine yetkili ve parti görevlisiyle yapılan görüşmelere göre, Biden seçim için en değerli zamanları boşa harcadı ve Trump ile düellosu kötü sonuçlandı. Harris’e meşaleyi devretme kararı da Harris’in önüne çok büyük bir zorluk çıkardı.
Demokrat liderler, seçimden 107 gün önce adaylığı devraldıktan sonra Harris’in Biden’ın eksikliklerinden sıyrılabileceğini umuyorlardı. Temmuz ayındaki aday değişikliği, seçmenlerde yeni bir coşku dalgası yarattı ve yarışın yeniden başlamasına yol açtı. Bu da Trump gibi popülist bir rakibe karşı zafer kazanabileceği umudunu artırdı, ancak sonuçlar farklı oldu.
Demokrat Senatör Bernie Sanders’ın eski danışmanı Mark Longabaugh, Harris hakkında “Ona verilen elle olağanüstü bir kampanya yürüttü. Gerçek şu ki, Biden daha erken bir kenara çekilmeli ve partinin daha uzun bir oyun planı oluşturmasına izin vermeliydi.” dedi.
Bazı Demokratlar, Biden’ın bu kadar geç çekilmesinin sebebinin, uzun yıllar süren siyasi kariyerinden ayrılmak istememesi ve kibriyle egosunun bu kararını gölgelemesi olduğu sonucuna vardı.
Harris, kısa süreli kampanyası boyunca Biden’ı kamuoyu önünde veya özel olarak eleştirmekten kaçındı. Yakınlarına, elinden gelenin en iyisini yaptığını, ancak yeterli olmadığını söyledi. Politico’ya konuşan bir kaynağa göre, “Biden, Demokratlar arasında yaşanan başarısızlık tartışmasının merkezinde yer aldı.” dedi.
*Haberin görselleri Associated Press tarafından servis edilmiştir.
GENEL
55 dakika önceGENEL
56 dakika önceGENEL
57 dakika önceGENEL
57 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önce