HTŞ lideri Jolani, CNN International'a konuştu: Esad rejimi öldü | Dış Haberler
Suriye'nin muhalif silahlı grupları içindeki en öne çıkanlardan olan Heyet El Tahrir Şam grubunun komutanı Ebu Muhammed El Jolani, amaçlarının Suriye Devlet Başkanı Esad'ı devirmek ve halk tarafından seçilen bir konseye dayalı bir hükümet kurmak olduğunu söyledi. Kontrolleri altında olan yerlerde hiç kimsenin yaşam tarzına karışmayacaklarını öne süren Jolani, "Esad rejimi öldü" dedi.
Halep ve Hama'nın ele geçirilmesinin ardından Humus'a doğru ilerleyen Suriye muhalefetinin önde gelen lideri Ebu Muhammed El Jolani, nihai hedeflerinin Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmek olduğunu açıkladı.
CNN International'a verdiği özel röportajda El Jolani, Heyet Tahrir El Şam'ın (HTŞ) öncelikli amacının Esad rejiminin sonunu getirmek olduğunu vurguladı. Hedeflerinin, kurumsal bir yapıya ve halk tarafından seçilecek bir konseye dayalı yeni bir yönetim kurmak olduğunu dile getirdi.
“Rejimi devirmek, devrimin özünü oluşturuyor. Bu hedefe ulaşmak için elimizdeki tüm imkanları kullanma hakkımız var.” diyen El Jolani, rejimin zayıflığını vurgulayarak, “İran ve Rusya'nın desteğiyle ayakta kalsa da, bu rejimin sonunun geldiğini biliyoruz.” dedi.
"Dönüşüm Süreci"
ABD, 2018 yılında HTŞ'yi terör örgütü ilan ederek lideri için 10 milyon dolarlık bir ödül koydu.
El Jolani, geçmişindeki değişimi şöyle açıkladı: “Yaş ilerledikçe, düşüncelerimiz ve bakış açımız da doğal olarak evrilir. Bu, insan doğasının bir parçasıdır.”
Irak'ta El Kaide saflarında ABD'ye karşı savaşan genç bir savaşçı olarak yetişen El Jolani, Suriye iç savaşında ülkesine dönerek Nusra Cephesi'nin liderliğini üstlendi. Daha sonra El Kaide ile bağlarını koparan El Jolani, 2017'nin başlarında örgütü Heyet Tahrir El Şam olarak yeniden yapılandırdı.
ABD, Türkiye, Birleşmiş Milletler ve birçok Batı ülkesi, HTŞ'nin dönüşüm çabalarına rağmen, örgütü terör örgütü olarak sınıflandırmaya devam ediyor.
"Sivil Halkın Güvenliği"
Muhaliflerin kontrolündeki bölgeler genişlerken, El Jolani, sivillerin güvenliği konusunda endişelenmelerine gerek olmadığını savundu. “İslami yönetimden korkanlar, ya yanlış uygulamalarla karşılaşmışlardır ya da durumu doğru anlamamışlardır.” dedi.
On yıldır süren iç savaşta aşırılık yanlısı grupların zulmünden etkilenen sivillere ve gruplara güven vermek için çalıştığını belirten El Jolani, Hıristiyanlar ve diğer azınlıkların kendileri yönetiminde güven içinde yaşayabileceklerini açıkça ifade etti.
“Kaos dönemlerinde azınlıklara yönelik bazı ihlaller yaşandı, ancak bu sorunları ele aldık. Hiç kimse başka bir grubu yok etme hakkına sahip değil. Bu mezhepler yüzyıllardır birlikte yaşıyor ve kimse onları ortadan kaldırmamalıdır.” şeklinde konuştu.
"Kötü Muameleye Karşıyız"
İnsan hakları örgütleri ve gözlemciler, HTŞ'nin İdlib'deki muhaliflere yönelik son dönemdeki uygulamalarından endişe duyduklarını belirterek, grubun protestoları sert bir şekilde bastırdığını ve işkence uyguladığını iddia ediyor.
El Jolani, CNN'e verdiği röportajda hapishanelerdeki kötü muamele olaylarının kendi emirleri doğrultusunda olmadığını ve sorumluların hesap vereceğini söyledi.
HTŞ'nin terör örgütü olarak nitelendirilmesine karşı çıkan El Jolani, bu etiketi "siyasi ve yanlış" olarak tanımladı. Bazı aşırı İslamcı uygulamaların HTŞ ile cihatçı gruplar arasında bir ayrışma yarattığını savundu.
Diğer cihatçı grupların kullandığı acımasız taktiklere karşı olduğunu ve bu nedenle onlarla yollarını ayırdığını, sivillere yönelik saldırılara da asla katılmadığını iddia etti.
CNN ekibinin Halep'te yaptığı gözlemler, muhaliflerin geçen haftaki ani kontrol ele geçirmesine rağmen şehrin sakin olduğunu gösteriyor. Pazarlar açık, insanlar sokaklarda ve hayat normal akışında devam ediyor.
"Yabancı Güçlerin Çekilmesi"
El Jolani, yabancı güçlerin Suriye'den çekilmesini istediğini belirtti:
“Rejim düştüğünde sorun çözülecek ve yabancı güçlere Suriye'de yer kalmayacak. Suriye, kurumsal bir yönetime, tek bir kişinin keyfi kararlarına değil, kurallara dayalı bir sisteme ihtiyaç duyuyor. Daha büyük bir projeden, Suriye'nin yeniden inşasından bahsediyoruz.”