Trump'tan Grönland çağrısı | Dış Haberler
47. ABD Başkanı olarak seçilen Donald Trump bir gün içerisinde iki önemli açıklama yaptı. Trump, ilk olarak Panama Kanalı'nın ilhâk edilmesi gerektiğini belirtirken diğer yandan Grönland'ın da ABD topraklarına katılması gerektiğini ifade etti. Panama Kanalı, Atlas Okyanusu'yla Pasifik’i birbirine bağlayan önemli bir geçiş noktası olarak stratejik önemi koruyor. Diğer yandan Grönland ise uzmanlara göre buzulların erimesiyle birlikte yeni bir deniz rotasının stratejik noktası hâline gelecek. NATO ise geçen sene yayınladığı bir video ile Grönland'ın ve Kuzey Kutbu'nun stratejik önemine değinmişti.
Panama Kanalı ve Grönland'ın ABD'ye katılımı yönündeki açıklamalarıyla gündeme gelen 47. ABD Başkanı Donald Trump, beklenmedik bir jeopolitik gündem belirledi.
Neredeyse yerleşim yeri bulunmayan Grönland, zengin maden yataklarına sahip olmasına rağmen, TÜBİTAK verilerine göre henüz madencilik faaliyetlerine başlanmamıştır. Danimarka'ya bağlı özerk bir bölge olan Grönland'da şu an için herhangi bir maden çıkarımı yapılmamaktadır.
Ancak Grönland'ın önemi, sadece maden potansiyeliyle sınırlı değil. Kuzey Kutbu'ndaki stratejik konumu ve artan jeopolitik gerilimler, bölgeyi küresel bir çekim merkezi haline getiriyor. NATO'nun Grönland ve Kuzey Kutbu'nu ele aldığı bir video yayınlaması da bu önemi vurguluyor.
NATO'nun yayınladığı videoda, Grönland çevresinde devriye gezen güçler gösterilirken, eriyen buzulların yeni deniz ticaret yolları açtığı, fakat aynı zamanda güvenlik risklerini de beraberinde getirdiği belirtiliyor. Videoda, tarihsel olarak düşük tansiyonlu bir bölgenin artık değiştiği ve Grönland'ın potansiyel bir çatışma alanına dönüşebileceği vurgulanıyor.
NATO Arktik Komutanlığı'nın koruduğu bu bölgenin ABD'ye katılması, Rusya ve Çin için oldukça caydırıcı bir gelişme olabilir. ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından RAND'in raporları da Çin'in Arktik politikalarının önemine dikkat çekiyor. RAND araştırmacısı Stephanie Pezard, Çin'in Arktik stratejilerini küçümsememek gerektiğini ve bölgenin madenler, ticaret yolları ve balıkçılık açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirtiyor.
Arktik bölgesinde yaklaşık 35 trilyon dolar değerinde petrol ve gaz rezervinin bulunduğu tahmin ediliyor; bu rakam, günümüzün en büyük şirketinin piyasa değerinin on katından fazla.
2022 yılında yayınlanan yeni Deniz Doktriniyle Rusya, Arktik bölgesini stratejik önceliği olan bir bölge olarak tanımladı. Bölgedeki hakimiyet alanlarını ilan eden Rusya, Arktik'in artık tartışmasız bir egemenlik alanı olmadığını gösterdi. Rusya'nın Arktik kıyı şeridi 24 bin kilometre uzunluğunda.
Rusya, 2017 yılında Alexandra Land adasında yeni bir askeri üs kurarak Arktik'teki varlığını ve etkisini pekiştirdi.