İzmir’deki Yangınlar Sonucunda Çarpık Kentleşme Tehlikesi Ortaya Çıktı
İzmir'deki yangının, kentteki çarpık kentleşmenin ağır sonuçlarından biri olduğunu vurgulayan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Karşıyaka, Yamanlar'da büyük bir tehlikeden kurtuldu. 17 bina küle döndü, ancak kuvvetli rüzgar güneye doğru esmeye devam etseydi Karşıyaka'nın tamamı alevlere teslim olabilirdi. İzmir'de yerleşim alanları ormanların içine kadar ilerlemiş durumda. Ormanlık alanlar ile yerleşim alanları arasında güvenli bir mesafe bırakılmalı" uyarısında bulundu.
Ülkenin dört bir yanında eş zamanlı olarak çıkan yangınlar binlerce hektarlık ormanı kül ederken, yerleşim yerlerini de tehdit ediyor. İzmir'in Karşıyaka ilçesindeki Yamanlar Dağı'nda perşembe gecesi başlayan ve rüzgarın etkisiyle hızla yayılan yangın 17 evi küle çevirdi.
Karşıyaka'da 62,5 saat süren ve kontrol altına alınan yangının bir gösterge olduğunu söyleyen Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Karşıyaka, Yamanlar'da tehlikenin eşiğinden döndü. 17 bina yandı ama kuvvetli rüzgar güneye doğru devam etseydi Karşıyaka'nın tutuşması engellenemezdi, şehir yangına teslim olabilirdi. İzmir'de yerleşim yerleri ormanın içine girmiş durumda. Ormanlık alanlarla yerleşim yerlerinin arasındaki mesafe açılmalı" dedi.
'YERLEŞİM YERLERİ İLE ORMAN ARASINDA EN AZ 100 METRE OLMALI'
Yangından etkilenme tehlikesi geçiren yerleşim yerlerinin ormanların dibinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yaşar, "Yerleşim yerleri ile ormanlık alanlar arasında en az 100 metre mesafe olmalı. Bu 100 metre mesafe içine yangın boruları döşenmeli, su vanaları takılmalı. Herhangi bir yangında itfaiyenin gelmesi beklenmeden vanalardan su basılmalı ki yangın yerleşim yerlerine yaklaşmasın. Şehir plancıları tarafından 20 yıl sonra İzmir'in olası yerleşim yerlerinin şimdiden belirlenmesi, şehir planlamasının afet tehlikesi düşünerek yapılması gerekiyor. Şehrin ormanlık alanlardan uzak olması, aradaki mesafeye savunma vanaları konulmalı. Önlem baştan alınmalı" şeklinde konuştu.
'ORMANA GİRİŞ 365 GÜN YASAKLANMALI'
Yangınların önlenmesi için alınması gereken önlemleri sıralayan Prof. Dr. Yaşar, "Anız yakılması kesinlikle yasaklanmalı. Oluşturulan mangal alanları dışında hiçbir yerde ateş yakılmamalı ve ceza çok ağır olmalı. Yollarda sigara izmariti atanlar da en az mangal yakanlar kadar ağır cezalar almalı. Özellikle tehlikeli günlerde dron ile çok sık kontrol yapılmalı ama en önemlisi ormana giriş 365 gün yasaklanmalı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, devasa panolara 'ormanlara çöp atmayalım' yazdırmış. Ormanlara çöp atmayalım ifadesi yanlış, doğrusu 'ormanlara girmeyelim' olmalı" diye konuştu.
'EKOSİSTEMİ YAKAN İNSANLARIN CEZASI PARA OLMAMALI'
Ormanların ortak miras olduğunu dile getiren Prof. Dr. Yaşar, "Yangında can kaybımız yok diyorlar, nasıl can kaybımız yok? Canlı deyince insan diye algılanıyor. Binlerce ağacın, hayvanın can kaybı var. Çok can kaybımız var, ekosistemi kaybediyoruz. Büyük bir ekosistem var ve bu ekosistemi yakan insanların cezası para olmamalı" ifadelerini kullandı.
Yanan ormanların birkaç yıla yeniden yeşilleneceğini belirten Prof. Dr. Yaşar, "Hep başka bir ağaç türü dikelim diye konuşuluyor. Çam ağaçları bulunduğu alanda yeniden çıkacaktır, çünkü çam kaybolmaz. 2 seneye kalmaz otlar tekrar çıkacaktır. Yamanlar en fazla 10 sene sonra bugünkü haline dönecektir" dedi.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel