Epilepsiye Dair Toplumsal Farkındalık Önemli
İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, epilepsiyle ilgili yanlış anlamaların ve ön yargıların, bilinçlendirme çalışmalarıyla ortadan kaldırılabileceğini vurguladı.
Üniversiteden yapılan bir açıklamada, epilepsi hakkında toplumsal farkındalığın artmasının, hastalığa dair önyargıların kırılması ve doğru bilginin yayılması açısından hayati önem taşıdığı belirtildi.
10 Şubat Uluslararası Epilepsi Günü öncesinde açıklamalarda bulunan Prof. Topçuoğlu, epilepsinin dünya nüfusunun yaklaşık %1'ini etkileyen kronik bir beyin hastalığı olduğunu, beyindeki anormal elektriksel aktivite sonucu oluşan nöbetlerle karakterize olduğunu açıkladı.
Topçuoğlu, epilepsi nöbetlerinin çeşitli şekillerde ortaya çıkabileceğini, bu çeşitliliğin toplumda korku ve önyargılara yol açabileceğini ve hastaların "etiketlenme kaygısı" yaşamasına neden olabileceğini dile getirdi.
Halk arasında bilinç kaybı, kasılma ve titreme gibi belirtilerle bilinen jeneralize nöbetlerin, epilepsinin toplumda yanlış algılanmasına katkıda bulunduğunu, bu durumun hastaların hastalıklarını gizleme ihtiyacı duymalarına yol açtığını ifade etti.
Özellikle gençlerin toplumda damgalanmaktan endişe duyduğunu belirten Topçuoğlu, uygun tedaviyle epilepsinin kontrol altına alınabileceğini ve hastaların, gerekli önlemlerle normal hayatlarına devam edebileceğini söyledi.
Epilepsinin tanı ve tedavisinin en önemli adımının hastalığın doğru anlaşılması olduğunu vurgulayan Topçuoğlu, epilepsinin diğer kronik hastalıklardan farklı olmadığını belirtti.
"Epilepsi nöbetleri yalnızca bilinç kaybıyla sınırlı değildir"
Prof. Topçuoğlu, epilepsi hastalarına özel bir yaklaşımın gerekli olmadığını, ancak bilinçli bir yaklaşımın önem taşıdığını vurgulayarak şunları ekledi:
"Epilepsi nöbetleri, sadece bilinç kaybıyla değil, idrar kaçırma veya dil ısırma gibi diğer belirtilerle de ortaya çıkabilir, ancak bunlar her zaman görülmez. Parsiyel nöbetler denilen, beyinde belirli bir bölgeyle sınırlı nöbetler, o bölgenin fonksiyonuna bağlı olarak çeşitli semptomlarla kendini gösterebilir. Tek bir uzuvda kasılma, ağız kenarında seğirme, baş ağrısı veya baş dönmesi bile epilepsi belirtisi olabilir ve mutlaka doktora başvurulmalıdır."
Topçuoğlu, epilepsi hastalarının okuyamaması, çalışamaması, evlenememesi veya çocuk sahibi olamaması gibi yanlış inanışların olduğunu, ancak etkin tedaviyle bu durumların üstesinden gelinebileceğini açıkladı.
İlaç uyumunun epilepsi tedavisinde en önemli unsur olduğunu belirten Topçuoğlu, ilaçların düzenli, doğru dozda ve saatte alınması gerektiğini, uyku düzensizliğinin, açlığın, aşırı fiziksel aktivitenin ve alkol kullanımının nöbet riskini artırabileceğini söyledi.
Güvenliğin de önemli olduğunu vurgulayan Topçuoğlu, epilepsi hastalarının dalış, atıcılık gibi riskli aktivitelerden kaçınmaları gerektiğini belirtti.
Son olarak, Topçuoğlu, epilepsiyi görmezden gelmenin çözüm olmadığını, hastalığı kabullenmenin ve önyargıları yıkmanın önemli olduğunu belirterek sözlerini tamamladı.
Kaynak: AA / Oktay Özdemir