Suriye'de Esad rejimi unsurları silahlarını teslime ve yeni yönetime kayıt yaptırmaya devam ediyor | Dış Haberler

Suriye'de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından geçici yönetimin kurduğu "kimlik tespiti ve uzlaşı merkezlerinde" rejim askerlerinin ve güvenlik bürokrasisinin silahlarını teslim ederek kayıt yaptırdığı uygulama sürüyor. Şam'da günde yaklaşık 1200 askerin kayıt yaptırarak silahlarını teslim ettiği bilgisi paylaşıldı.

Şam'ın Mezze bölgesindeki eski askerlik merkezi, yeni yönetim tarafından kimlik tespit ve uzlaşma merkezi olarak yeniden işlevlendirilmiş. Demir kapının önünde uzun kuyruklar oluşuyor; kayıt yaptıranlar, isimleri teker teker okunduktan sonra içeri alınıyor.

Merkeze girenler, eğer varsa silahlarını teslim ediyor ve Beşar Esad portresinin önünden geçerek binaya giriyorlar.

İçeride, yeni yönetim yetkilileri kişilerin kimlik bilgilerini, ikametgahlarını ve rejim dönemindeki görevlerini kaydediyor. Çıkışta ise herkese bir belge verilip fotoğrafları çekiliyor.

Kayıt olanlara üç aylık geçici bir kimlik veriliyor ve bu kimlikle ülke içinde güvenli bir şekilde seyahat edebilecekleri belirtiliyor.

Şam'da Günlük 1200 Kişi Silah Teslim Ediyor ve Kayıt Yaptırıyor

Suriye İçişleri Bakanlığı yetkilisi Subay Velid Abdurabu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu merkezlerin rejim ordusu, polisi ve diğer güvenlik güçlerinde görev yapanların kendilerini tanıtıp, zimmetlerindeki silah ve teçhizatı teslim etmeleri için kurulduğunu ifade etti.

Sadece asker ve polis değil, "şebbiha" olarak bilinen paramiliter güç mensuplarının da bu merkezlere geldiğini belirten Abdurabu, "Silah teslim edenlere üç aylık geçici bir kimlik kartı veriliyor. Bu süre içinde kimlik olarak kullanabiliyorlar" dedi.

Abdurabu, Şam'daki her merkezde günlük yaklaşık 1200-1500 başvuru aldıklarını belirterek, "Eğer elleri kan bulaşmamışsa, rejim unsurları ve çalışanlar zamanla işlerine ve normal hayatlarına dönebilirler. Burada herkes Suriye halkının evladıdır. Rejim onları yanlış yönlendirdi. Bazıları halka karşı silah kullandı, çünkü rejim onlara sınırsız güç verdi. Bu hukukun üstünlüğünden ve hesap verebilirlikten uzaktı." şeklinde konuştu.

Çöken rejimin unsurlarının silahlarını "halka karşı öldürme, şiddet, ev işgali için disiplinsiz, yasa dışı ve ahlaksız bir şekilde kullandığını" vurgulayan Abdurabu, "Yeni bir sayfa açıp yeni Suriye'yi inşa etmek istiyoruz. Rejimin silahlı tüm unsurlarına sesleniyorum: Bu uzlaşma merkezlerine gelip silahlarını bıraksınlar, bu fırsatı kaçırmamalarını rica ediyorum. Aksi takdirde, silahlarını eşkıyalık için halka veya hükümete karşı kullanacaklardır ve buna izin verilmeyecektir." diye ekledi.

Çöken Rejimin Asker ve Polisleri Esad Yönetiminden Şikayetçi

Eski rejim döneminde ordu ve emniyette çalışanlar, aldıkları maaşlarla geçimini sağlayamamaktan yakındı.

23 yıl polis olarak görev yapan İbrahim Dib (42), eski rejimin halka karşı aşırı sert davrandığını ve bu nedenle uzlaşma girişimine katıldığını anlattı.

Rejim dönemindeki görevinden pişmanlık duyup duymadığı sorusuna Dib, "Direniş, azim gibi kelimeleri kullanamazdık. Mezhepçi bir düzen vardı, sadece belirli bir grup yükselebiliyordu. En büyük pişmanlığım, 23 yıllık görevimde kişisel olarak hiçbir şey elde edememiş olmamdır. Hala kirada oturuyorum. Biz en zayıf halkaydık. İçişleri Bakanlığı, emniyet, maaşlar ve mevki anlamında en alt tabakaydı. Sadece belirli liderler için ayrıcalık vardı." dedi.

Dib, son zamanlarda rejimden kaçışların arttığını, bazı birimlerde personel sayısının çok azaldığını, üst düzey yetkililerin ise görevlerine devam ettiğini söyledi.

""Suriye Halkı Yaşamıyordu, Sadece Baştakiler ve Çevresi Yaşıyordu""

Lazkiye'den Ali Asi, Esad rejiminin ordusunda görev yaptığını ve cephelerde bulunduğunu belirterek, silahını teslim ettiğini ve "devrimin Suriye halkının başarısı olduğunu, baskı, zulüm ve ekonomik sıkıntıların sona erdiğini" söyledi.

Suriye halkının tüm mezhepleriyle ülkeyi yeniden inşa edeceğini vurgulayan Asi, "Ülke yeni bir ekonomiye, hayata muhtaçtı. Suriye halkı yaşamıyordu, sadece baştakiler ve çevresi yaşıyordu. Bu arkadaşların gelmesi herkese rahatlık getirecek." şeklinde konuştu.

Asi, gelecekten korkmadığını ancak Suriye halkı arasına fitne sokanların önlenmesi gerektiğini, fitnenin ölümden daha tehlikeli olduğunu belirtti.

Suriyeli muhaliflerin Şam'a ulaşmasını bir zafer olarak değerlendiren Asi, ekonomik iyileşme ve güvenliğin sağlanacağına inandığını söyledi.

Asi, "Silahımı teslim ettim. Bize iyi, insanca muamele edildi. Neyin değiştiğini gördük, geçmişle kıyaslanamaz. Yardım etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Her şeyden önce artık daha fazla ekmek çıkıyor. Bugün fakirliğe yol açan birçok şey sona erdi." dedi.

Asker ve Polis, Baskı Altında Olduklarını Anlattı

İsmini vermek istemeyen bir subay, rejim ordusunda mali işlerden sorumlu olduğunu ve dört kardeşinden ikisinin muhalif tarafında yer alması nedeniyle ağır baskı altında olduğunu anlattı.

Geçmişte ordudan ayrılmak istediğini söyleyen asker, silahının rejim tarafından elinden alındığını ve ayrılması halinde son kardeşinin ve tüm geniş ailesinin Esad'ın işkence merkezlerine gönderilmesinden korktuğunu belirtti.

Bir polis memuru ise çok fakir olduklarını, maaşlarının üst düzey yetkililer tarafından çeşitli bahanelerle kesilip gasp edildiğini dile getirdi.

Çalıştığı yerde mezhebi nedeniyle ayrımcılığa uğradığını ve yaşadığı mahallede de rejim unsuru olarak görüldüğünü anlatan polis memuru, ailesini geçindirmek için akşamları sokakta tezgah açarak çalışmak zorunda kaldığını söyledi.

Benzer Videolar