Emekli memur Hasan Fehmi Ayan, 78 yaşında ve 1977’den beri sahip olduğu, orijinal parçalarını koruduğu bir Anadol marka otomobilin gururlu sahibi. 1968’de başladığı Devlet İstatistik Enstitüsü’ndeki kariyeri boyunca 16 yıl şube müdürlüğü yapmış ve 1998’de emekli olmuş. Ayan, çocukluğundan beri araba sahibi olmayı hayal ettiğini ve bu hayalini 1976’da gerçekleştirmeye karar verdiğini söylüyor.
Ekonomik özgürlüğe kavuştuktan sonra Ayan, Anadol’u tercih etmesinin sebebini şöyle açıklıyor: “Ben bayrağımı seven bir adamım. Vehbi Koç’u da çok seviyorum. Onun ürettiği araba da yerli araba olduğu için Anadol’u tercih ettim. Üzerindeki logo bile Hitit geyiği.”
Ayan, 1976’da askere gittiği için araba alma hayalini ertelemek zorunda kaldığını, ancak 1977’de otomobilini aldığını anlatıyor: “O zaman sarı-siyah renk arabalar yeni çıkmıştı. 3 Mart 1977’de üretim bandından çıktı, 27 Nisan’da ben aldım. Beyaz, mavi ve yeni çıkan limon sarısı-siyah renk seçenekleri vardı. Sarısı çok hoşuma gitti ve aldım. O günden beri de sarı rengin hayranıyım.”
Ayan, 47 yıldır aracı çoğunlukla kısa mesafelerde ve nadir kullandığını belirtiyor.
Çalıştığı Enstitü’nün evine 3,5-4 kilometre uzaklıkta olduğunu söyleyen Ayan, “Haftanın iki günü arabayla gidiyordum, üç günü gitmiyordum. Yağmurlu havalarda bile bazen arabayı dışarı çıkarmıyordum, hep burada duruyordu.” diyor.
Ayan, otomobiliyle sadece bir kez Balıkesir’e uzun yolculuk yaptığını, aracının o yolculukta arıza yaptığını ve o günden sonra sadece şehir içinde, en fazla 9 kilometrelik mesafelerde kullandığını söylüyor. Aracının az kilometre yaptığını, sadece 21.500 kilometrede olduğunu ve hala çalışır durumda olduğunu belirtiyor.
Ayan, arabasını sadece bir kez eşinin kullandığını, “Eşim trafik polisi olmasına rağmen bile kullanmadı. Bir kere kullanıp kuma sürttü, ondan sonra elini sürmedi.” diye anlatıyor.
Araçta elektrik aksamından bir parça ve çalınan bir jant kapağı dışında orijinal olmayan hiçbir parça olmadığını belirten Ayan, ölümü sonrası aracını torununa bağışlamak istediğini söylüyor: “Araba eşimin üzerine kayıtlı, ama vasiyetimde torunuma verdim. Ben 1 Nisan, torunum 2 Nisan doğumlu. Benden sonra o devam ettirecek.”
2009’dan beri sadece muayeneler için aracı dışarı çıkardığını belirten Ayan, 2020 yılında gelen bir teklifi reddettiğini anlatıyor: “Bir galerici arabamı vitrinde kullanmak için 300 bin liraya almak istedi. Ben de, ‘Parayla ölçülmez, ben arabamı seviyorum’ dedim.”
Ayan, Ali Koç’a seslenerek şunları söylüyor: “Ali Koç beni seyretsin. Dedesinin ürettiği arabayı görsün. İstediği zaman gelip bakabilir. Ama araba benim. Teşhir için kullanabilir, ama başka kimseye vermem.”
Her sabah garaja indiğinde arabasıyla ilgilendiğini söyleyen Ayan, şunları ekliyor: “Arabamı iki günde bir çalıştırıyorum. Benzinini bidonla alıyorum. Arabamı silmiyorum. Yanına park eden biri, tozlu olunca üstü pislenir diye arabama yaslanmıyor. Temiz olursa üzerine bile otururlar. Garaj kapısı çelik kapı. Açılıp kapanırken sesini duymalıyım. Giriş kapısının menteşelerine de kum atıyorum ki açılıp kapanırken ses çıkarsın.”
Ayan, Togg’un üretimine ilişkin olarak “mükemmel bir şey” ifadesini kullanıyor ve 1977 yılında otomobiliyle birlikte aldığı orijinal logoları hala sakladığını belirtiyor.
Kaynak: AA / Oguzhan Sarı – Kültür Sanat Yerel Haberler Kültür Sanat Hasan Fehmi Teknoloji Otomobil Kültür Yaşam”
GÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGÜNDEM
3 saat önceGENEL
3 saat önceGENEL
3 saat önceGENEL
3 saat önceGENEL
3 saat önce