Türkiye’de Alzheimer Hastalığı Riski Artıyor: Beslenme ve Yaşam Tarzı Etkileri

Alzheimer hastalığı, dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen ve giderek artan bir sağlık sorunudur. Türkiye'de yaklaşık 400 bin, dünyada ise 10 milyondan fazla kişinin bu hastalıktan muzdarip olduğu tahmin ediliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emir Ruşen, Alzheimer hastalığının genellikle ileri yaşlarda ortaya çıktığını ve hareketsiz yaşam ile fast-food tarzı beslenmenin bu artışın önemli bir nedeni olduğunu vurguluyor. Yüksek kolesterolün kalp damarlarına zarar vererek Alzheimer riskini artırdığını belirten Dr. Ruşen, kalp ve damar dostu besinlerden oluşan Akdeniz tipi beslenmenin bu hastalığa karşı korunmada önemli bir rol oynadığını söylüyor.

Dr. Ruşen, Alzheimer hastalığının bilişsel (kognitif) işlevlerde gerileme, duygusal ve davranışsal değişiklikler, fiziksel ve fonksiyonel bozulmalar ile beyin işlevlerindeki bozukluklara bağlı olarak gelişen dejeneratif bir hastalık olduğunu açıklıyor. Bu hastalık, kişinin günlük yaşam aktivitelerinde bozulmaya yol açarak önemli fiziksel ve psikolojik yıkımlara neden oluyor.

Yaş ilerledikçe Alzheimer riskinin arttığını belirten Dr. Ruşen, 65 yaş üstü kişilerde bu hastalığın görülme sıklığının yüzde 3-11, 85 yaş üstü kişilerde ise yüzde 20-47 oranında olduğunu belirtiyor. 65 ile 85 yaşları arasında her 5 yılda bir hastalığın görülme sıklığının iki katına çıktığını ve bu riskin yaşla birlikte artmaya devam ettiğini vurguluyor. Yaşın ilerlemesinin Alzheimer riskini artıran en önemli etken olduğunu belirten Dr. Ruşen, genetik etkenlerin de yaşlı bireylerde Alzheimer hastalığına yakalanma ihtimalini artırdığını söylüyor.

Ülkemizde ve dünyada yaşlı nüfusun hızla artması Alzheimer hastalığının yaygınlaşmasına katkıda bulunuyor. Dr. Ruşen, günümüzde dünyada yaklaşık 44 milyon bunama hastası olduğunu ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ülkemizde 2024 yılında 65 yaş üstü yaşlı nüfus oranının yüzde 10'un üzerine çıkacağını ve bunama hastalıklarının sıklığının büyük bir hızla artmaya devam edeceğini tahmin ettiğini söylüyor. Bu artış trendi devam ederse, 2050 yılında dünya genelinde hasta sayısının 135 milyona çıkması bekleniyor. Türkiye'de ise yaklaşık 400 bin Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Dr. Ruşen, her 10 aileden birinin Alzheimer hastası akrabası olduğunu vurguluyor. Hareketsiz yaşam ve fast-food tarzı beslenmenin bu artışın en büyük nedeni olduğuna dikkat çeken Dr. Ruşen, kilo artışı ve hareketsizliğin beyin kan akımını azaltarak Alzheimer riskini artırdığını söylüyor. Hasta sayısının artmasının toplumun ekonomik yükünü de artırdığını belirtiyor.

Dr. Ruşen, yaşlılarda zihinsel egzersizlerin bunamanın yavaşlatılmasına yardımcı olabileceğini belirtiyor. Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü tarafından yapılan FİNGER adlı bir bilimsel çalışmanın, yaşlı kişilerde beslenme önlemleri, zihinsel egzersiz, sosyal aktiviteler ve kalp sağlığı önlemleri ile zihinsel gerilemenin azaltılabileceğini ve bunamanın kısmen önlenebileceğini gösterdiğini vurguluyor. Böylelikle düzenli beslenme, daha sosyal bir hayat ve zihinsel egzersizlerin Alzheimer hastalığına karşı etkili yöntemler olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış oluyor.

D vitamininin beyin sağlığının korunmasında önemli bir rol oynadığını belirten Dr. Ruşen, D vitamini eksikliğinin dünya çapında çocukların ve erişkinlerin yaklaşık yüzde 80'ini etkileyen küresel bir sağlık sorunu olduğunu vurguluyor. D vitamininin vücutta birçok fonksiyona sahip olduğunu ve bilişsel işlevler için önemli olduğunu söylüyor. Aynı zamanda güçlü bir antioksidan olan D vitamininin, beyin damarsal sağlığını da koruduğunu belirtiyor. Yaşlı bireylerde D vitamininin düşük seviyelerinin tüm nedenlere bağlı demans ile ilişkilendirildiğini belirtiyor. D vitamini ile ilgili yapılan son çalışmalar, damarsal sistemin korunmasında D vitamininin önemli rol oynadığını ve bu vitamin ile beyin fonksiyonu arasında bir ilişki olduğunu gösteriyor.

Alzheimer hastalığına karşı beslenmenin önemine değinen Dr. Ruşen, yüksek kolesterolün kalp damarlarını tıkayarak beyin damarlarına zarar verdiğini ve Alzheimer riskini artırdığını söylüyor. Bu nedenle, kalp ve damar dostu besinlerden oluşan Akdeniz tipi beslenmeye geçilmesi gerektiğini vurguluyor. Yağlı, tuzlu, kızarmış ve hazır yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini belirten Dr. Ruşen, zeytinyağı, balık, meyve ve sebze ağırlıklı beslenmenin önemli olduğunu söylüyor. Dr. Ruşen, beyin damarlarını genişleten ve unutkanlık gibi hafıza problemlerine iyi gelen biberiyenin belleği geliştirmeye yarayan karnosik asit adlı bir antioksidan içerdiğini belirtiyor. Unutkanlığa karşı ginkgo biloba bitkisinin, antioksidan özelliğiyle beyin ve sinir hücrelerinin yapısını stabilize ederek serbest radikallere karşı vücudu savunduğuna inanıldığını söylüyor. Balığın beyin fonksiyonel olarak çalışması ve hafızayı kuvvetlendiren Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olduğunu belirten Dr. Ruşen, alabalık ve somonun da Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin olduğunu ve Alzheimer hastalığına yakalanma riskini düşürdüğünü söylüyor.

Alzheimer hastalığının tedavisinde ilaç tedavisiyle beraber hastanın zihinsel kapasitesinin düzeltilmesi ve günlük yaşamının kolaylaştırılmasının amaçlandığını ifade eden Dr. Ruşen, güncel tedavi yaklaşımları hakkında bilgi veriyor. Alzheimer hastalığında son yıllarda farklı tedavi yöntemlerinin kullanıldığını belirten Dr. Ruşen, Transkranyal Pulse Stimulasyon (TPS) yöntemini örnek gösteriyor. Dr. Ruşen, TPS tedavisinin dünyada sayılı merkezde uygulanan bir tedavi olduğunu ve amiloid plakları hedef almaktan ziyade beyinde nöroplastisiteyi, yani yeni sağlam sinir hücresi oluşturmayı hedeflediğini söylüyor.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Sağlık

Alzheimer Hastalığı Alzheimer Hastalığı Türkiye Sağlık Dünya

"
Benzer Videolar