Lena Chamamyan: Türk Dinleyiciler Sanatla İyi Bağlar Kuruyor

Ermeni kökenli Suriyeli müzisyen Lena Chamamyan, Doğu ve Batı müziklerini harmanlayan eserleriyle tanınıyor. Türk dinleyicilerinin sanatla olan güçlü bağını, konserlerine gösterdikleri yoğun ilgiyle gözlemlediğini belirterek, farklı dillerde söylediği şarkıları anlamasalar bile bilet almalarının kendisini derinden etkilediğini dile getirdi.

Filistin, Tunus, Yemen ve Sudan gibi çeşitli Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin zengin müzik mirasını yorumlayan Chamamyan, geleneksel halk müziğini Batı müzik formlarıyla özgün bir şekilde birleştiriyor.

Ankara, Bursa ve İstanbul'da konserler veren sanatçı, Anadolu Ajansı muhabirine müzikal serüvenini ve bölgesel olaylara bakış açısını paylaştı. Konser turunun deneyimlerini ve duygularını aktaran Chamamyan, müzikal yolculuğunun ayrıntılarını anlattı.

"Tasavvuf müziği, her zaman içimi titretir."

Müzikle çocukluğundan beri iç içe olduğunu vurgulayan Chamamyan, sanat hayatının uzun ve verimli bir yolculuk olduğunu ve bu yolculuğa koroda yer alarak başladığını söyledi. Konservatuvar eğitiminin ardından profesyonel müzik hayatına atıldığını ve birçok müzik türünden ve müzisyenden ilham aldığını belirtti.

Enstrümantal projelerden füzyon müzik yapmayı öğrendiğini dile getiren başarılı müzisyen, caz müzisyeni John McLaughlin'in Hindistan'da gerçekleştirdiği Remember Shakti projesinin caz ve Hint müziğinin etkileyici bir birleşimini sergilediğini ve kendisini büyülediğini ifade etti. Ermeni, Türk ve Fars müziğinin yanı sıra ruhani müziklerden, özellikle de tasavvuf müziğinden çok etkilendiğini sözlerine ekledi.

Suriye'de büyürken Türk müziğine duyduğu ilgiyi anlatan Lena Chamamyan, 2013 yılında Türkiye'ye ilk geldiğinde biletlerin tükenmiş olmasının kendisini şaşırttığını ve Türk halkının iyi bir dinleyici olduğunu düşündürdüğünü belirtti. Türklerin sanatla, özellikle müzik, edebiyat ve hikaye anlatımıyla güçlü bir bağının olduğuna dikkat çekti.

"Savaşların sonsuza dek süreceği duygusu hakim oluyor."

Aynı anda iki albüm üzerinde çalıştığını belirten Chamamyan, birinin Arapça olacağını ve özlemlere, kayıplara ve seyahatin getirdiği uzaklığa odaklanacağını söyledi. İkinci albümünün ise "Nil" adını taşıyacağını ve ikinci şanslar, hayatın neşesi ve kişisel hikayelere yer vereceğini açıkladı.

Filistin'deki çatışmalardan duyduğu derin üzüntüyü dile getiren sanatçı, Suriye, Lübnan, Filistin ve Irak'taki savaşların yarattığı acıyı ve umutsuzluğu vurguladı. Bu savaşların sonsuza dek süreceği hissini taşıdığını, ancak birbirimizi sevmenin, desteklemenin ve merhamet etmenin önemini hatırlattı. Sanatçının görevinin savaşı durdurmak değil, insanları birbirine bağlamak, hikayelerini dinlemek ve kendi hikayesini paylaşmak olduğunu ifade etti. Savaş kararlarının alındığı yerlerde müzik dinlenmesini ve belki de bunun savaşları durdurabileceğini dile getirdi.

Chamamyan, her şey kaybedildiğinde tarihe dönülmesi, kim olunduğunu hatırlamanın ve ancak bu şekilde geleceğin görülebileceğini savundu.

Tüm savaş ve nefrete karşı olduğunu vurgulayan sanatçı, konserlerinde sadece kendi hikayesini değil, Lübnan, Suriye, Filistin ve Türkiye'nin ortak noktalarından bahsettiğini, Türkçe şarkılar söylediğini ve deprem felaketi gibi ortak acıları paylaşmanın insanları bir araya getirdiğini belirtti. Dinleyicilerden aldığı olumlu geri bildirimlerden mutluluk duyduğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA / Özlem Limon - Kültür Sanat Kültür Sanat istanbul Suriye Bağlar Kültür Sanat Dünya Müzik
Benzer Videolar