Yatılı okulda aile hasretiyle çizmeye başladı, halen resimlerle yaşıyor
Erzurumlu ressam Fesih Özyurt, çocukluğundan beri sanatın büyüsüne kapılmış bir isim. Ortaokul yıllarında Hınıs'taki ailesinden uzakta yatılı kalırken, özlemini resimlere dökerek dindirmeye başlamış. Bu tutku yıllar içinde hiç sönmemiş, aksine tüm hayatını şekillendirmiş.
Lisans eğitiminin ardından teknik ressam olarak Erzurum İl Özel İdaresinde çalışmaya başlayan Özyurt, 1985 yılından itibaren bu mesleğe kendini adamış. 2014 yılında emekli olduktan sonra da sanatından vazgeçmemiş, 7 yıl boyunca Halk Eğitim Merkezi'nde öğrencilerine resim öğretmiş.
Şimdi ise kendi atölyesinde, evinin bodrum katında, fırçasının sihirli dokunuşlarıyla eserlerini yaratıyor. Yaratıcılığının ürünü olan tabloları sergilerde sergilemenin ve internet üzerinden satışa sunmanın yanı sıra, aile ekonomisine de katkı sağlıyor.
Bugüne kadar 14 kişisel sergi açmış ve yaklaşık 800 resim tablosu yapmış olan Özyurt, sanatı yaşamının her alanına yaymış. Resim çizmeyi, "bir tutku, bir ihtiyaç" olarak tanımlıyor. Özellikle Erzurum'un ruhunu yansıtan eserler yaratmayı tercih ediyor.
"Resimden kopamadık" diyen Özyurt, "Şu anda da atölyemde çalışmalarımı sürdürüyorum. İlk sergimi 1998 yılında açtım ve bu yıl 14'üncü kişisel sergimi açtım. Onun dışında Ankara ve İzmir'de sergi açtım. 40 yıldır yaklaşık 800 resim tablosu yaptım. Şu anda atölyemde yaklaşık 100 tablo var." diyor.
Emekli olduktan sonra evde çalışmanın zorluklarına rağmen atölyesini kurarak, sanatını icra etmeye devam etmiş. "Resim, benim için olmazsa olmaz. Fırsat bulduğum her an atölyeme inip, müzik eşliğinde resimlerimi yapıyorum. Özellikle Erzurum'u ve burada yaşananları konu alıyorum." diye ekliyor.
Doğanın güzelliklerini, tarihi olayları ve önemli şahsiyetleri tablolarına yansıtan Özyurt, özellikle kadın kahramanları, şehitleri, padişahları, önderleri ve şairleri resmediyor. "Yeni neslin geçmişini, tarihini ve kahramanlarını tanımasını hedefliyorum." diyor.