Dünyada Her 10 Yetişkinden Biri KOAH Hastası

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı'ndan Doç. Dr. Aslı Görek Dilektaşlı, Dünya KOAH Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, KOAH'ın en yaygın nedeninin tütün ve tütün ürünleri olduğunu belirtti.

Bursa İl Sağlık Müdürlüğü'nün açıklamasında yer alan Dilektaşlı, KOAH'ın, kalıcı solunum sorunlarına (nefes darlığı, öksürük, balgam) yol açan, ancak önlenebilir ve tedavi edilebilir kronik bir akciğer hastalığı olduğunu vurguladı. Hastalığın genellikle ileri yaşlarda görüldüğünü ancak erken yaşlarda da başlayabileceğini ve gençleri de etkileyebileceğini ekledi.

Dilektaşlı, elektronik sigara kullanımının da KOAH riskini artırdığını belirterek, hava kirliliğinin, fosil yakıtlar ve biyokütle yakıtlarının solunmasının, yetersiz beslenmenin, çocukluk çağı akciğer enfeksiyonlarının ve erken yaşlardaki çevresel kirleticilere maruz kalmanın KOAH gelişimi için önemli risk faktörleri olduğunu dile getirdi.

KOAH tedavisinde nefes açıcı ilaçların kullanıldığını ifade eden Dilektaşlı, hastalığın seyrinde yaşanan alevlenmelerin akciğer fonksiyonlarını kalıcı olarak azaltabileceğini, bu nedenle KOAH kontrol programlarında alevlenmelerin önlenmesinin şart olduğunu belirtti. Yıllık grip aşısı ve hekimin önerisiyle zatürre aşısı yapılmasını önerdi.

Akciğer rehabilitasyonunun KOAH tedavisinde oldukça etkili bir yöntem olduğunu vurgulayan Dilektaşlı, bu yöntemle beslenme, günlük yaşam aktiviteleri, ilaç kullanımı, solunum cihazları ve oksijen desteğinin optimize edildiğini açıkladı.

BUÜ ve Bursa İl Sağlık Müdürlüğü'nün KOAH hastaları için ortak bir proje başlattığını belirten Dilektaşlı, Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğü personeline fakültedeki pulmoner rehabilitasyon programını gösterdiklerini ve programı tamamlayan hastaları daha uzun süreli bakım için İlçe Sağlık Müdürlüğü'ne yönlendirdiklerini, bu yaklaşımın olumlu sonuçlar verdiğini ve daha geniş kitlelere ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

Dünya genelinde her 10 yetişkinden birinin KOAH hastası olduğunu ve hastaların %60-80'inin tanı konmamış olduğunu da sözlerine ekledi.