Eğilmez: Kerkük Türk tarihinin ayrılmaz bir parçasıdır

Eğilmez: "Türk aleyhtarı güçler, Türkiyesiz bir Kerkük istiyorlar"

ERZURUM - Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Eğilmez, son dönemdeki Kerkük yönetim krizi, Türk SİHA'sının düşürülmesi ve yaşanan gelişmelerin, Kerkük'ten Bağdat'a ve Irak sınırlarına kadar yayılabilecek bir çatışma potansiyeli taşıdığını belirtti.

Bölgedeki demografik yapının hızlı bir şekilde değiştiğini vurgulayan Doç. Dr. Eğilmez, "Son 20 yılda, ABD desteğiyle nüfusu kendi lehine değiştirmek isteyen Kürt gruplar için bölgedeki Türk ve Arap nüfusu en büyük engel olmuştur. 2003'ten sonra 600 binden fazla Kürt, Kerkük'e göç ettirildi. ABD işgalinden önce 800 binden fazla olan Kerkük nüfusu, bugün 1,5 milyonu aşmıştır. Bölgedeki taşeron gruplar, ABD ve İran desteğiyle Türkmenleri, Kerkük makamlarından neredeyse tamamen uzaklaştırma çabası içerisindedir." dedi.

"Kerkük'ün kaderini belirlemeye çalışıyorlar"

Eğilmez, en son 2005'te gerçekleştirilen Kerkük Vilayet Meclisi seçimlerinin, 18 yıl sonra ilk kez 18 Aralık 2023'te yeniden yapıldığını belirterek, "Bu seçimlerde ABD, İran ve PKK'nın tüm baskılarına rağmen hiçbir parti ezici bir çoğunluk elde edemedi. 10 Ağustos'ta Bağdat'taki bir otelde yapılan toplantıda, Vilayet Meclisi üyelerinin bir kısmı, kentin yeni valisini belirledi. Bu durum ülkede büyük bir tartışma yarattı. Oylamada Bafel Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliği'nden Rebwar Taha, valilik görevine seçildi. Hasan Turan liderliğindeki Irak Türkmen Cephesi (ITC), Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi ve bazı Arap üyeler toplantıya karşı çıkarak bu seçimi geçersiz olduğunu açıkladı. Şüphesiz bu yönetim, Kerkük'ün siyasi ve toplumsal sorunlarını çözmek yerine daha da derinleştirecektir. ITC, yapılan seçimin yasal olmadığı gerekçesiyle Irak Yüksek Federal Mahkemesi'ne başvurdu. ITC'nin çağrısıyla Kerkük'te protesto gösterisi düzenlendi. ITC Başkanı Hasan Turan, burada yaptığı konuşmada, Türkmenler olmadan Kerkük'te barış ve istikrarın sağlanamayacağını söyledi." şeklinde konuştu.

"Türk SİHA'sına yönelik büyük bir sabotaj"

Son gelişmelerin ardından, karanlık güçlerin yeniden devreye girdiğini vurgulayan Eğilmez, "PKK'lı ve DEAŞ'lı teröristlerin bulunduğu bölgede keşif yapan Türk SİHA'sını düşürdüler. Aynı günlerde Kerkük'ün bazı petrol kuyularına İran yanlısı Haşdi Şabi militanları yerleştirildi. Türkiye'nin PKK'ya karşı bölgedeki tarihi mücadelesi ve Bağdat yönetimiyle geliştirdiği ilişkiler, en çok İran'ı rahatsız ediyor. Kerkük valiliği seçimi ve SİHA saldırısı, Türk Devleti'nin bölgedeki güvenlik ve kalkınma projelerini baltalamayı amaçlayan büyük bir sabotaj girişimidir. Şüphesiz bu sabotajın arkasında İran ve ABD var. Bu karanlık güçlerin tek amacı Türkiye'yi bölgeden uzaklaştırmaktır." dedi.

"İran'ın Türk karşıtı politikaları"

"İran, PKK terör örgütüne desteğini sürdürüyor. Komşuluk ilişkilerine uygun olmayan bir tavırla, her fırsatta terör örgütünü destekliyor ve ona alan açıyor." diyen Doç. Dr. Savaş Eğilmez, sözlerini şöyle sürdürdü, "Örneğin terörist ele başı Murat Karayılan, sıkıştığı zamanlarda İran'a kaçıyor. Terör örgütü, İran'ın uzantılarının desteğiyle Süleymaniye'de oldukça aktif durumda. Son dönemde de İran, Irak ile Türkiye arasındaki yakınlaşmayı bozmak için bir dizi provokasyon gerçekleştiriyor. Türk SİHA'sını düşüren Irak generali Abdusselam Samudi'nin İran ile bağlantıları da ortaya çıktı. Irak'taki İran lobisinin, Türkiye isminin geçtiği her yerde Türk devlet ve iş adamlarına zorluk çıkarmaya çalıştığı biliniyor. Türk Devleti de tüm bu gelişmelerin farkında ve gerekli önlemleri alıyor. Türkiye'nin girişimleriyle Samudi tutuklandı. Kendisini kadim bir devlet ve büyük bir oyun kurucu olarak tanıtan İran'a, Türkleri yeniden değerlendirmesi ve buna göre oyun kurması tavsiyesinde bulunuyoruz. Aksi takdirde sahneye koyduğu oyunlar kendisi için büyük sorunlara yol açabilir."

"Kerkük, Türk tarihinin önemli bir parçasıdır"

Kerkük'ün sahip olduğu tarihi miras, içinde yaşayan Türkmen nüfusu ve 8.7 milyar varil kapasitesindeki petrol rezervleri ile Türk Devleti açısından vazgeçilmez bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Eğilmez, şöyle konuştu, "Bölge, ilk kez 884 yılında Tulunoğulları Beyliği'nin kurucusu Ahmed B. Tulun ile Türk hakimiyetiyle tanıştı. Tulunoğulları'ndan sonra sırayla Büyük Selçuklular, Irak Selçukluları, Zengiler, Erbil Atabeyliği, Karakoyunlular, Akkoyunlular ve Osmanlılar bölgeye hakim olmuşlardır. Kısaca bölge, Türk siyasi tarihi ve kültürünün önemli bir parçasıdır. Türk Devleti, Türkmenlerin güvenliğini ve Türkmen nüfusunun yaşadığı bölgelerde istikrarın sağlanması için dikkatli ve ısrarcı olmalıdır. Kerkük, çok eşli bölgesel yönetimin, bölgedeki taşeron grupların veya İran ve ABD arasında gelgitler yaşayan Bağdat'ın inisiyatifine bırakılacak kadar önemli bir şehir değildir. Mutlaka özel bir statüde ve Türkiye'nin yakın gözetimi altında olmalıdır. Kerkük, Türkiye'nin mirası ve prestijidir."

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Kültür Sanat

Atatürk Üniversitesi Kültür Sanat Türkiye Kerkük

"
Benzer Videolar