Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘Acı Kahve’ Filmine Yoğun İlgi
61. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde izleyiciyle buluşan 'Acı Kahve' filmi, aile yapısını sorgulayan ve toplumsal tartışmalara ışık tutan bir yapıma dönüştü. Filmde rol alan oyuncu Nazan Kesal, söyleşide aile kutsallığı ve aile içinde yaşanan şiddete dikkat çekerek, "Bu film, aile kavramının gerçekçi bir şekilde ele alındığı ve bize aile içindeki karanlık noktaları hatırlatan bir yapım. Aile her şeyse, o ailelerin içinde neden küçük kız çocukları öldürülüyor?" diye sordu.
Türkiye'nin en köklü film festivallerinden biri olan Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu yıl da sinemaseverleri bir araya getirdi. Festivalin üçüncü gününde, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda yarışan 'Acı Kahve' filmi, izleyiciler tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Dünya prömiyerini festivalde gerçekleştiren film, Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu'nda, yoğun bir izleyici kitlesine ulaştı. Filmin yönetmeni Soner Sert ile oyuncular Nazan Kesal, Buçe Buse Kahraman, Reha Özcan, Şerif Erol, Benian Dönmez, Name Önal ve Atay Yıldız, filmi sinemaseverlerle birlikte izledi. Film, kız isteme töreni için bir araya gelen iki ailenin yaşadığı olayları tek bir evde geçen bir hikaye olarak anlatıyor. Gösterimin ardından gerçekleşen söyleşide, film ekibi izleyicilerin sorularını yanıtladı.
'KÜÇÜK BURJUVA DEĞERSİZLİKLERİ ÜZERİNE BİR ŞEYLER YAPMAYA ÇALIŞTIM'
Söyleşide konuşan Soner Sert, "Bu fikir aklımda canlanmaya başladığından beri, kurmaca bir hikayeyi belgesel tadında anlatma düşüncesi vardı. Filmi sadece 10 günde tamamladık. Bir film fikri zihnime düştüğünde, onu derinlemesine düşünüyor ve zihnimde tartışmalar dönüyor. Bu fikir aklıma düştüğü anda, böyle bir törende küçük burjuva taşlaması yapmam gerektiğini düşündüm. Bugüne dair bir şeyler söylemek istedim. Küçük burjuva değerleri ve değersizlikleri üzerine bir şeyler yapmaya çalıştım" dedi.
'ÇOK ELEŞTİRDİĞİM BİR ANNE'
Filmin oyuncularından Nazan Kesal, "Çok kısa bir süre içinde tüm ekip, birbirimizle dayanışarak, bağımsız sinemanın koşullarını bilerek, gönülden bu filme sahip çıktık. 10 günde bitirdik, çok akıcı bir süreçti. Oynadığım karakter, oldukça eleştirdiğim bir anne figürü. Her zaman onayladığımız rolleri oynayamıyoruz. Kimse sindirmesin. Bu film, Türkiye'de aile yapısını sorgulayan, aile kutsallığı kavramını sorgulatan bir film. Eğer aile kutsalsa, filmimizde olduğu gibi kızın rızası olmadan, anne baba bu evliliğe nasıl razı olabiliyor?" diye konuştu.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Kültür Sanat