2023 sonu itibarıyla, çatışma, şiddet ve insan hakları ihlallerinden dolayı yerinden edilmiş ve ülkelerini terk etmek zorunda kalmış 117 milyondan fazla insan vardı. Bu sayı, dünyadaki her 69 kişiden birinin yerinden edildiği anlamına geliyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, bu sayı 2024 sonuna kadar, yani üç ay içinde 120 milyonu geçecek.
En çok mülteci gönderen beş ülke şunlardır: Afganistan (6,4 milyon), Suriye (6,4 milyon), Venezuela (6,1 milyon), Ukrayna (6 milyon) ve Güney Sudan (2,3 milyon).
Bu ülkelerden gelen mültecilere en çok ev sahipliği yapan ülkeler şunlardır:
İran (3,8 milyon), Türkiye (3,3 milyon), Kolombiya (2,9 milyon), Almanya (2,6 milyon) ve Pakistan (2 milyon).
2023 verilerine göre, Avrupa Birliği ülkelerinde 7 milyondan fazla mülteci bulunuyor. En çok mülteciye ev sahipliği yapan ülke ise Almanya. Almanya’yı 971.000 mülteciyle Polonya takip ediyor.
Avrupa’da en çok göçmene ev sahipliği yapan Almanya, son günlerde aldığı bir kararla tartışmaların odağında yer aldı. Düzensiz göçü kontrol altına almak isteyen Almanya, dün başlattığı uygulamayla 6 ay boyunca kara sınırlarındaki kontrolleri genişletti.
Geçen yılın ekim ayından bu yana Almanya’nın Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre sınırlarında kontroller uygulanıyordu. Avusturya sınırında ise 2015 yılından bu yana düzensiz göçe dayalı kontroller devam ediyor.
Bir süredir Avusturya, İsviçre, Çekya ve Polonya sınırlarında uygulanan kontroller, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Belçika ve Danimarka’yı da kapsayacak şekilde genişletildi. Almanya İçişleri Bakanlığı, düzensiz göçle mücadele etmek için bu kararı aldıklarını ve sınır kontrollerinin Almanya ile bu ülkeler arasında işe gidip gelenlerin günlük yaşamları, ticaret ve seyahatleri üzerinde mümkün olduğunca az etki yaratmasını sağlamak için çaba gösterileceğini açıkladı.
Almanya’nın bu uygulamasının ardından “Almanya Schengen vizesi sürecini askıya aldı” iddiaları ortaya atıldı. Ancak Almanya’nın sınır kontrollerini genişletmesinin Schengen ile bir ilgisi yok. Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği de yaptığı açıklamada, uygulanacak sınır kontrollerinin güvenli, düzenli ve yasal girişin sağlanmasını hedeflediğini belirterek, “Türkiye için vize verme süreci normal şekilde işlemeye devam edecek ve bu durumdan etkilenmeyecektir.” ifadesini kullandı.
Göçmen dalgasına karşı önlem alan bir diğer ülke de Hollanda. Hollanda hükümeti, Avrupa Birliği’ndeki en katı önlemlerden biri olması beklenen yeni göç karşıtı önlemler getirmeyi planlıyor.
Hollanda’da Kasım ayında yapılan seçimlerde parlamentodaki koltukların neredeyse dörtte birini aşırı sağcı Geert Wilders’ın partisi Özgürlük Partisi kazanmıştı. Göç ve İltica Bakanlığı ise Özgürlük Partisi’nden Marjolein Faber’e verildi.
Faber, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “Şimdiye kadarki en katı sığınmacı politikasını hedefliyorum” dedi ve bu planın yılbaşından önce yürürlüğe girmesi için çalıştıklarını söyledi.
Hükümet programına göre, Başbakan tarafından çıkarılacak bir olağanüstü hal kararnamesi “sığınmacı krizi” ilan edecek.
Yeni plan kapsamında; süresiz sığınma izni sona erecek, suçlu sığınmacıların sınır dışı edilmesi kolaylaşacak, aile birleşimi büyük ölçüde kısıtlanacak. Hükümetin programına göre, sığınma başvuruları daha sıkı bir şekilde ele alınacak, sığınmacı olarak kabul edilen kişi sayısı azaltılacak. 5 yılı dolduran herkese süresiz oturma izni verilmeyecek.
Bir sığınmacı en az 2 yıllık oturma izni, evi ve geliri varsa aile birleşimi talebinde bulunabilecek. 18 yaşından büyük çocuklar, aile birleşimi kapsamına alınmayacak.
Program kapsamında konut piyasasındaki baskının da azaltılması hedefleniyor. Hükümetin, Avrupa Komisyonu’ndan AB sığınma ve göç politikaları konusunda muafiyet talebini Brüksel’e göndermesi bekleniyor.
Muhalefet, Faber’in planını “anti-demokratik” olarak nitelendirdi ve tepki gösterdi. Hollanda Mülteciler Konseyi, “mültecilerin bu plan kapsamında yüksek bir bedel ödeyeceğini ve endişe duyduklarını” bildirdi. Birlik, sığınmacıları mücbir sebepler dolayısıyla ülkelerine geldiklerini, ülkenin sığınmacılarla sorunlarının siyasi olduğunu, Hollanda’da beklenmedik derecede çok sayıda sığınmacı olmadığını belirtti.
Son bir hafta içinde göçmenlere karşı önlem almak için açıklama yapan bir diğer ülke ise İsveç oldu. İsveç’te hükümet, ülkesine dönmek isteyen göçmenlere 34 bin dolara kadar maddi destekte bulunacaklarını açıkladı.
İskandinav ülkesi onlarca yıldır “insani bir süper güç” olarak görülüyordu, ancak yıllar içinde yeni gelenlerin çoğunu ülkeye entegre etmekte zorlandı. Hükümet, 2026’dan itibaren kendi ülkelerine gönüllü olarak dönen göçmenlere 350 bin İsveç kronuna (34 bin dolar) kadar destek sağlayacaklarını açıkladı.
Göç Bakanı Johan Forssell, bunun hükümetin göçü engellemek için son hamlesi olduğunu söyledi ve “Göç politikamızda bir değişiminin ortasındayız” dedi.
Şu anda göçmenler yetişkin başına 10 bin krona, çocuk başına 5 bin krona kadar yardım alabiliyor, aile başına ise 40 bin kronluk bir üst sınır bulunuyor. Bu desteği alanların sayısının ise oldukça az olduğu belirtildi.
Diğer Avrupa ülkeleri de göçmenlerin evlerine dönmelerini teşvik etmek için maddi destekte bulunuyor. Danimarka kişi başına 15 bin dolardan fazla ödeme yapıyor, Norveç yaklaşık 1400 dolar, Fransa 2 bin 800 dolar, ve Almanya’da 2 bin dolar destekte bulunuyor.
*Haberin görselleri Associated Press, ShutterStock ve AA tarafından servis edilmiştir.
GENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGENEL
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önce