Göztepe Onursal Başkanı Mehmet Sepil'den Ali Koç açıklaması! 'İlk kez gördüm, şoke olduk…
Trendyol Süper Lig ekibi Göztepe'de onursal başkan Mehmet Sepil, ikinci haftada oynanan Göztepe-Fenerbahçe maçında yaşanan olaylarla ilgili yazılı bir açıklama...
Geçtiğimiz hafta sonu Trendyol Süper Lig'in ikinci haftasında Göztepe ile Fenerbahçe İzmir'de karşı karşıya geldi. Maç 2-2 sona ererken, devre arasında yaşanan olaylar büyük yankı uyandırdı. Fenerbahçeli taraftarların stadyuma girememeleri üzerine Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, misafir tribününe gitti ve daha sonra protokol tribününe dönerken saldırıya uğrayarak yere düştü.
Göztepe Onursal Başkanı Mehmet Sepil, yaşanan olaylarla ilgili yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, kulübüne ve kendisine yöneltilen suçlamalara cevap veren Sepil, sürecin tüm detaylarını anlatmayı amaçladığını belirtti.
Sepil, 11 yıllık futbol yaşamında hiçbir kulüp başkanıyla bu şekilde karşı karşıya gelmediklerini ve suçlamadıklarını vurguladı. İzmir'de spor kamuoyunda oluşturdukları birliktelik ve kardeşlik atmosferine yönelik yapılan suçlamaları büyük bir üzüntüyle karşıladığını ifade etti.
Sepil, maçtan iki gün önce Ali Koç'u arayarak ihtiyaç olup olmadığını sorduğunu, ancak aramanın geri dönülmediğini belirtti. Maçtan bir gün önce Fenerbahçe Kulübü'nden loca talebi geldiğini ve kendilerinin de bu talebi karşılamak için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini açıkladı. Ali Koç'un locada maçı izleyeceğini bildiğini, ancak Fenerbahçe heyetinin stada geldiklerinde locanın boş olduğunu gördüklerini ve protokolde oturmayı tercih ettiklerini ifade etti.
Maç sırasında yaşanan ses problemi nedeniyle Fenerbahçe yöneticisinin kendilerini arayarak yardım istediğini ve sesin azaltılması için gerekli girişimleri yaptığını belirten Sepil, maçtan beş dakika önce Rasmus Ankersen, Kerem Ertan ve Talat Papatya'nın Ali Koç'u karşılamak için Fenerbahçe'ye tahsis ettikleri locaya gittiklerini ancak locayı boş bulduklarını söyledi. Ali Koç'un içeri girdiğinde Talat Papatya'nın kendisini karşıladığını ve protokol tribününde yerlerini aldıklarını ifade etti.
Sepil, maçın 20. dakikasında protokolde yaşanan bir talihsizlikten sonra Talat Papatya'nın yer vermek için protokolden ayrıldığını ve ilk 20 dakikada herhangi bir olumsuz olayın yaşanmadığını belirtti. Devrenin sonuna doğru Ali Koç'un stadın içinde yürürken bayrak direğine varmış olduğunu ve o noktada Fenerbahçe yöneticisine mesaj atarak ne olduğunu sorduğunu söyledi.
Ali Koç'un misafir tribününe yürüdüğünü gördüğünde ilk reaksiyonunun Ali Koç'un maçı misafir tribünden izlemeye mi karar verdiğini olduğunu söyleyen Sepil, Ali Koç'un geri dönüşünde ise hiç istemedikleri olayların yaşandığını belirtti. Sepil, bir Başkan'ın itilerek düşürülmesini asla kabul edemeyeceğini, futbolda agresyonu asla sevmediğini ve tasvip etmediğini vurguladı.
Sepil, Ali Koç'un sahaya indiğinde neden gittiğini, amacını ve endişesinin ne olduğunu bilmediğini, ancak Kerem Ertan'ın olayların tırmandığını görünce Ali Koç'a yardım teklif ettiğini ifade etti. Ali Koç'un da 'Sen ne olduğunu bilmiyorsun' diyerek yoluna devam ettiğini söyleyen Sepil, seyircinin maça geç girmesinin de ilk defa yaşanmadığını ve Ali Başkan'ın bu nedenle yürüdüğünü bilseler kendi taraftarlarına bunu izah ederek tepki almasını engelleyeceklerini belirtti.
Sepil, Ali Koç'un stada neden girdiğini, o tarafa neden gittiğini bilseler yardımcı olacaklarını, ancak 11 yıllık futbol geçmişinde ilk kez bir Başkan'ın devre arasında kendi tribününe stadın içinden yürüyerek gittiğini gördüğünü söyledi. Sepil, böyle durumlarla karşılaştıklarında karşı kulübün Başkan'ından yardım istediklerini ve kendisine her zaman yardım edildiğini, kendisinin de İzmir'e gelen takımlara hep yardım ettiğini ifade etti.
Ali Koç'un itilerek yere düştüğünü ve bunun herkesi derinden yaraladığını söyleyen Sepil, olayda şok olduklarını ve Ali Koç'un tekrar tribüne döndüğünde Talat Papatya'nın hemen yanına giderek kendisini sakinleştirmeye çalıştığını belirtti. Sepil, olayda Göztepe yönetiminin hiçbir suçu olmadığını ve Ali Koç'un maçı bir gün önce istedikleri locada seyredeceğini düşündüklerini, ancak Ali Koç'un protokolde maç seyrederken çok az gördüklerini, bunun Ali Koç'un alışkanlıkları içinde olan bir şey olmadığını bildiklerini ifade etti.
Fatih Özkan'ın Göztepe kulübü tarafından akredite edildiğini ancak kulüpte resmi bir görevi olmadığını belirten Sepil, Fatih Özkan'ın Ali Koç'u itmesinin onaylanabilecek hiçbir tarafı olmadığını ve kendisini de çok zor bir duruma düşürdüğünü söyledi. Sepil, Ali Koç'a her türlü yardımı göstereceklerini ve Fatih Özkan'ı gördüğünde söylenebilecek en ağır sözleri söylediğini, kendisinin de şok halinde olduğunu ve çok üzüldüğünü belirtti.
Sepil, Göztepeliler olarak Fenerbahçe Kulübü'nü karşılamada hiçbir şekilde kusurda bulunmadıklarını, maça son saniyede geldiklerini ve protokolde oturacaklarını bilmediklerini söyledi. Sepil, olayı herkesi derinden yaraladığını ancak sürecin taşınmak istendiği yerin olayı daha da vahim hale getirdiğini belirtti. Göztepe Spor Kulübü olarak sporda şiddete karşı olduklarını, olayların sebebinin Ali Koç'un sahanın içine girmesi ve misafir tribününe yürümesi olduğunu ifade etti.
Sepil, yapılan bu yanlış davranışın medyada ve çeşitli çevrelerde meşrulaştırılmaya çalışıldığını ve olay bağlamından kopartılarak İzmir'de herkese, Göztepe Kulübü'ne, emniyet mensuplarına akıl dışı söylemlerle saldırıldığını, ancak İzmir Emniyetinin sporda şiddetin önlenmesinde yıllardır büyük gayret gösterdiğini belirtti. Sepil, sporda her türlü şiddete karşı olduklarını ve Türk sporuna ve futbola yapmak istedikleri katkıların, uluslararası hedeflerinin ortada olduğunu ifade etti.
Sepil, yaşanan olayların Türk sporu ve sporcusuna darbe vurduğunu, her iki camianın da bundan sonra aklı selim içerisinde yaşananı sükunetli karşılayıp, daha mantıki ve dengeli davranmasını umduğunu belirtti. Sepil, kulüp yöneticilerinin önde gelen görevinin akılcı rekabetten verimli başarılar elde etmek olduğunu ve dengeli hal ve tutumları, sağlıklı iletişim ve dayanışma içinde olmalarının herkese doğru örnek olacağını ifade etti.
Sepil, sporda şiddeti önlemenin futbol yöneticilerinin öncelikli sorumluluğu olduğunu hatırlatarak, tüm yaşananların kendisini ve arkadaşlarını derinden yaraladığını ve hoşgörünün beşiği İzmir'den herkese saygılarını ileterek sporda şiddeti hiç kimsenin meşrulaştıramayacağını belirtti.