AfD'li siyasetçiden Cumhuriyet Bayramı kutlaması | Dış Haberler
Almanya'da aşırı sağcı AfD'nin önde gelen siyasetçilerinden Dr. Maximilian Krah, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayan bir video mesaj yayınladı. Almanya ve Türkiye'nin geleceğinin önemine vurgu yapan Krah, iki ülkenin fırsatları değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
Almanya'da 2024 Haziran ayında yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerini ikinci sırada tamamlayan ve Eylül ayında iki eyalette yapılan seçimlerde yüzde 30'un üzerinde oy alarak siyasette büyük yankı uyandıran aşırı sağcı AfD partisinin önde gelen isimlerinden Dr. Maximilian Krah, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için bir video mesajı yayınladı.
Mesajına Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayarak başlayan Krah, Almanya-Türkiye ilişkisinin önemini vurgulayarak, Türkiye'nin giderek artan bir önem taşıdığını belirtti.
İki ülke arasında 100 yıllık bir dostluk geçmişi olduğunu hatırlatan Krah, Almanya ve Türkiye'nin fırsatları ortaklaşa değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Göç dalgasının iki ülke tarafından birlikte sonlandırılabileceğini ve Türkiye'nin birçok konuda ideal bir ortak olduğunu ifade eden Krah, açıklamasında şunları söyledi:
"Türkiye'nin Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyorum. Bu, Almanya-Türkiye ortaklığının geleceği hakkında konuşmak için harika bir fırsat. Çünkü kesin olan bir şey var, Türkiye giderek daha fazla önem kazanıyor. Biz de dahil olmak üzere! Bu fırsatlardan yararlanmalıyız!
Savaş sonrası dönem sona erdi. Almanya’nın dış ve Avrupa politikası kendini yeniden yaratmalı. Eski dostlarımız olan Türkleri hatırlama zamanı geldi. Almanya ile Türkiye’yi yüz yıllık bir dostluk, güven ve iş birliği bağı bağlamaktadır. I. Dünya Savaşı’nda silah arkadaşlığı yaptık ve günümüzde de NATO’da bu dostluğu sürdürmekteyiz. Milyonlarca Türk Almanya’da yaşadı, birçoğu hala burada.
Solingen’deki korkunç saldırının akşamında Türk arkadaşlarımla bir araya geldim ve Almanya’nın içinde bulunduğu durumdan dolayı gözlerinde dehşeti gördüm.
Alman politikacıların bu muhteşem ülkenin bu kadar kötü bir duruma düşmesine nasıl izin verdiklerini sordular. Ulusları, ulusal kimliği olmayanlar, Atatürk’ü kullanarak yabancı devletlerin avı haline geliyor. Recep Tayyip Erdoğan ve Mevlüt Çavuşoğlu gibi politikacılar hızla değişen dünyada ulusal egemenliği korumanın ve siyasi hareket alanını genişletmenin mümkün olduğunu kanıtlamışlardır.
Bu, 2001 yılındaki göçün merkezi zorluğu açısından vazgeçilmezdir, çünkü bu modern halk göçü Orta ve Yakın Doğu’dan, Türkiye üzerinden Almanya ve Avrupa’ya doğru akmaktadır. Birlikte bu göç dalgasına yol açan istikrarsızlıkları sona erdirebiliriz. Bunu sadece ele almamız ve istememiz gerekiyor, bunun için doğru ortaklara ihtiyacımız var. Ama mesele sadece göçün önlenmesi değil, geleceğin şekillendirilmesi, refahın korunması, geleceğin fırsatlarından adil payımızı almak.
Türkiye artık gelişmekte olan ülke değil, bugün itibariyle İtalya’nın ekonomik gücünü geride bırakmış durumda ve on yılın sonuna kadar Fransa’dan daha güçlü bir ekonomik yapıya sahip olacak.
Türkiye, modern teknolojilerin, mobilitede hava ve uzayda, turizmde ve hizmetlerde bulunduğu bir yer. Yüz yıllara dayanan bağ, mevcut güven ve ortak çıkar nedeniyle Türkiye ekonomik gelecek, siyasi istikrar ve yeniden göç konusunda ideal bir ortaktır.
Suriye ve Afganistan’a geri dönüş, savaş sonrası dönem sona erdi. Öğrenilmiş siyasi kesinlikler artık geçerli değil. Gerçek dostları tanıma ve güvenin geliştiği bir temel üzerinde geleceğe doğru ilerleme zamanı gelmiştir. Eğer buna cesaret edersek, Almanya ve Türkiye birlikte gelişecektir."
AfD nasıl bir parti?
AfD, Almanya siyasetinin son 10 yıldaki en hızlı yükselen partilerinden biri olarak öne çıkıyor. Aşırı sağcı bir parti olarak kabul edilen AfD, üyelerinin zaman zaman Nazi söylemleri nedeniyle zor duruma düşse de, son Avrupa Parlamentosu seçimlerini Almanya'nın ikinci en başarılı partisi olarak tamamladı. Almanya'nın mevcut şansölyesi Scholz'un Sosyal Demokrat Parti'si ise üçüncü sırada yer aldı.
Avrupa Birliği'nin ana motoru olan Almanya sanayisinin durgunluğu ve resesyon beklentileri, Almanya toplumunda AfD'nin aşırı sağcı kimliğinin ikinci plana itilmesine ve ekonominin rayına girmesi için bir alternatif partiye dönüşmesine yol açıyor. Özellikle pandemi döneminin ekonomik etkilerinin ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Avrupa'nın siyasi ve ekonomik dengesini sarsmasının Avrupa genelinde aşırı sağ rüzgarına yol açtığı bir dönemde, AfD, bu rüzgarın Almanya'daki merkezi konumunda bulunuyor.
Avrupa Birliği şüphecisi olarak da bilinen AfD, göç ve çokkültürlülük konusunda kesin çizgilere sahip. Rusya-Ukrayna Savaşı'nda Ukrayna'ya verilen desteğe de karşı çıkıyor.
AfD seçmenlerinin yüzde 87’si, parti doğru konuları gündeme getirdiği müddetçe aşırı sağcı yatkınlıklara önem vermediğini kaydediyor.
Dr. Maximilian Krah, hem ülkesinde hem de Avrupa siyasetinde tartışmaların merkezinde yer almış bir isim. Krah, Nazilerin paramiliter gücü SS organizasyonu için “Her üyeleri otomatik olarak suçlu kabul edilemez” demiş ve bu değerlendirme nedeniyle, Avrupa Parlamentosu seçimlerinden çekilmek zorunda kalmıştı.