Hattuşa Antik Kenti’nde 118 yıllık kazılar devam ediyor
Çorum'un Boğazkale ilçesindeki Hattuşa Antik Kenti, 8 bin yıllık geçmişiyle tarihin derinliklerine uzanan bir yolculuk sunuyor. 118 yıldır süren arkeolojik kazılar, bu yıl da farklı branşlardan bilim insanlarını bir araya getirerek, geçmişin sırlarını gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor.
Anadolu'nun ilk medeniyetlerinden Hatti ve Hititlerin kültürel mirasını barındıran Hattuşa, milattan önce 6 binlere dayanan izlerle dolu bir ören yeri. UNESCO tarafından "Dünya Kültür Mirası" ve "Dünya Belleği" listesinde yer alan bu önemli bölge, ziyaretçilerine geçmişin ihtişamını sunuyor.
Çorum'un 80 kilometre güneybatısında bulunan Boğazkale'de, 7 kilometrelik surlarla çevrili, 2 kilometrekarelik bir alana yayılan Hattuşa Antik Kenti ve Yazılıkaya Tapınağı, yılın her mevsiminde farklı güzellikler sunuyor.
1906 yılından bu yana yapılan kazılar, tarihi kentteki mimari eserlerle ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkarıyor. 8 bin yıllık geçmişe sahip Hattuşa, Hitit medeniyetine yaklaşık 450 yıl başkentlik yapmış önemli bir merkez.
Alman Arkeoloji Enstitüsü adına Prof. Dr. Andreas Schachner başkanlığında yürütülen kazılar, her yıl farklı ülkelerden ve disiplinlerden bilim insanlarını bir araya getiriyor. Bu çalışmalar, Türkiye'nin arkeoloji literatürüne önemli katkılar sağlıyor.
Schachner, Hattuşa'nın uzun süre başkentlik yapmış olması ve 8 bin yıllık geçmişe sahip olması nedeniyle yapılan kazıların eşsiz bir arşiv niteliği taşıdığını vurguluyor. Her yıl yeni keşiflerle karşılaşılabileceğini belirten Schachner, bu yıl da sürprizlerle dolu bir sezonun kapılarını araladığını ifade ediyor.
Hattuşa'da ağırlıklı olarak Hitit dönemine odaklanan kazı çalışmaları, Büyük Kale, Saray ve Yukarı Şehir'in batı yamacında yoğunlaşıyor. Elde edilen buluntular, tek başına değil, bulunduğu çevreyle birlikte değerlendirilerek farklı dönemler hakkında bilgiler sunuyor.
"Hattuşa'da her dönemde sürprizlerle dolu buluntular karşımıza çıkabiliyor" diyen Schachner, son yıllarda yapılan keşiflere örnek olarak Yerkapı'daki hiyerogliflerin incelemesini, Kalasma tableti ve kemik üzerine kakma eserleri gösteriyor. Ayrıca, Demir Çağ tabakasında bulunan Milet şehrinden geldiği tespit edilen bir sikke, Demir Çağı'nda uzun menzilli değiş tokuş olduğunu gösteriyor.
"Hattuşa, milattan önce 6 binde başlayarak bugüne kadar iskan edilmiş" diyen Schachner, Hattuşa'nın uzun soluklu olmasının kazılar için büyük bir önem taşıdığını vurguluyor. Her yeni buluntu, geçmişe ışık tutuyor ve Kuzey İç Anadolu'da yaşayan insanların yaşam tarzı, tarım, hayvancılık ve kültürü hakkında bilgiler sunuyor. Bu nedenle Hattuşa, eşsiz bir tarihsel arşiv olarak öne çıkıyor. Özellikle Hitit dönemi, başkentlik yapmış olması nedeniyle siyasi ilişkiler, dini uygulamalar ve uluslararası ilişkiler hakkında önemli bilgiler sunuyor.