İsrail’in Gazze’ye yönelik askeri operasyonları, ülkenin siyasi arenasında giderek daha fazla tartışma konusu haline geldi. Hamas’ın ateşkes çağrılarına İsrail Başbakanı Netanyahu’nun şartlı yaklaşımları ve ABD Başkanı Biden’ın önerdiği ateşkes ve esir takası anlaşmasında yaşanan uzlaşmazlık, çatışmanın uzamasına neden oluyor.
Ancak savaşın İsrail’deki en büyük motivasyonlarından biri de Netanyahu’nun aşırı sağcı koalisyonunu korumak isteği. Bu durum özellikle Philadelphia Koridoru’nun önemi konusunda ortaya çıktı. Aşırı sağcı İsrailli Bakan Orit Strouk, ordunun bu hattan çekilmesi halinde hükümetten ayrılacağını açıkladı. Bu, Netanyahu’yu zor bir konuma sokuyor, çünkü koalisyonunu kaybetme riskiyle karşı karşıya. Strouk, anlaşma gereği bu bölgeden çekiliş olursa, erken seçimlerin kaçınılmaz olacağını belirtti:
“Başbakan Netanyahu bunun bizim için kırmızı çizgi olduğunu çok iyi biliyor.”
Savaştan önce İsrail’in gündemini Netanyahu hükümetinin tartışmalı yargı reformu ve Netanyahu’nun yolsuzluk soruşturması belirliyordu.
Netanyahu’nun Üzerinde Sallanan Demokles’in Kılıcı
Netanyahu, hükümetinin en radikal üyelerinin baskısı altında hareket ediyor. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Netanyahu’yu açıkça uyarıyorlar. Netanyahu, Philadelphia Koridoru’nu “Hamas için oksijen hattı” olarak tanımlıyor. Savaşın bir diğer hedefi ise Savunma Bakanı Yoav Galant.
Netanyahu, Galant’ın “İsrail karşıtı bir söylemi teşvik ettiğini” iddia ediyor. Ancak askeri konularda tecrübesiz olan Ben-Gvir ve Smotrich’i dinleyerek, orduyu değil, koalisyonunu ayakta tutan bu iki bakanı önceliklendirdiği eleştirilerine maruz kalıyor.
“Netanyahu’nun Varoluş Kayası”
Netanyahu’nun en önemli hedefi iktidar koalisyonunu korumak. Philadelphia Koridoru, savaş öncesinde önemsiz bir bölge olmasına rağmen, aniden “İsrail varlığının kayası” haline getirildi. Üst düzey güvenlik yetkilileri, bu koridorun en iyi ihtimalle “Netanyahu’nun koalisyonunun varoluş kayası” olduğunu söylüyor.
Alman gazetesi Berliner Zeitung’a konuşan İsrailli General Jair Golan, “Amerikalılar ve Mısırlılar arasında Philadelphia Koridoru’nun Mısır kısmında ortaklaşa bloke edilmesine yönelik bir anlaşma olduğunu biliyorum. Bunun sorunu çözmeyeceğini düşünüyorum.” dedi.
Uzun süren çatışmada Netanyahu, verdiği röportajlarda Hamas saldırısının tarihini bile unuttu. Bazen 9 Ekim, bazen 7 Kasım, bazen de sadece Kasım dedi.
Netanyahu’nun Geleceği Trump’a Bağlı
Netanyahu’nun Philadelphia Koridoru’na verdiği önem, gelecekteki seçim kampanyaları için stratejik bir hamle olarak görülebilir. 7 Ekim’deki saldırıda başarısız olan Netanyahu, eski “güçlü lider” imajını geri kazanmaya çalışıyor. Bu strateji, kendisini Hamas’ın, İsrail solunun ve hatta ABD’nin “baskısına boyun eğmeyen” biri olarak sunmasını amaçlıyor.
ABD, İsrail seçimlerinin de önemli bir faktörü. Netanyahu’nun çevresi, İsrail’de seçimlerin, Kasım ayında ABD’de yapılacak başkanlık seçimlerinin sonrasına ertelenmesini beklediğini söylüyor. Netanyahu tamamen Donald Trump’ın zaferine güveniyor ve Demokratlarla olan ilişkilerini askıya alıyor. Bu durum, uzun vadede Netanyahu için sorunlara yol açabilir. Netanyahu yönetimi, Demokrat aday Kamala Harris’i, savaşı sona erdirme çağrısı yapması nedeniyle “İsrail düşmanı” olarak gösteriyor.
Yakın zamanda yapılan bir kamuoyu yoklaması, halkın %50’sinin Netanyahu’nun savaş politikasının siyasi amaçlı olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Netanyahu’ya karşı gösteriler her zamankinden daha büyük. Rehine ve kayıp aileleri, “Mahkumların kanı Netanyahu’nun ellerinde. Onları ölüme mahkum etti” diyor.
Esirlerin serbest bırakılması, İsrail’in ana hedeflerinden biri değil gibi görünüyor. Netanyahu’nun Fox News’e verdiği son röportajda, görünürde bir anlaşma olmadığını belirtti. Kısa vadede de bir anlaşmanın yapılması mümkün görünmüyor.
Gazze halkı, tüm bu süreçte sayılardan ibaret olmadığını, nesne değil özne olduğunu dünyaya duyurmaya çalışıyor.
News
