Ayvacık’ta 1600 Yıllık Mağara Kilisesi Bulundu

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde bulunan bir mağaranın Erken Bizans dönemine ait olduğu ve yaklaşık 1600 yıllık bir kilisenin kalıntılarına ev sahipliği yaptığı belirlendi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden (ÇOMÜ) Prof. Dr. Reyhan Körpe, bu önemli keşfe dikkat çekerek, "Ne yazık ki, definecilerin bu tür tarihi alanları acımasızca tahrip ettiğini görüyoruz. Bu mağara ve çevresinde de definecilerin tahribatına dair izler belirgin bir şekilde göze çarpıyor" dedi.

Ayvacık ilçesine bağlı Demirci köyü yakınlarında yer alan bu 1600 yıllık mağara kilisesi, geçmişin izlerini taşıyor. Yakın zamanda gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda tespit edilen mağaranın yeri, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından köy girişine konulan bir tabela ile işaretlendi. ÇOMÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reyhan Körpe, bu keşifle ilgili olarak, Çanakkale bölgesinde bu tür bir yapıya ilk kez rastladıklarını vurguladı.

'MAĞARA ERKEN BİZANS DÖNEMİNE AİT OLMALI'

Kilisenin dışarıdan doğal bir mağara gibi göründüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Körpe, "Dikkatli bakıldığında, içinde geçmiş yıllarda yapılmış bazı kabartmaların varlığını görebiliyoruz. Yakın tarihte kırılmış çok daha fazla sayıda kabartmanın da var olduğuna inanıyoruz. Bölgede yüzeyde herhangi bir tarihleyici malzeme olmamasına rağmen, mağaranın Erken Bizans dönemine ait olması muhtemeldir. Demirci köyü çevresinde, bu kadar büyük olmasa da, mağara ve kayalara oyulmuş başka yapı kalıntıları olduğuna dair bilgiler alıyoruz. Bu mağara da, doğal bir mağara görünümüne sahip olmasına rağmen, geçmiş dönemlerde insanların farklı amaçlar için oyduğu bir alan. Burada bulunan kabartmalara ve koparılmış kabartmaların izlerine baktığımızda, mağaranın dini amaçlarla kullanıldığını söyleyebiliriz" dedi.

'BÖYLE BİR YAPIYLA İLK DEFA KARŞILAŞIYORUZ'

Köylülerin aktardığına göre, mağara duvarlarında birtakım haç ve yazıtlar bulunuyordu, ancak zamanla defineciler veya başka kişiler tarafından koparıldığı ve kırıldığı bilgisini aldıklarını belirten Prof. Dr. Körpe, "Mağara duvarlarındaki haç işaretleri ve büst şeklinde kabartmalar, erken dönem bir kilise olabileceğine işaret ediyor. Bu tür mağara kiliselerinin Geç Antik Çağ'da ilk Hristiyanlar tarafından gizli ibadetlerde kullanıldığını biliyoruz. Şu ana kadar Çanakkale bölgesinde mağara içinde bulunan kilise veya tapınak benzeri bir yapıya ilk kez rastlıyoruz. Bu tür kalıntılar, Türkiye'de genellikle Kapadokya'da derin mağara kiliseleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kısmen açık da olsa, böyle bir yapı kalıntısının bulunması, bölgenin eski çağ tarihi ve arkeolojisi açısından son derece önemlidir" diye konuştu.

'KESİNLİKLE ALTIN VE DEĞERLİ ŞEYLER BULUNMAZ'

Çanakkale bölgesinde Troya ve Assos gibi birçok yerde arkeolojik kazıların devam ettiğini belirten Prof. Dr. Reyhan Körpe, "Bölge, arkeolojik anlamda, antik yerleşimler ve kalıntılar bakımından oldukça zengin. Burada gördüğümüz antik kalıntılara bölgemizde birçok yerde rastlıyoruz. Fakat ne yazık ki definecilerin bu tür alanları acımasızca tahrip ettiğini görüyoruz. Bu mağara ve çevresinde de definecilerin tahribatına dair izler belirgin bir şekilde göze çarpıyor. Bu kaçak kazılar ve tahribatlar, ülkemizde tarihi eserlerin, kültür varlıklarının yok olmasına neden oluyor. Bu vesileyle özellikle definecilere seslenmek istiyorum: Buralarda kesinlikle ve kesinlikle altın ve değerli şeyler bulunmaz. Sizin yaptığınız bu tür tahribatlar, sadece geçmişimize ait kültürün, eserlerin yok olmasına neden oluyor" dedi.

Haber - Kamera: Nazif Cemhan ŞEN - İpek YAVAŞ / AYVACIK, (Çanakkale),

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Kültür Sanat

Çanakkale Ayvacık Kültür Kültür Sanat Güncel Haberler

"
Benzer Videolar