Japonya'da 'yok oluş' alarmı: Japonya'nın soyunun tükeneceği yıl hesaplandı | Dış Haberler
Tohoku Üniversitesi Yaşlı Ekonomisi ve Toplumu Araştırma Merkezi'nde profesör olan Hiroshi Yoshida, yıllardır süren nüfus azalması nedeniyle Japonya'da 2720 yılında 14 yaşın altında sadece bir çocuk kalacağını iddia ediyor. Hükümet, nüfusun yeniden artması için yollar arıyor.
Bir Japon profesör, ülkenin hızla artan yaşlı nüfusu nedeniyle Japonya'nın geleceğinin tehlikede olduğunu ve soyunun tükenme riskini taşıdığını belirtti.
The Times'ın haberine göre, 2012'den beri demografik projeksiyonlar yapan Profesör Yoshida'nın son çalışması, mevcut eğilimler devam ederse Japonya'nın 695 yıl içinde var olmayacağını gösteriyor.
İçişleri ve İletişim Bakanlığı'nın açıkladığı veriler, doğum oranlarında yaşanan %2,3'lük keskin düşüş nedeniyle Yoshida'nın tahminini 100 yıl öne çekmesine neden oldu. Bu, beklenmedik bir gelişmedir.
1970'lerden beri istikrarlı bir şekilde azalan doğum oranları, 2005 yılında ölüm oranının doğum oranını geçmesine yol açtı. Bu, Japonya için bir dönüm noktası oldu.
2022 yılında ölümler, doğumlardan neredeyse bir milyon fazla oldu. 65 yaş üstü nüfusun oranı ise %29,9'a ulaşarak 1960'tan beri %24,1'lik bir artış gösterdi.
Yoshida, uzun süredir devam eden ekonomik durgunluğun gençlerin evlilik ve çocuk sahibi olma imkanlarını sınırladığını, düşük gelirlerin bu durumu daha da kötüleştirdiğini vurguladı.
Yoshida, "Doğum oranlarındaki düşüş tersine çevrilmezse, geri dönüşü olmayan bir noktaya ulaşacağız." dedi.
Göç Politikalarında Değişiklikler
Japonya, düşük doğum oranları nedeniyle nesli tükenme riskiyle karşı karşıya kalan ilk ülke olabilir.
Ülkenin demografik kriziyle mücadele eden Japon yetkililer, bu eğilimi tersine çevirmek için sadece 2030 yılına kadar zamanları olduğunu belirtiyor. Bu, aciliyetini vurguluyor.
Japonya'nın en büyük tehdidi, yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte iş gücünde genç nüfusun azalmasıdır. Yok oluştan ziyade bu durum daha acil bir tehdit oluşturuyor.
Bu sorunu çözmek için Japonya, katı göçmenlik politikalarını gevşeterek daha fazla yabancı işçiye ülkeye giriş izni vermeyi planlıyor.
Hükümet, 2040 yılına kadar yabancı işçi sayısını üç katına çıkarmayı hedefliyor. Bu, önemli bir artış anlamına geliyor.
Ayrıca, aile kurmayı teşvik etmek için 32 milyar dolarlık ek mali destek sağlamayı planlıyor. Bu, önemli bir ekonomik yatırım.
Yetkililer, bu finansal desteğin çiftlerin çocuk sahibi olma kararlarında olumlu bir etki yaratacağını umuyor.
İş-yaşam dengesi eksikliği, hükümetin ele almak istediği bir diğer önemli konu.
Dört Günlük Çalışma Haftası
Tokyo'daki eyalet çalışanları dört günlük çalışma haftasına geçiyor ve küçük çocukları olan ebeveynler iki saat erken işten çıkabiliyor.
Diğer teşviklerle birlikte hükümet, evlilik ve cinsiyet eşitliğini teşvik ediyor.
Geçen yıl Tokyo yönetimi, doğum oranlarını artırmak için kendi flört uygulamasını başlattı. Bu, beklenmedik bir girişim.
Uygulamaya kayıt için kullanıcıların bekar olduklarına dair kanıt, gelir belgesi ve evlilik niyetlerini gösteren imzalı bir belge sunmaları gerekiyor.
Bu uygulama, bir Tokyo yetkilisi tarafından başkentteki genç bekarların potansiyel eşlerini bulmalarına yardımcı olmak amacıyla "nazik bir girişim" olarak tanımlandı.