268 yıllık tarihi İstanbul Valilik binası yenileniyor.
İstanbul Valiliği’nde dikkat çeken ihtişamlı kitabeler.
İSTANBUL – İstanbul Valiliği, 2022’de Hariciye Nezareti ve 2020’de Şura-ı Devlet binalarında başlattığı aslına uygun yeniden yapım ve restorasyon çalışmalarını tamamlama yolunda ilerliyor. Bu tarihi yapıların yenilenmesinin yüzde 50’si tamamlandı ve çalışmaların 2025’te sona ermesi bekleniyor. İstanbul Valiliği’nin kapılarında yer alan üç tarihi kitabe, ihtişamıyla göz alıcı bir şekilde dikkat çekiyor. Bu tarihi eserler üzerinde yürütülen çalışmaların havadan görüntüleri de yayınlandı.
İstanbul Valiliği’ndeki Hariciye Nezareti (İl Mahali İdareler Müdürlüğü) binasında, 2022 Ocak ayında başlayan aslına uygun yeniden yapım çalışmaları devam ediyor. Kaba inşaatı tamamlanan binada elektrik, mekanik, altyapı ve ince imalatlar devam ediyor. Çalışmaların yüzde 50’si tamamlandı ve binanın 2025 Ağustos ayında tamamlanması planlanıyor. 2020 Ocak ayında başlayan Şura-ı Devlet binasının aslına uygun yeniden yapım ve restorasyon çalışmaları, ilk etabını 2023’te tamamlamıştı. 2024 Haziran ayında başlayan ikinci etap çalışmaları ise devam ediyor. Elektrik, mekanik, altyapı ve ince imalatlar üzerinde yürütülen çalışmaların da yüzde 50’si tamamlandı. Şura-ı Devlet binasının 2025 Mayıs ayında tamamlanması öngörülüyor. İstanbul Valiliği’nin kapılarında yer alan üç kitabe de dikkat çekiyor. Yeserizade Mustafa İzzet Efendi’nin üç ayrı noktaya yerleştirdiği bu ihtişamlı kitabeler, restorasyon çalışmaları kapsamında havadan görüntülendi.
“2025 yılı içerisinde inşa sürecinin bitmesi bekleniyor”
İstanbul Valiliği binasındaki çalışmalar hakkında konuşan Araştırmacı Oktay Türkoğlu, “Arkamızdaki valilik binası daha önceki yıllarda restorasyon geçirmişti ve günümüze güzel bir şekilde ulaştı. Kompleksin içindeki diğer binalar, Şura-ı Devlet dairesi de dahil olmak üzere, planlara ve resimlere bakılarak yeniden inşa ediliyor. Bu işlem, ‘rekonstrüksiyon’ olarak adlandırılıyor ve 2025 yılında tamamlanması bekleniyor. Fossati kardeşleri, Süleymaniye ve Ayasofya’daki restorasyonlarıyla tanınıyor. Bu İsviçreli mimar kardeşler, buraya bir arşiv dairesi inşa etmişler. Bina hala IRCICA tarafından kullanılıyor. Arkamızdaki bina özgün bir bina, ancak diğer binalar özgünlüğünü kaybetmişti. Yakın zamanda valilik, rekonstrüksiyon usulünde bu binaları yeniden inşa etmeye başladı. Bu yapı İstanbul Valiliği, ancak zamanında Sadaret dairesiydi. Sadaret, sadrazamların bulunduğu yerdi. Devlet işleri ve Osmanlı bürokrasisi buradan yönetiliyordu” dedi.
“Kitabede geçen şu detay ilgi çekici; ‘Bir daha yanmamak üzere kargir olarak yaptırıldı'”
Kitabeler hakkında da bilgi veren Türkoğlu, “Bugün bulunduğumuz İstanbul Valiliği’nde, Yeserizade Mustafa İzzet Efendi’nin üç tane kitabesi yer alıyor. Bu kitabeler üç farklı noktada bulunuyor. Bunlardan biri, Gülhane Parkı’nın hemen karşısında, dalgalı bir saçağıyla dikkat çeken kapının hemen üstünde yer alıyor. Bu kapı şu anda restorasyonda. Cumhuriyet’ten sonra, Vilayet dairesine bazı niteliksiz yapılar eklendi. Burası yangınlar geçirmiş ve yeniden yapılmış. Bu esnada orijinal niteliklerini kaybetmiş. Şu anda hummalı bir restorasyon faaliyeti devam ediyor. Alemdağ Caddesi’ne bakan, dalgalı saçaklı kapının üzerinde Sultan Abdülmecid’in tuğrasını taşıyan kitabede geçen bir detay oldukça ilgi çekici. ‘Bir daha yanmamak üzere kargir olarak yaptırıldı’ deniliyor. Demek ki daha önce burası ahşap olarak inşa edilmiş ve yanarak yok olmuş. Sultan Abdülmecid, burayı kargir yani taştan inşa ettirmiş. Fakat yine de yangınlardan etkilenmiş. Arkamızda da kitabeler var. Oradaki kitabelerde Yeserizade imzası yok. Biri Ankara Caddesi’ne bakan cephede, diğeri ise Nallı Mescide bakan cephede yer alıyor. Bu kitabelerde hattatın imzasını görebiliyoruz. Burada Sultan Abdülmecid’in yapıyı eskisinden daha güzel, daha sağlam, daha güçlü ve daha büyük yaptırdığına dair yazılar bulunuyor. Yeserizade Mustafa İzzet Efendi, Osmanlı’nın en meşhur hat sanatçılarından biridir. İki tanesi, Ziver Paşa isimli ünlü bir şair tarafından yazılmış. Ziver Paşa, bu kitabelerden birine şöyle bir tarih düşürmüş. Sultan Abdülmecid’in sağlam bir bina yaptırdığını söylüyor. Hicri tarihi 1259, miladi tarihte 1843-1844 yıllarına tekabül ediyor. Kitabenin üzerinde İstanbul Valiliği yazısı, altında Türk bayrağı, onun üstünde de bir madalyon içerisinde yeşil zemine altın varaklı harflerle bir kitabe daha var. Bu daha sonraki yıllarda yapılmış bir kitabedir. İçinde de Türkiye Cumhuriyeti yazıyor. 20. asırda İsmail Hakkı Altunbezer isimli ünlü bir hattatımız vardır. Onun hattıyla buraya konulmuştur” ifadelerini kullandı.
İstanbul Valilik binası tarihi
Osmanlı Cihan Devleti sadrazamları, Topkapı Sarayı’na yakın olması sebebiyle, İstanbul’un bugünkü Eminönü ilçesindeki Cağaloğlu semtinde yaptırılan konaklarda ikamet ediyordu. 1756’da Sultan 3. Osman tarafından semte bir Sadrazamlık Konağı inşa edildi. Resmi nitelikteki ilk sadrazamlık binası, 1755, 1808, 1826 ve 1839 yıllarında tamamen, 1878 ve 1911 yıllarında ise kısmen yandı. Tüm yangınların ardından yeniden inşa edilen bina, 1808 yılında Alemdar Mustafa Paşa’nın sadrazamlık döneminde çıkan ayaklanma sırasında patlamaya uğradı. Yanarak kül olan sadrazamlık binası, dönemin padişahı Sultan 2. Mahmut tarafından yeniden inşa edildi. Yeniden yapılan binaya “Mahmud-ı Adli” adı verildi. “Mahmud-ı Adli” ismi zamanla “Bab-ı Adl ya da Bab-ı Adli” isimlerine, 19’uncu yüzyılın ikinci yarısında ise “Bab-ı ali” deyimine dönüştü. Tamamen ahşap olarak inşa edilen bina, Sultan Abdülmecid tarafından 1844’te ilk defa kargir olarak inşa edildi. 1844’ten itibaren sadrazamın ikamet yeri olmaktan çıkarak tamamen bir devlet dairesi haline geldi. Kargir olarak inşa edilen bina, yangınlar ve tamirler sonucunda değişikliklere uğradı ve günümüze kadar gelen binanın esasını oluşturuyor. 1878’deki yangında Şura-ı Devlet Dairesi, Ahkam-ı Adliye Dairesi, Dahiliye ve Hariciye nezaretleri tamamen yandı ve yeniden inşa edildi. 1910 yılında Bab-ı aliye küçük bir yapı eklendi, ancak 1911 yılındaki yangında Şura-ı Devlet ve Dahiliye Nezareti ile Mektubcu, Teşrifatçı, Beylikçi, Sadaret Kalemi daireleri ve Vakanüvis daireleri tamamen yandı. Yangından sonra tek bir bina olan Babıali’nin orta bölümü, eski haline getirilmeyerek ortadan kaldırıldı. Böylece Babıali, ilk defa olarak iki binaya ayrılmış oldu.
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Kültür Sanat
”
GENEL
6 saat önceGENEL
6 saat önceGENEL
6 saat önceGENEL
6 saat önceGENEL
6 saat önceGENEL
7 saat önceGENEL
7 saat önceGüvenliğiniz bizler için önemli. Bu yüzden gizlilik politikası sayfamızı inceleyiniz.