Maymun çiçeği hastalığı, dünya genelinde 524 can kaybına neden oldu ve vaka sayısı hızla artarak 14.000’i aştı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), maymun çiçeği virüsünün uluslararası bir halk sağlığı acil durumu olduğunu duyurarak alarm zillerini çaldı.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Ankara’daki medya temsilcileriyle yaptığı açıklamada, maymun çiçeği ve COVID-19’u yakından takip ettiklerini, ancak şu anda herhangi bir alarm durumu olmadığını belirtti.
İşte DSÖ’nün uyarısı sonrasında dünyayı paniğe sürükleyen bu hastalık hakkında önemli bilgiler:
Hayır. Maymun çiçeği, ilk olarak 1958 yılında maymunlarda tespit edildi. 1970 yılında ise Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde ilk insan vakası görüldü. 1958’de araştırma laboratuvarındaki maymunlarda çiçek benzeri bir salgın yaşandı ve bu nedenle hastalığa “maymun çiçeği” adı verildi.
Başta Nijerya ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti olmak üzere, Orta ve Batı Afrika’daki yağmur ormanlarında görülen hastalığın yaygınlığı tam olarak bilinmiyor. Afrika’da her yıl birkaç yüz vaka olduğu tahmin ediliyor. Hastalık, zaman zaman enfekte hayvanlar veya insanlar aracılığıyla Afrika kıtasından diğer kıtalara taşınıyor, ancak bu bölgelerde genellikle sınırlı sayıda vaka ve bölgesel kümelenmeler gözleniyor.
Maymun çiçeği, çiçek virüsüne yakın bir DNA virüsüdür. Batı Afrika ve Orta Afrika (Kongo Havzası) olmak üzere iki alt türü bulunur. Batı Afrika türü, Kongo türüne kıyasla daha hafif seyirli bir hastalığa neden olur. Şu an genetik analizler tamamlanmamış olsa da, Afrika dışında görülen vakaların büyük çoğunluğunun Batı Afrika alt türünden kaynaklandığı düşünülüyor.
Adına rağmen, maymunlardan ziyade sincap, sıçan ve fare gibi kemirgenlerde bulunan ve bu hayvanlardan insanlara geçen bir hastalıktır. Ayrıca, enfekte kişilerle veya virüs bulaşmış giysi, havlu, çarşaf gibi eşyalarla yakın temas sonucunda da bulaşabilir. Virüs, sağlıklı kişilere, ciltte gözle görülmeyen çatlaklar/çizikler, mukozalar (ağız, burun, göz) veya solunum sistemi aracılığıyla girer.
İnsandan insana bulaşma, büyük solunum salgısı damlacıklarıyla olduğu düşünülüyor. Hastalık, uzun süreli ve yakın temas gerektiren büyük damlacıklarla bulaşır ve uzak mesafelere yayılmaz.
Maymun çiçeği, ateş, baş ağrısı, yorgunluk, yaygın vücut ağrıları, lenf bezlerinde şişlik ve cilt lezyonlarına (döküntü) neden olur. Lenf bezi şişliği, maymun çiçeğini, çiçek, su çiçeği ve kızamıktan ayıran en önemli belirtidir. Belirtiler, virüsle temastan ortalama 6-13 gün sonra ortaya çıkar.
İlk 5 gününde ateş, şiddetli baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, sırt ağrısı ve aşırı halsizlik yaşanır. Ateş başladıktan 1-3 gün sonra ciltte döküntüler görülür. Avuç içi, ayak, ağız içi, genital bölge ve gözlerdeki lezyonlar, kabuk bağlayarak düşene kadar devam eder.
Maymun çiçeği hastalığından şüphelenilen durumlarda, belirti gösteren kişilerin son bir ay içinde riskli bölgelere seyahat edip etmedikleri veya benzer belirtileri olanlarla yakın temasları olup olmadığı sorgulanmalıdır.
Kan örnekleriyle tanı konulamayan hastalık, kanda çok kısa süre kaldığı için PCR ile saptanamaz. Antigen ve antikor testlerinin de daha önce uygulanan çiçek aşısı gibi nedenlerle her zaman doğru sonuç vermeyeceği düşünülüyor. Hastalık şüphesinde, lezyonlardan uygun şekilde ve gerekli güvenlik önlemleriyle alınıp paketlenen örneklerin “biyogüvenlik düzeyi 2 olan” laboratuvara gönderilmesi gerekir.
Maymun çiçeği hastalığı teyit edilen hayvan veya kişilerle temas edenlerin, son temastan sonraki 21 gün boyunca belirti ve bulgular açısından izlenmesi gerekir.
Kesin olmamakla birlikte, maymun çiçeğinin Kovid-19 gibi belirtisiz hastalık yapmadığı düşünülüyor. Enfekte kişilerde belirtilerin ortaya çıkması, bu kişilerin fark edilmesini ve izolasyona alınmasını sağlayacağından, maymun çiçeğinin toplumda Kovid-19 veya belirtisizken bulaşan diğer enfeksiyonlar kadar yaygınlaşması beklenmiyor.
Maymun çiçeği genellikle 2-4 hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Ancak bağışıklığı baskılanmış kişilerde ve küçük çocuklarda ağır hastalık görülebilir. Genel olarak hastalananların %3-6’sı, çoğunluğunu küçük yaştaki çocukların oluşturduğu, hastalıktan hayatını kaybeder.
Avrupa Birliği (AB) Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, salgının kontrol altına alınması için 10 milyon doz aşıya ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Afrika’da Mpox salgını sağlık açısından acil bir durumdur. Kontrol altına almak için 10 milyon aşıya ihtiyaç vardır. Küresel eylem ve dayanışma aciliyet arz etmektedir. Bu çabanın ön saflarında yer alan ortaklarımızla birlikte, etkilenen ülkelere bağışlanmak üzere 215 bin aşı dozunu güvence altına aldık” açıklamasında bulundu.
Kaynak: AA / Sağlık
”
GÜNDEM
13 saat önceGÜNDEM
13 saat önceGÜNDEM
13 saat önceGENEL
13 saat önceGENEL
13 saat önceGENEL
13 saat önceGENEL
14 saat önceGüvenliğiniz bizler için önemli. Bu yüzden gizlilik politikası sayfamızı inceleyiniz.